Flaş Gelişme! Kemal Kılıçdaroğlu o belgeleri açıkladı

Flaş Gelişme! Kemal Kılıçdaroğlu o belgeleri açıkladı

CHP Genel Başkanı Kemal KIlıçdaroğlu partisinin grup toplantısında merakla beklene o belgeler hakkında konuştu. İşte ayrıntılar;

Kemal Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın “Yurtdışında bir kuruşumun bulunduğu ispat edilsin, Cumhurbaşkanlığı’nı bırakırım” sözlerine bugün partisinin grup toplantısında cevap verdi.

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın yakınlarının yurtdışına milyonlarca dolar gönderdiğine ilişkin iddiaları, grup toplantısında belgelendirileceğini söylemişti.. Kılıçdaroğlu, "Şimdi geliyoruz kutuyu açmaya" diyerek belgeleri açıklamaya başladı.

İşte Kemal Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları:

Şimdi geliyoruz kutuyu açmaya. Çorum'da 17 Kasım 2017'de bir konuşma yaptım. 21 Kasım 2017'de yine sorular sordum. "Çocuklarının, dünürünün, eniştenin, kardeşinin, eski özel kalem müdürünün bir vergi cennetlerinde bir şirkete milyonlarca dolar gönderdiklerini biliyor musun? Yerli ve milliysen cevabını vereceksin" dedim. 1.5 milyon lira dava açtılar. Açsan ne olur, açmasan ne olur? Sen soruma adam gidi cevap ver. Beni dinliyordur, yanına bir doktor al yanında olsun.

Gözlerinden öperek tekrar sorayım sayın Erdoğan. 30 milyar doları ne zaman nerede, kimin için harcadın?

İspat edelim. 1 Ağustos 2011 Man Adası Devleti'nde bir şirket kurulur. Küçücük bir ada. Burada bir şirket kurulur. O şirketin kuruluş belgesi bizde. Bu şirket 2 Ağustos itibarıyla birer yönetim kurulu toplantısı yapar. Sıtkı Ayan'dan oluşur. 1 sterlinlik bir şirket. 15 Kasım 2011'de bu şirketi Kasım Öztaş'a devreder. Sıtkı Ayan kimdir tanıyor musun? Kasım Öztaş'ı tanıyor musun? Bu şirketin bütün kayıtları bizim elimizde. Bu şirkete para gitti. 15-12-2012 tarihinde Ziya İlgen, enişte 2.5 milyon dolar şirkete para gönderiyor. 15-12-2011 tarihinde Mustafa Erdoğan, 2.5 milyon dolar para gönderiyor. 26-12-2011 Ziya İlgen 1.250 bin dolar. Mustafa Erdoğan, 1.250 bin dolar para gönderiyor. 27-12-2011 Osman Ketenci, dünür, 1.250 bin dolar gönderiyor. Mustafa Gündoğan 1.250 bin. Eski Özel kalem müdürü bu. Ahmet Burak Erdoğan, 1.450 bin dolar. Ahmet Burak Erdoğan, 2.300 bin dolar. Diyecekler ki bunların belgesi var mı? Bütün bu paraların swift mesajları elimizde. Bu swift mesajı ne demek? Yurt dışına dolar gönderirken bu mesajla gönderiyorsunuz. Hepsi swift mesajları elimizde.

Bankaların dekontu lazım dedin? Parayı gönderdiğin dekontlar. Diyecekler ki bu belgeler sahtedir. Bunların tamamı bankaların resmi kayıtlarıdır. Yurt dışına göndermişler o şirketlerin de kayıtlarında var. Haysiyetli bir adamsan gereğini yapacaksın.

"Ben bu milletin evladıyım"

