FETÖ elebaşı Gülen'e övgüler yağdıran Yusuf Kaplan, Atatürk'e hakaret etti

FETÖ elebaşı Gülen'e övgüler yağdıran Yusuf Kaplan, Atatürk'e hakaret etti

Fethullah Gülen’den övgüyle bahseden yazılar kaleme alan ancak daha sonra bu yazıları unutarak (!) '15-20 yıldır  FETÖ’yü eleştiren yazılar yazıyorum' diyen Yeni Şafak yazarı Yusuf Kaplan, Harf İnkılabı'nın yıl dönünümde Atatürk'e hakaret etti.

2001 yılından 2012’ye kadar Fethullah Gülen’den övgüyle bahseden yazılar kaleme alan ancak daha sonra bu yazıları unutarak (!) '15-20 yıldır  FETÖ’yü eleştiren yazılar yazıyorum' diyen Yeni Şafak yazarı Yusuf Kaplan, Harf İnkılabı'nın yıl dönünümde Atatürk'e hakaret etti.

1 Kasım 1928 tarihinde TBMM'de 1353 sayılı Yeni Türk Harflerinin Kabul ve Tatbiki Hakkında Kanun'un kabul edilmesiyle genç Türkiye Cumhuriyeti'nin aydınlanma yolunda attığı en önemli adımlardan olan Harf Devrimi'ne sosyal medya hesabından skandal sözlerle saldıran Kaplan, Atatürk'e 'cellat' yakıştırmasında bulundu.

 

Twitter hesabından yaptığı paylaşımda skandal sözler kullanan Kaplan şunları yazdı:

 

'#HarfDevrimi toplumun kültürel hafızasını sıfırladı. Millî kütüphanesini, klasiklerini okuyamayan köksüz kuşaklar icat etti.

Batılıların fiilen işgal edemediği Türkiye, içerden zihnen ele geçirildi.Genç kuşaklar celladına âşık edildi, köleleştirildi.'

 

Atatürk, 1 Kasım 1928'de TBMM'yi açarken yaptığı konuşmada Harf Devrimi'ni, "Büyük Millet Meclisi'nin kararıyla Türk harflerinin kesinlik ve yasallık kazanması, bu memleketin yükselme uğraşında başlı başına bir geçit olacaktır." ifadesiyle tanımlamıştı.

 

FETÖ ARŞİVİNİ UNUTTU

 

Merak eden okurlarımız için Yusuf Kaplan’ın arşivinden FETÖ seçmeleri şunlar:

'Esad Hoca ve son yirmi yıl boyunca ard arda kaybettiğimiz Topbaş Hoca, Sami Efendi, Mahmut Hoca, Mehmet Erol Hoca, Kozak Hoca ve nihayet Mehmet Zahid Kotku Efendi gibi insanlar, sadece manevi dünyamızın imarı ile değil, ‚maddi‘ dünyamızın tanzim ve tamiri ile de uğraşan, cehdü cefa çeken insanlardı.

Ersin Gürdoğan'ın deyimiyle tastamam birer 'görünmeyen üniversite'ydiler: ("Görünmeyen üniversite" olarak adlandırılan bu kutlu insanlar arasında Fethullah Hoca'nın da büyük bir yeri olduğunu vurgulamakta yarar görüyorum.)

Bu kutlu insanlar, ülkede barışın, kardeşliğin, selametin, huzur ve sükun ortamının tesis ve temin edilmesinde gerçekten "görünmeyen üniversite" gibi gecelerini gündüzlerine katarak çaba ve gayret gösteren kamil insanlardır: Bir yandan nefsimizin terbiye ve tezkiyesi için, öte yandan da neslimizin talim, terbiye ve tekamülü için cehdü cefa çeken kutlu insanlar.

Yusuf Kaplan, Yeni Şafak Tarih: 05 Şubat 2001. "Türkiye'nin Müslümanlık'la İmtihanı"

 

'GÜLEN İSLAM DÜNYASININ KADERİNİ DEĞİŞTİRECEK'

 

"Ben, bütün tartışmalı yanlarına rağmen, Fethullah Hoca'nın geliştirdiği ufkun ve bu ufkun ortaya koyduğu çabaların hakettiği şekilde takdir edilmediğini, Amerika'daki çalışmaları görünce bihakkın farkettim. Fethullah Hoca, henüz işin ve yolun başında; ama sınır tanımayan o ufku, basireti ve ferasetiyle, tartışmalı ve mutlaka tartışılması gereken yanlarına rağmen, yarın Amerika'da çok büyük işlere imza atabilir: Bu, hem Amerika'yı içine sürüklendiği, insanı, toplumu ve demokrasiyi sanallaştıran ve buharlaştıran açmazdan kurtaracak bir 'diriliş' yolunun kapısını; hem de İslâm dünyasının makus talihini yenmesini mümkün kılacak koridorları açabilir."

Yusuf Kaplan, Yeni Şafak Tarih: 18 Haziran 2007 "Amerika İzlenimleri: Fethullah Hoca'nın Ufku (1)

 

'YETERİNCE TAKDİR EDİLMİYOR'

 

"Fethullah Hoca'nın ufkunun ve çalışmalarının hakkıyla takdir edilemediğini söylemiştim; bunun için, Türkiye'yi İslâmî iddialardan, medeniyet yürüyüşüne öncülük edebilecek imkânlardan mahrum etmeyi amaçlayan içerdeki ve dışardaki çıkarperest aktörlerin gerçekleştirdikleri çifte kıskaçın çok iyi kavranması gerekiyor.

Hudson Enstitüsü'nde içerdeki ve dışardaki aktörlerin marifetiyle çizilen felâket senaryoları, Türkiye'nin nasıl bir çifte kıskaç ile karşı karşıya olduğunu gösteren en son örnek: (27 Nisan bildirgesi ve mitingler sürecinin dışarıyla ilişkileri olabileceğini ve bu tür felâket senaryolarına zemin hazırlayacağını yazmıştım; ama uyarılarım işe yaramadı). Bizi, önce Avrupa'dan uzaklaştırdılar; şimdi de İslâm'dan uzaklaştırma hesapları yapıyorlar; çünkü Türkiye'nin yeniden bir medeniyet iddiasına soyunmasından ürküyorlar.

Fethullah Hoca, işte bu çifte kıskacı kavrayan ve yarmaya çalışan ender kişilerden biri. O yüzden büyük düşünüyor; 50 yıl, 100 yıl sonrasına bakarak bütün dünyaya İslâm'ın adalet, hakkaniyet, saadet, kardeşlik, özetle medeniyet iddiasını ulaştıracak büyük işlere imza atmak için çırpınıp duruyor.

Büyük işlere soyunmak, büyük rüyalar görebilmeyi; buysa, büyük riskleri göze alabilmeyi gerektirir. Büyük rüyalar gören insanlar, hep ötelere, ufka baktıkları için, yaşadıkları zamanlarda pek anlaşılamazlar.

Fethullah Hoca, İslâm'ın içerde ve dışarda önyargılı, saplantılı ve azılı düşmanlarının olduğunu bilerek, İslâm'ın mesajının ürkülecek, korkulacak bir mesaj olmadığını anlatabilmek için, işe, bu düşmanlığı, önyargıları ortadan kaldıracak bir yerden başladı: Fethullah Hoca'nın eğitim ve medya üzerinde bu kadar durmasının nedeni bu: Dünyanın hemen her ülkesinde orta (ve kısmen yüksek) öğrenim düzeyinde birinci sınıf bir eğitim sisteminin nasıl kurulabileceğinin gözdoldurucu bir şekilde ispatlanması, öyle hafife alınacak bir şey değildir.'

Yusuf Kaplan, Yeni Şafak Tarih: 21 Haziran 2007. "Amerika İzlenimleri: Fethullah Hoca'nın Ufku (2)" 

 

 

siyasetcafe.com

 

 

 

İlgili Haberler
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum