Eski İstihbarat Şefinden şok iddia: Yeşil hayatta

Eski İstihbarat Şefinden şok iddia: Yeşil hayatta

Gazeteci ve yazar Musa Anter’in 1992 yılında Diyarbakır’da öldürülmesine dair görülen davada cinayete dair önemli detaylar ortaya çıktı.

Gazeteci ve yazar Musa Anter’in 1992 yılında Diyarbakır’da öldürülmesine dair davanın bugün görülen duruşmasında dinlenen eski Genelkurmay İstihbarat Daire Başkanı İsmail Hakkı Pekin, cinayeti planladığı belirtilen Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım’ın hayatta olduğunu söyledi.

Yeşil ile ilgili olarak ifadesinde, "Yaşadığını biliyorum ama nerede yaşadığını bilmiyorum. Sağlık problemleri olduğuna dair bilgi geldi” diyen Pekin, "Sahte kimlik kullanıyor olabilir; kimliği değiştirilmiş, suratı da değiştirilmiş olabilir" diye ekledi.

Musa Anter cinayeti ve JİTEM ana davası dosyalarının birleştirilmesi sonrası yapılan yargılamanın 9’uncu duruşması Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü.

"YER OLARAK BİLSEM, GELİR İHBARDA BULUNURDUM"

Tanık olarak dinlenen Genelkurmay Başkanlığı İstihbarat Daire eski Başkanı İsmail Hakkı Pekin, “Açıkçası ben meslek geçmişi olmam ile ilgili duyduklarımı HaberTürk televizyonundaki bir programda kendi görüşlerimi açıklarken ilgili beyanda bulunmuş olabilirim. Yeşil olarak tanınan Mahmut Yıldırım’ın yaşadığı yönündeki kanaatim ile ilgilidir. Benim kendi çevremden gelen bilgilerden oluşan kanaatimdir. Bu bilgiler dahilin de bu kişinin yaşadığı kanaatine ulaştım. Yer olarak bilsem, gelir ihbarda bulunurdum. Yaşadığını biliyorum ama nerede yaşadığını bilmiyorum. Sağlık problemleri olduğuna dair bilgi geldi” diye kaydetti.

Kanser olduğuna dair bilgilerin kendisine geldiğini vurgulayan Pekin, şöyle devam etti:

“Nerede tedavisinin sürdüğünü, hangi kimliği kullandığına dair bilgi edinmedim. Ben 2011 Eylül ayına kadar orduda görev yaptım. Orduda toplamda 43 yıl görev yaptım, yukarda açıkladığım malumatı emekli olduktan sonra öğrendim. Terörle mücadele konusunda çalışıyordum görev sırasında da bu kişiyle ile ilgili bilgiler vardı. Kamu görevim boyunca elde ettiğim bilgileri açıklama durumum yoktu. Ama onları burada açıklayamam.”

Bunun üzerine avukat Okçuoğlu, 2 Nisan 2012’de Pekin’in yaptığı röportajı mahkeme sırasında dinletti. “Türkiye’de devletle beraber asayişten görevli olanlarda bu tip adamları kullanmıştır” sözlerinin geçtiği videoda “Yeşil suikastlarda kullandı. İnfazlar yapılmasında, insanların sorgulanmasında kullandı” ifadeleri dinlendi. Okçuoğlu, “Devlet sırrı bilgilerini sorgulamıyoruz dosyamız ile ilgili kısımları istiyoruz. Yeşil’in 95 yılında kendine getirildiğini söylüyor. Cem Ersever’in öldürüldüğü olayda da Yeşil’in ismi geçiyor. Yaşadığı ve Türkiye’de olduğunu söylüyor ki biz başından beri yaşadığını biliyoruz. Siz bu bilgileri nerden öğrendiniz” diye sordu.

"SURATI DEĞİŞTİRİLMİŞ OLABİLİR"

Somut olarak kimle konuştuğunu hatırlamadığını ifade eden Pekin, şunları söyledi: “Bilgileri duyduğum kişiler görevli kişiler değildi. Militanlar, istihbarat kökenli arkadaşlarım, sonrasında emekli olarak çalışmış kişiler, değişik yerlerde etkinliklere katılırım bu etkinliklerde duyduğum bilgilerdir. Sadece hastalıkla boğuştuğunu biliyorum, bir şekilde tedavi oluyordur. Sahte kimlik kullanıyor olabilir. Kimliği değiştirilmiş de olabilir, suratı da değiştirilmiş olabilir, bilgiye sahip değilim.”

Pekin, ifadelerini şöyle sürdürdü:

“Mahmut Yıldırım, tanık koruma prosedürü uygulandı mı bilmiyorum ama olasılık dahilinde olabilir mi, bilmiyorum. Program ile ilgili çağırdılar gittim, ifade verdim. Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle mücadele biriminde programın yayınlanmasını takiben geçirdiğimiz Ekim ayında ifade verdim. JİTEM jandarma ile ilgili bir durum. Belirtilen tarih 1990’ların başı ben o dönemde Brüksel’deydim. Devletin yaptığı açıklamalar dışında söyleyeceğim bir şey yok. Ankara’ya geldiğinde Cem Ersever ayrılmıştı. Cem’in öldürüldüğü tarihte Brüksel’deydim.”

“Biz Harp Okulu’nda 690 kişi mezun olduk. Dolayısıyla herkes birbirini tanır. Somut olarak bir bilgiye sahip değilim” diye devam eden Pekin, devamla şunları ifade etti:

“Somut olarak Yeşil ve benzeri kişilerin bölgede kullanıldığına dair elimde bilgi yok. Bunu programda kanaat olarak söyledim. Sadece bölge değil. Tüm Türkiye’de devletin kimi nasıl kullandığına dair bilgi var. Devletlerin istihbaratı, gizli servisleri maalesef böyle çalışır. Devlet adına çalışan faili meçhul unsurlar böyle çalışır. Deşifre olan kişiler bir yerlere gönderilir, kimlikleri değiştirilir, görüntüleri değiştirilir. Türkiye içinde de dışında da yaşayabilir. Bildiklerini düşünürsek sanık ‘YEŞİL’ kodlu Mahmut Yıldırım’ın da kuvvetle yüzü, kimliği değiştirilmiş olabilir.”

Jandarma ve Türk Silahlı Kuvvetleri istihbaratlarının farklı olduğunu sözlerine ekleyen Pekin, şunları söyledi:

“Jandarmanın insan istihbaratı yapma yetkisi vardır. Görüp, geçirdiğim devlet tecrübem de her ikisinin istihbaratı farklıdır. Jandarmanın istihbaratı insanı da konu edinen bir yapılanmadır. Bu bağlamda yetkileri fazladır. Jandarma istihbarat yapılanmasının edindiği malumat komutan tarafından gerekli görülürse TSK ile paylaşılır. 1995 yılında 5’inci Hudut Alay Komutanlığı’nda görev yaparken Iğdır İl Jandarma Komutanı olan ve ismini hatırlamadığım ancak soyadı Nacak Albay yanında ‘Yeşil’ kodlu Mahmut Yıldırım ile birlikte yanıma gelmiştir. Bunu bölgede kullanabilirsiniz. Terörist avında başarılıdır bir tanıtımda bulunduktan sonra sıkıntılı ve para karşılığında iş yaptığını düşündüm. Tehlikeli olduğunu gördüğüm için bu kişi ile işim olmaz diye söyleyerek, kendisiyle çalışmayacağımı Albay Nacak’a bildirdim. İlk defa o tarihte gördüm, bir daha da görmedim."

siyasetcafe.com

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.