Konya Ereğli'de 40 günlük bebek zatürreden öldü. Aralık ayında camı kırıktı. O bebeğin hakkını savunmak için ben bunları soruyorum. Samsun'da 2.5 aylık Kübra bebek açlıktan öldü. Ben Kübra bebeğin hakkını savunmak için bu soruları soruyorum. Başka adalarda şirket kurduracaksın, Türkiye'den para göndereceksin. Sonra Kayseri'den çıkacaksın, dolarları bozdurun biz yerliyiz, milliyiz. Sen ne yerlisin, ne millisin. Sen gayri millisin. Bütün AK Partili kardeşlerime sesleniyorum. Benim bir hatam varsa söyleyin alınmam ama yılları yılı size ahkam keser, doları bozdurun der, kendisi alır çocukları ile yurt dışına giderler. İspat ettim söyle bakayım alçak kim? Kadın, musluğu açtığında 5 çeşit vergi ödeyecek. Kamyon şoförlerini dinledin mi gözünü sevdiğim Erdoğan. Mazottan alınan vergiyi biliyor musun sen? Senin çocukların dünürün parayı dışlarıya götürecek Kılıçdaroğlu ağzına bant çekecek. Ben bunu yapmam. Haksızlıklar karşısında susan dilsiz şeytandır. Umarım sayın Erdoğan'ın yanında doktoru vardır. Sinirlerine hakim oluyordur umarım. Sevgili Erdoğan sen Türkiye'yi felakete sürüklüyorsun. Ben senin bildiğin susan, 2 tane koltuk verdik oturur sesini keser diyen adam değilim. Ben bu milletin evladıyım.

"Sen misin yerli ve milli, ben miyim yerli ve milli?"

CHP lideri Kılıçdaroğlu, önce 17 Kasım’da, yanıt alamayacınca 4 gün sonra grup toplantısında Erdoğan’a sorduğu, “Sevgili Erdoğan, eski özel kalem müdürünün yurtdışında vergi cennetlerinde bir şirkete milyonlarca dolar para gönderdiklerini biliyor musun, bunun cevabını bekliyorum. Sen misin yerli ve milli, ben miyim yerli ve milli. Çıkacağız milletin önüne” demişti.

Grup toplantısında öne çıkan diğer başlıklar şöyle:

Finike'ye ve Kumluca'ya gittim. Vatandaşlarla görüştüm. Hepsi dertli. Biz kimseye yalvarmıyoruz. Bir şey beklemiyoruz. Biz hakkımızı istiyoruz diyorlar. Bizim hakkımızı sosyal devlet olarak bize teslim etsinler. Gelsinler seramızı yapsınlar, parası neyse öderiz. Bizim bir özelliğimiz var. Söz verdiğimiz zaman yaparız. Bütün belediyelerimizde asgari ücret net 1500 liradır. Demek ki yapıyoruz.

"Ankara'daki beylerin çocukları Türkiye'de vergi ödememek için başka yere gidip şirket kuruyorlar"

Biz ne söylersek itiraz ediyorlar. Türkiye'de uyuşturucu yaşı 10'a indi. Son 10 yılda uyuşturucudan yatan hasta sayısı yüzde 381 oranında arttı. Her 10 kişiden birisi 15 yaşından küçük. Araştıralım, önlemini alalım, önergeyi verdik, AK Partililer reddettiler. Bunu bütün vatandaşlarım hafızalarının bir köşesine yazsınlar. AK Parti'ye oy veren vatandaşlarıma hiçbir eleştiri getirmiyorum. Bireysel silahlanma, 20 milyon silah var diyorlar ama bunu sadece 750 bini ruhsatlı. Bunu da tartışalım, önerge verdik, onu da reddettiler. Off Shorelar var ya, Türkiye'de vergi vermemek için bunu da araştıralım dedik. Verdik önergeyi bunu da reddettiler. Sabah yüzünü yıkamak için musluğu açan herkese sesleniyorum. O musluğu açtığında 5 çeşit vergi ödüyorsun. Ankara'daki beylerin çocukları da Türkiye'de vergi ödememek için başka yere gidip şirket kuruyorlar.

"Emeklilere ikramiye verelim dedik, kanun teklifi verdik, onu da reddettiler"

Hangi hastaneye giderseniz gidin hemşire açığı var. Bunu da reddettiler. Hastalara sesleniyorum. Sana hizmet etmek için atanması gereken hemşireye bunlar karşı çıktılar. Emeklilere ikramiye verelim dedik, kanun teklifi verdik, onu da reddettiler. Ben bu ülke için çalışıyorum, çocuklarım için değil. Gaziler ve şehitler, gaziler ve şehit yakınları, 15 Temmuz'dan sonra çifte standart oldu. Birinci sınıf şehit yakınları, 15 Temmuz'da hayatını kaybeden ve yaralananlar bir de terörle mücadelede yaralanan gaziler ya da şehirtler, onlar da 2. sınıf. Adalet burada olmaz. Bunu düzeltelim. Verilen hakları eşit dağıtalım dedik, bunu da reddettiler. Çifte standardı kabul etmiyoruz, karşı çıkınız.

siyasetcafe.com

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.