FLAŞ! Diyanet artık fetva veremeyecek

FLAŞ! Diyanet artık fetva veremeyecek

Flaş Karar… Diyanet İşleri Başkanlığı artık fetva veremeyecek. İşte nedeni ve haberin ayrıntıları;

Hükümet Sözcüsü Bozdağ, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın artık fetva vermeyeceğini açıkladı.

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, "Artık telefonla arayanlara telefonda fetva verilmesi dönemi kapanıyor. Diyanet, Alo-Fetva hattını arayanların sorularını alacak, ancak bu sorulara cevaplar yazılı olarak verilecek. Yazılı cevaplarda da ilçenin müftüsünün ilçedeyse, ildeyse il müftüsünün, Diyanet’te ise Din İşleri Yüksek Kurulu’nun onayı olacaktır" ifadelerini kullandı.

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ, Ankara’daki medya temsilcileriyle Diyanet İşleri Başkanlığında bir araya geldi. Toplantıda Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş ve Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı Ekrem Keleş de hazır bulundu.

Konuşmasına Diyanet İşleri Başkanı Erbaş ve Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı Keleş'e teşekkür ederek başlayan Bozdağ, “Diyanet İşleri Başkanlığında ilk defa yeni uygulamalarla başladık. Prof. Huriye Martı Hanımefendi tarihide ilk defa bir hanımefendi olarak Diyanet İşleri Başkanlığı Yardımcılığı görevine atandı. Şu anda Diyanet İşleri Başkanlığında 7 tane kadın daire başkanı ataması var. Cumhurbaşkanımız özellikle her birimde kadınlardan daire başkanı olması hususunda, başkan yardımcısı hususunda hassasiyeti var. Diyanet İşleri Başkanlığımız da aynı hassasiyeti paylaşıyor. Bütün illere en az bir tane müftü yardımcısı, ilk defa Diyanet İşleri Başkanlığında kadın müfettiş, kadın murakıp alımı uygulaması başlatıldı. Şu anda murakıplardan 50 kadın alındı. Şimdi bunlardan belli bir zaman sonra müfettişliğe geçecek kadınlar” ifadelerini kullandı.

“KADINLARIN İSTİHDAMI VE YETKİ ARTIRILMASI KONUSUNDA ÇALIŞMA VAR”

Diyanet İşleri Başkanlığında kadınların yapabileceği görevlerin tamamında kadınların istihdamı konusunda ve yetki ve sorumluluğun da artırılması konusunda bir çalışmanın olduğunu bildiren Bozdağ, “Esasında kadınlar üzerinden dinimizi yıpratma çalışmaları tam da böylesine önemli çalışmaların yapıldığı bir döneme rastladı. O yüzden gerçekten çok üzüldük. Bunu ifade etmek isterim. Son günlerde yaşanan tartışmaların niteliğine baktığımızda bu tartışmalar hükümetimizin aldığı kararlar veya yaptığı uygulamalar sonucu ortaya çıkmış tartışmalar değildir. Bu tartışmalarda konu edilen hususlar, Diyanet İşleri Başkanlığımızın görevlileri tarafından dile getirilen konular da değildir. Farklı kişiler tarafından ifade edilen hususlar. Tabi bunun da altını çizmek de özellikle fayda görüyoruz” şeklinde konuştu.

“ARTIK TELEFONLA ARAYANLARA TELEFONDA FETVA VERİLMESİ DÖNEMİ KAPANIYOR”

Alo Fetva ile ilgili gerçekten mizahi şeyler olduğunu aktaran Bozdağ, “Adam açıyor, ‘işte böyle böyle' bir soru soruyor, şimdi oradaki cevap verdiği zaman bilmiyor gariban, samimi bir vatandaş zannediyor. O da ona bir cevap veriyor. O alıyor o cevabı kullanıyor. Örneğin, FETÖ'cüler geçmişte, 17-25 Aralık'ta hepiniz çok iyi bilirsiniz, soruyor işte, o dönemde FETÖ'nün başlattığı darbe teşebbüsü sırasında, ‘hırsızlık yapmak dinde nedir?' diye soruyor. Şimdi o cevap veriyor Ondan sonra manşet atıyorlar, ‘Diyanet'ten 17-25 Aralık'a destek.' İşte Gezi'de başka sorular soruyorlar, ondan sonra, ‘Diyanet'ten Gezi'ye destek.' Bunları yapanlar ahlaksız adamlar. Bu ahlaksızlar her yerde var. Gazetecilik adına yapıyorlarsa, gazetecileri kandıran davranışlar. Onlara karşı sizin yardımınıza bizim çok ihtiyacımız var. Böyle bir haber üreten olursa Allah için siz onlara yüz vermeyin. Vermezsiniz eminim ama bunlar oluyor. Fetvalar şahsidir, herkes söyledi. Fetvalar konusunda Diyanet yeni bir genelge hazırladılar. Ben onu izah etmek isterim, artık telefonla arayanlara telefonda fetva verilmesi dönemi kapanıyor. Diyanet, Alo-Fetva hattını arayanların sorularını alacak, ancak bu sorulara cevaplar yazılı olarak verilecek. Yazılı cevaplarda da ilçenin müftüsünün ilçedeyse, ildeyse il müftüsünün, Diyanet'te ise Din İşleri Yüksek Kurulu'nun onayı olacaktır. Dini bilgilendirme görevini herkes yapacak onda şüphe yok. Yüz yüze geldiğinde herkes ona cevap verecek. Ama öbür türlü sorular, kaydedilecek, arşivlenecek, verilecek cevaplar da kaydedilecek, arşivlenecek. Herkes geldiğinde kim ne dedi, kim ne sordu hepsi orada belli ve iletişim bilgileri de olacak” diye konuştu.

“CUMA HUTBELERİNDE BEN BİR MİLLİYETÇİLİK DAMARI GÖRMÜYORUM”

“Cuma hutbelerinde ben bir milliyetçilik damarı görmüyorum” diyen Bozdağ, “Ama PKK terör örgütü Zeytin Dalı Harekatı nedeniyle Doğu ve Güneydoğu'da bazı yerlerde vatandaşlarımızı tahrik etmek ve devletin, milletin bir bütünleşmesini engellemek için bunları özellikle yaptırıyor. Bu, terör örgütünün örgütsel bir faaliyetidir. Doğu ve Güneydoğu'da vatandaşlarımızın bir tepkisi yok. Bakarsanız, birkaç tane yerde var o tepki gösterenleri de devlet biliyor kimler olduğunu. O bölgedeki insanlar da biliyor. Onlar, terör örgütünün üyeleridir. Sırf camideki bu ibadeti provoke etmek, vatandaşlarımızı bu konuda rahatsız etmek için yapıyor. Diyarbakır'daki Ulu Camideki vatandaşlarımız da bu kişilerin yaptığı şeyden dolayı fevkalade rahatsızlar. Diğer camilerdeki Müslüman kardeşlerimizin hepsi de bundan rahatsızdır. Doğu ve Güneydoğu'daki vatandaşlarımız bu teröristlere destek vermemektedir, vermemiştir, ben bundan sonra da vereceğine inanmıyorum. Onlar da hep beraber ordumuzun Afrin'de yürüttüğü Zeytin Dalı Harekatı'nın başarısı için dua etmektedirler. Burada aramızda bir fark yoktur. Terör örgütü üyeleri vasıtasıyla abdest alıp camiye geliyor, giriyor camiye, cami herkese açık giriyor ve onlar onu yapıyorlar. İşte gördük geçen, Maraşlı şehidimiz, Kur'an-ı Kerim yere düşmüş, Kur'an-ı Kerim'e saygısından alıyor ve içine tuzaklanmış bomba ve şehit oluyor. Sur'da gördük, Şırnak'ta gördük, Cizre'de gördük, camilerde Kur'an-ı Kerimlere ve caminin minberine, mihrabına içine neler yaptıklarını gördük. Bunların dine saygısı yok, dine inancı da yok. Dine inancı olan bir adam Kur'an'ın içine bomba koyar mı? Müslüman, Kur'an'ın bir harfi için gerektiğinde gözünü kırpmadan şehit olmayı göze alabilir. Ama bu alçaklar ne yapıyor, Kur'an'ın içerisine bomba koyuyor, Kur'an'ın içerisine bomba koyan adamın ben Müslüman olduğuna inanmıyorum. Bu talimatı verenlerin de ben Müslüman olduğuna inanmıyorum. Çünkü Müslüman, bunu yapamaz, yapmaz. Hem Müslüman olacaksın hem Kur'an'ın içine bomba koyacaksın. Olmaz, öyle şey olabilir mi? Onun için bu, terör örgütünün bir propagandasıdır. Çanakkale Zaferinin yıl dönümünde şehitlerimizi anmak, İslam'ın şehitlik anlayışını anlatmak neresi milliyetçilik? İslam'da şehitlik var. Onu anlatacak Mehmetçiklerimize bir mücadele içerisinde olduğu dönemde dua etmenin neresi milliyetçiliktir? Bizim dinimizde mücadele eden insanlara dua etmek vardır ve biz dua ediyoruz. Diyanet camilerinde de bu dualar yapılmaktadır. Bunun milliyetçilikle alakası yok.”

Diyanet İşleri Başkanlığının tartışma oluşturan fetvaları veren kişilerle neden konuşmadığı sorusuna Bozdağ, “‘Kişilerle niye konuşmuyorsunuz?' dendi, konuşuluyor. Diyanet İşleri Başkanlığımız bu konuşmaları yapıyor, önümüzdeki günlerde hem toplu hem bireysel ayrıca görüşmeler planlandı, yapılacak. Bir kısmında ben de bizzat bulunmayı düşünüyorum. Hep beraber oturup konuşacağız. Yani biz toplum içinde saygınlığı olan, muteber, gerçekten İslam bilgisi konusunda da Diyanet'te olsun olmasın herkesin değer verdiği otoriteleri kast ediyor. Yani onlarla ilgili zaten Diyanet'in onlarla ilişkisi kopmuş değil geçmişte de var. Zaman zaman bir araya geliniyor, konuşuluyor. Belki bundan sonraki süreçte daha fazla konuşma imkanı olacaktır çünkü bu saldırıları hep beraber büyük bir hassasiyet göstererek etkisizleştirebiliriz” açıklamasında bulundu.

siyasetcafe.com

İlgili Haberler
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.