Eski müritten müthiş yazı: Tarikatten Devlete Menzil Hanedanlığı!

Eski müritten müthiş yazı: Tarikatten Devlete Menzil Hanedanlığı!

Eski mürit Menzil tarikatı özelinden Tasavvuf ve Nakşibendilik hakkında flaş bir “Menzil Hanedanlığı Siyaset ile Tasavvuf ve Nakşıbendilik Kitabı Üzerine” başlıklı flaş bir yazı yazarak, bu yapıların tamamen “şirke” battığını ifade etti.

Tekrardan merhaba;

Normalde uğraşlarım sebebi ile bildiğiniz gibi sık sık yazamıyordum.

Fakat geçmiş dönemde yazdığım ‘Menzil,İsmailağa ve diğer şirk baronları’ adlı yazımın sonunda bu serinin devam edeceğinden bahsetmiştim o yüzden ilk önce o yazımı şu linkten okumanız daha iyi olacaktır;


Süleymancılar, İsmailağa, Menzil, vb: "Şirk baronları"

Çünkü bunu okumadan okumaya geçerseniz bir çok şeyin altının boş olduğunu düşüneceksiniz,sonra bir çok soru ile uğraşmaya üşeneceğim.

Hadi canım, hadi gülüm.

Bu yazının birden bire aklıma ‘Aaa şöyle bi yazım vardı lan söz vermiştim insanlara’ demekle gelmediği aşikar.

Peki bu yazı aklıma uzun süre sonra nasıl geldi?

Başlıktan da anlaşılacağı gibi yakın zaman içerisinde Semerkand 20. yılına özel ‘TASAVVUF VE NAKŞIBENDİLİK’ adında bir kitap çıkardı.

Bende bu kitabı geçtiğimiz aylarda edindim fakat kritiğini yapmak daha yeni nasip oldu.

Bu döneme denk gelmesi benim için daha iyi oldu aslına bakılırsa.

Çünkü kitabın içinde ‘İnfak, Zenginleşmeyin, Siyasetin içine girmeyin’ cümleleri bol bol kullanılıyor.

AK Parti’yi desteklemelerini açıklaları da biraz tuz-biber oldu diyebilirim.

Şirk unsurları yine cabası tabi ki!

Peki bu cemaat gerçekten zühd içinde mi? Gerçekten de siyaset ile alakaları yok mu?

Siyaset işine girmeden önce kitabın içindeki şirk unsurlarından bahsetmek istiyorum. Eğer konunun siyasi alanı ile ilgileniyorsunuz o biraz aşağıda güzel belgeler ile kalacak.

Haa aklıma gelmişken bunu da buraya bırakayım yahu baya komiğime gitmişti :D

sirk.jpg
Kitabın daha ilk başlarında (ki kitabın dayanamayıp sadece ilk 150 sayfasını okudum,sonraki 100 sayfanın içeriklerini diğer yazımda anlatmıştım) bir ton şirk unsuru,kurana aykırı cümleler göze çarpıyor.

Mustafa Bahadıroğlu adlı abimizin yazdığı makalede 22-23.sayfa arasında anlatılan bir durum var.

Bu durumu özetlemek gerekirse konu şu ‘Akaid,Fıkıh ve Tasavvufu reddeden dinden çıkar,bunları çıkardığınızda din eksik kalır.’

Yani bu abimizin dediğine göre Kuran dışında yer alan bu kaynaklarıda kabul etmeliyiz.

Peki hangi fıkıhı kabul edeceğiz? Hanefi,Şafii,Hanbeli,Maliki hepsi birbirinden farklı haramlar koyuyorlar,hepsi kafasına göre bir şeyler farz ilan edip bir şeyleri vacip olarak dayatıyorlar.

Örneğin ‘Deniz ürünleri’nin her türü Kuran’da helal kılınmışken Şafii haram diyebiliyor.

‘Abdesti bozan şeyler’ Kuran’da gayet açıkken mezhepler bunları 12,3,5,8 olarak alabildiğine arttırabiliyor,eksiltebiliyor.

Bana namaz kılmayanın öldürülmesi,dinden çıkanın öldürülmesi gerektiğini söyleyen fıkhı REDDEDİYORUM/REDDEDİYORUZ.

Kuran ibadetler konusunda gayet açıktır.

Yine diğer bir bahsettiği şey ise ‘Tasavvufun reddedilmesi’dir.

Evet içerisinde yukarıdaki resimdeki gibi bir ton aptalca şey barındıran,vahdeti vucud gibi açık bir saçmalığı savunan,insanları pasifize eden bu ilmi (!)de reddediyoruz.

Bu sözde ilmin öncülerinden bir kaçının sözüne bakalım Kuran ile çelişip çelişmediğine siz karar verin.

CELALEDDİN RUMİ

--------------------------

-Mesnevi Vahiydir. -Mesneviye temiz kişiler dokunabilir (Vakia 79’da Allah benzerini Kuran için söyler)

-Ormanlar Kalem,denizler mürekkepte olsa mesnevi bitmez (Lokman 27’de Allah aynısını Kuran için söyler)

-Tanrı dedi ki:Veliler benim çocuklarımdır. (Allah’ın böyle bir şey söylediğinden haberi var mı?)

-Kadınların dediklerinin tersini yapın,reyine güvenmeyin.

İBN ARABİ

--------------------------

-Füsusul Hikem’i bana peygamber verdi.

-Tek gerçek bilgi sadece keşif ve ilham ile edilinebilir. Akıl ile edinilemez.

Yine İbni Arabi halkı ikiye ayırıp bir kısmının Havas ilmine sahip olduğunu ve Kuran’daki gizli hakikatleri anlayabileceğini diğer insanların ise avam olduğunu ve bu sırları anlayamayacağını söylemektedir.

Peki buna göre İbni Arabi’nin Ali İmran Suresi 7.ayete göre kalbinin sakat olma ihtimali nedir?

Müteşabih ayetler ile ilgilenen,onlara bir sır yükleyenin halini Allah bu ayette halini anlatmıştır.

Yine Musa peygamber ile görüştüğünü söylemesi ayrı bir olaydır.

Fakat beni en çok şoka uğratan şey ‘Vahdeti Vücud’ sapıklığını iyice sindirmemiz için verdiği kadın örneğidir.

Ona göre cinsel birleşimde Allah her zaman kadın kılığına girer. Yani afedersiniz ama Allah ile ilişkiye girmiş olursunuz işte bu yüzden de gusl almamız gerektiğini söyler bu abimiz.

Yine şok eden cümlelerinden biri de ‘Nebilik makamının derecesi Resulun üstünde ve velinin altındadır’ cümlesidir.

Yani İbn Arabi’ye göre sıralama Veli>Nebi>Resul’dur.

Kuran’da ‘Veli’ kelimesi neredeyse olumlu anlamda kullanılmaz ama bu abimiz bu sıfatı nebi ve resulunde üstüne koymuştur.

Bu konuyu fazla uzatmak istemiyorum daha önce yeterince anlattığımı düşünüyorum.

O yüzden sıradaki konuya geçelim.

Mustafa Bahadıroğlu dediğimiz adama göre kitabın da 24.sayfasında görebileceğiniz üzere bazı tasavvuf büyükleri gayptan haber verebilir:

“Tasavvuf,varlık aleminden bahsederken kimi zaman gayb alemiyle ilgili bazı bilgiler de verir. Gaybi bilgiler ayet tve hadislerin yanı sıra keşfe,ruhi tecrübelere ve hale de dayanan bilgilerdir. Özellikle “Ricalü’l Gayb” denilen gayb erenleri,kutub ve gavs gibi manevi tasarruf sahipleri bu konuda söz söyleyen kimselerdir”

‘Kutup ve Gavs’ tanımını yukarıda en başta linkini verdiğim yazımda açıklamıştım.

Yukarıdaki cümleye göre bazı adamlar gaybtan haber verebilirler.

Peki Kuran bu işe ne diyor?

Yahu Kuran’da bırakın bu adamlardan bahsetmeyi açıkça peygamberin bile Gayp hakkında bilgi veremeyeceği ‘Gayp’ kelimesinin geçtiği her ayette vurgulanıyor.

Hatta peygambere özel olarak ‘Gaybın hazineleri benim yanımda değildir ne kendime ne de size ne olacağını bilemem’ dedirtiyor.

Ama dini keyiflerine göre kalıptan kalıba sokan,Allah’a söylemediği şeyler söyleten bu adamlar kalkmışlar Allah’a dinlerini öğretiyorlar.

Yapmayın ahiretinize günahtır,dayanağınız sadece Kuran olsun zanna inanmayın.

25.sayfada ise şu cümleyi görüyoruz;

‘Peygamber vahiy ile iç içe olduğu için hiçbir zaman yanlış yapması söz konusu değildi.’

Ulan bu cümleye iyi yaklaşayım dedim,peygamber olmadan önce ‘Delalet’ içinde olduğunu almayayım dedim ama kitabın ilerleyen kısımlarında öyle yerlere denk geldim ki bunu da kullanmak zorunda kalacağım.

Peygamber bal gibi yanlış yapmıştır, Allah tarafından bir çok defa da uyarılmıştır.

Sırf mürşidlerinin yanlış yapmayacağını vurgulamak için bu tarz şeyler kullanmaları çok yanlış.

Tahrim Suresi 1.Ayet,Abese Suresi,Tevbe Suresi 43.ayet,Enfal Suresi 67-68.ayetlerde Allah peygamberi yaptığı yanlışlardan yüzünden uyarmıştır.

Ayetleri bilerek buraya yazmıyorum. Açın bakın lütfen şu kitabı okuyun ve dincilere maskara olmayın,kendiniz merak edin.

Kitabın maşallah her sayfası Kuran’ı sıfırdan yazmak için oluşturulmuş gibi J

26.sayfasında peygamberin mucizelerinden,sahabelerin onu rabıta yaptığından bahsediyor.

Peygamber’in tek mucizesi Kuran’ı Kerimdir.

59 - Bizi, mucizeler ve peygamber göndermekten alıkoyan şey, ancak öncekilerin onları yalanlamış olmalarıdır. Semûd'a, açık bir mucize olarak o dişi deveyi vermiştik de ona zulmetmişlerdi (deveyi boğazlayarak kendilerine yazık etmişlerdi). Oysa biz, o mucizeleri ancak korkutmak için göndeririz. (İsra 59)

'Ona Rabbinden bir mucize inmeli değil miydi?' dediler. De ki, 'Mucizeler ALLAH'ın katındadır. Ben sadece apaçık bir uyarıcıyım.' (Ankebut 50)

En’am Suresi 109 Tüm yeminleriyle Allah’a yemin ettiler ki, eğer kendilerine bir mucize gelirse ona mutlaka inanacaklar. Söyle onlara: “mucizeler ancak Allah’ın katındadır.” mucize geldiğinde de iman etmeyeceklerini anlamıyor musunuz?

Bunun yanında Allah, peygamberin sadece bir uyarıcı olduğunu ısrarla söyler,istesek melekte indirebilirdik diye söyler.

Fakat bizim insanlarımız Kuran’da tek bir peygamber mucizesi geçmemesine rağmen en az 2000 küsur mucizeyi peygamber isnat etmişlerdir.

Sebebi ise muhtemelen insan üstü bir şeye inanma arzusu veya ‘Diğerlerine verildi peygambere verilmesi de gerekir’ kafasıyla başlayan bir ‘Yoksa uyduralım Hristiyanlar falan dalga geçer’ kafası.

27.sayfada gözüme çarpan şey ise ‘İhtilafta rahmet vardır.’ cümlesi oldu.

İhtilafta rahmet var ama insanlar bu ihtilaflar yüzünden birbirini kesiyor,sünni-şii birbirini vuruyor.

Biri diğer mezhebi ‘Mürted’ ilan edip kafa uçuruyor. Diğer cemaat diğer cemaat ile menfaat yarışına giriyor.

Haramlar çoğalıyor,helaller azalıyor. Dünya üzerinde kaç mezhep var saymak imkansızlaşıyor.

Aklın düşmanı olan bu tip insanlar yüzünden her gün IŞİD,Hasbi Şahbi,Taliban ürüyor,duruyor.

Bu nasıl ihtilaf ki,Müslüman,müslümanı ‘Allahu Ekber’ deyip öldürüyor.

Aramızda ihtilaf olmamalı,hepimiz Allah’ın ipine sarılmalıyız.

Kitapta ‘Ahmet Murat Özel’ diye bir akademisyen (!) modern aklın geride kalması gerektiğini,keşif ve ilhamında anlaşılmasının gerektiğini yazmış (29. Sayfa)

Ülkenin akademisyenleri bilimsellik yerine ‘Zan’na tabi olmayı söylerken bu tarz ihtilaflar ‘Rüyamda gördüm beş vakte evliyalar babaanneni kaçıracak’ haberleri bitmez bitemez.

Değişim taa üstten başlamalı.

Ve tabiki de olmazsa olmazımız, Caner hocanın masaya deve sidiği vurması ile şoka uğrayan biriciğimiz Ebubekir Sifil hocamız’da bu kitapta bir makale karalamış J

Hocamız ‘Tevessül’ yani ‘Vesile’ kavramını bu kitapta yazmış. 33.sayfa itibari ile okuyabilirsiniz.

Aslında başta okuyunca hoşuma gitmedi değil,çünkü ‘Allah’a yakınlaşmak için vesileler arayın’ ayetindeki ‘Vesile’ kelimesinin ibadetler, infak gibi şeyler olduğunu çok güzel açıklamış.

Ama gel gelelim şeyhide vesile kılmaya bir kılıf bulacak ya ayetlerde aradığını bulamayıp,hadislere ve geleneğin paçavra kitaplarına gitmiş.

Mesela 56.sayfada 7.hadis’e göz attığımızda ‘Hz.Adem’in işlediği günah yüzünden Hz.Muhammed’i vesile kıldığını anlatan bir hadisi almış.

Çıldırmamak elde mi yavrularım? Kuran’da Adem kıssası bütün detayları ile anlatılır fakat bu adam gelmiş bu hadisi sunarak ‘vesile’ böyle de olabilir diyor.

Yazının başlarında dediğim ‘Delalet’ ayetini burada kullanacağım.

Hocam peygamber kendisine peygamberlik verilmeden önce bir delalette değil miydi?

Allah aşkına bu tarz bir şeyi nasıl söyleyebilirsiniz?

Direkt olarak niyetinizin aşağıdaki görsel olduğunu söyleyin geçin;

sirk1.jpg

gavs.jpg

 



29.sayfada ise ‘İnfak’ konusuna değinmiş beylerimiz :(

Maşallah hocam,peygamberin hayatını öyle bir anlattınız ki ne güzel,şeyhiniz de,ailesi de öyle yaşıyor.

Öğrencilerin kurduğu bir toplulukta aktif olarak görev yapıyorum. Allah’ın izniyle öğrenci olmamıza rağmen en az 6 şehirde girilmedik ev,bilmediğimiz muhtaç kalmadan sosyal medyadan gelen destekler ile kira,fatura,erzak gibi aile ihtiyaçlarını karşılıyoruz. (Detaylı bilgi için mail atabilirsiniz)

Fakat infakı böyle cümleler ile anlatan bu kitap sahibine sormazlar mı şeyhiniz Markat’a Mercedes ile gidiyor mu gitmiyor mu? Açtığınız markaların geliri nereden geliyor? Arabalarınız en lüksünden,giydikleriniz en kralından,peki müridleriniz infak durumları nasıl gidiyor? Biz Bolu,Sakarya,Düzce gibi muhafazakar şehirlerde girdiğimiz hiçbir aileden ‘Bize bunlar verdi ya’ dediklerini duymadık!

Açtığınız yurtlarda cemaat dışında kaç genç var? Cemaate laf söylediğinde,sorguladığında ne oluyor?

Bu çocuklar nasıl yetiştiriliyor,bu yurtlar vs gelir kaynağı ne? Hiç gelip ‘Biz öğrencilerden para almıyoruz’ demeyin,bende zihne sohbetler soksam bende o tarz gençlerden para almam.

Para’dan daha önemlidir tabandan adam yetiştirebilmek.

Bunların hepsi bir yana şimdi gelelim kitapta yazan siyaset konusuna.

Kitabın 100.sayfasında ‘Tarikatlar siyasetten uzak durmalı’ örneği veriliyor.

Kesinlikle öyle fakat siz uzak duruyor musunuz? Önemli olan söyleyip yapabilmek.

Cemaat eskiden açıktanda olmasa AK Parti’yi desteklerdi fakat bu seçimde açıkça aşağıdaki bildirgeyi yayınladılar.

"24 Haziran Genel seçimlerine giderken;

Bağımsızlığımızı tahakküm altına almaya çalışan her türlü ekonomik, siyasi, sosyal, kültürel ve bürokratik prangalardan kurtulmuş, milli ve manevi değerlerini muhafaza eden ve geliştiren bölgesinde lider, ezilenlere umut ve dünya barışının teminatı olacak Büyük Türkiye'nin inşası en önemli hedeflerimizden biridir.

Yeni hükümet sisteminin söz konusu hedeflerimize ulaştıracağına devletin millet için var olduğu esası ile sadece seçkin ve imtiyazlı bir kesimi değil toplumun tamamını güvence altına alacağına vesayet sistemine son vereceğine, sözü ve kararı gerçek sahibi olan millete tevdi edeceğine inanmaktayız.

24 Haziran 2018 Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerinde Cumhur İttifakı'nı yürütmenin çalışmalarına güç verecek çoğunlukta bir meclis yapısını ve Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ı destekleyeceğimizi duyururuz."

Peki neden böyle bir şey yapmaya kalkıştınız?

Bu partide dine aykırı olarak ‘Bakara-Makara’ muhabbeti döndü mü? Döndü.

Yolsuzluk var mı? Var (Olmadığını varsaysak bile zan var,dine göre zan haramdır)

Bu iktidar döneminde yoksulluk var mı? Var

Kocaman bir sarayda oturmaya peygamberimiz ne derdi? Bir de bunu düşünün.

Recep Akdağ ve Taner Yıldız’ın cemaate mensup olduğunu bir çok defa gazetelerden,cemaate mensup olan kişilerden zamanında duyduk.

Peki bu cemaate bu kişiler tarafından destek verildiği için böyle bir durum olmuş olabilir mi?

Örneğin GVS plakaları nedir? Geçtiğimiz günlerde mecliste gündeme geldi fakat es geçildi.


Ve yahutta bu binaların,bu şatafatın,bu markaların nasıl yapıldığı hiç gündeme geldi mi?

sirk2.jpg
sirk3.jpg

Peygamberin infak demesi ile sizin infakınız arasında açıkça bir fark var.

Konu şuan ki hükümeti desteklemek değil başka bir hükümet yine aynı şekilde yapsaydı ve yine bir dini cemaat aynı desteği açıklasaydı yine aynı tepkiyi verirdim.

Çünkü bu tarikatın bu hükümeti desteklemesinin tek sebebinin yukarıdaki markaları kaybetmemek,adı Menzil ile anılan bakanları kaybetmemek olduğunu düşünüyorum.

Eğer sebebi bu değil de ‘Ülke elden gidecek eyvah’ ise bilsinler ki Çanakkale’de savaşan,15 Temmuz’da kendini siper eden gençler yine kendini siper edip ülkeyi kimseye vermez ehehehe J

Muhammed Raşid Erol döneminde mütevazı olan bu cemaat hedefinden sapmıştır.

Karun’laşmaya başlamıştır.

Şuanki şeyh öldükten sonra çocuklarının bu işler ile ilgilendiği düşünürsek daha çok yolu saptıracaklarını düşünüyorum.

Umarım bizi şaşırtırlar.

 

Aslında size bu zenginleşmenin nasıl olduğuna dair bir ipucu bırakabilirim :)

 

İyi seyirler ve görüşmek üzere...

 

siyasetcafe.com

Menzil Hanedanlığı

Menzil Hanedanlığı

Kaynak:muhafazakarolmayanblog.blogspot.com

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum