Güney Kafkasya Jeo-politiğinde Ermenistan Son Kale
Rusya yönetimi Rus turistlerin gelmesini önlemek için Mayıs ayı başında TV’lerde, Türkiye kıyılarında “hastalık riski var” diye yayınlar yaptırıyordu.
Türk medyasının geçtiğimiz hafta yazmış olduğu Akdeniz, Ege ve Marmara kıyılarında kolera hastalığına neden olan Vibrio bakterisi tespit edildiği iddiasını Sağlık Bakanlığı yalanlamazken, bakanlık kayıtlarında vaka sayısının sıfır olduğunu belirtmişlerdi.
Demek ki korkulacak bir şey yok, toplum olarak bizi öldürmeyen daha çok kuvvetlendirir.
İshali, mide bulantısını güneş çarpmasına bağlayıp suya ve tuzlu ayrana devam etmeliyiz. Bir süre sonra bağışıklığımız güçlenir ona da alışırız. Ülkemizde bolluk bereket var nasıl olsa, eskiden karne ile ulaştığımız birçok şeye daha kolay ulaşıyoruz. Bunun en güncel örneği Diploma!
Ülkemizin vazgeçemediği bir ailenin yetiştirdiği Milli ve Yerli Ayınştayn’ımız. Zekâ ve beceri timsali. 18 yaş hediyesini memur yapılarak aldıktan sonraki 30 yılda dehasıyla 6 Lisans, 2 Yüksek lisans, 2 Doktora yaparak önemli makamlara gelmiş. İngilizce, Türkçe, Fransızca, Almancayı seller sular gibi konuşan Ulaştırma Bakan Yardımcısı var mesela. Ben doktora seviyesine 51 yaşımda ulaşabildim ne diyeyim.
Ülke gündemi böyle iken dünyada ise Trump Xi Jiping çekişmesi var.
Putin Mersin Akkuyu nükleer santralinden Rusya’nın çekileceğini açıklayıp yatırım miktarı olan 17 milyar$’ı ve borcu ötelenerek seçimlerde vatandaşlara hediye edilen 1 yıllık doğalgaz ödemesi olan yaklaşık 23 milyar$’ın toplam 40 milyar $’ın biran önce ödenmesi konusunda, (Zengezur koridorunu) açık kapı bırakarak Türkiye’ye nota gönderdiler.
ABD Büyükelçisi’nin 14 Temmuz’da yaptığı ilgi çekici “Zengezur koridorunun işletme hakkını 100 yıllığına (uluslararası genel hukuk doktrini yaşam süresi katsayısına göre 99 yıllığına kiralanmasını öngörür) Allah’ın emri peygamberlerinin kavliyle kiralanması yönünde” Amerikan şirketi için elçi olup, güvenliğini de yine ABD menşeli özel bir güvenlik kurumuna bağlanmasını istemesi. Çok güzel bir Van türküsünü hatırlattı.
“Çiğ sütten kaymak olmaz,
Güzelden doymak olmaz.
Eğil eğil öpeyim,
Yolcuyam durmak olmaz.”
Birde Anadolu’da çok güzel bir deyim var: “Aç tavuk kendisini buğday ambarında görürmüş.”
ABD, Türkiye Birleşik Devletleri isimli; Azerbaycan, Ermenistan, Suriye, Ürdün, Lübnan ve Irak’ı içine alan çakma bir proje ile bölgeyi şekillendirmek istiyor.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin geleneksel dış politikası, geleneksel diplomatik kurallarını ve geçmişte yapılan hataları hiçe sayarak, 1963 öncesi taviz ve yancı dönem gibi olursa. ABD projesinin uygulanabilirlik olasılığına yaklaşılabilinir veya Ülkemiz hariciye siyasetine şok etkisi yaparak özümüze dönmemizi sağlayan, Johnson mektubu sonrasında geleneksel politikamızda ise, ülkemizin çıkarları doğrultusunda işimize geleni alana kadar karşıdan gelen teklifleri ılımlı bir şekilde karşılar, diplomasi hamurunda yoğurur ve yine kendi bildiğimizi okuruz.
Peki, ABD bunu yer mi?
Yemiyor ama Türkiye’yi kaybetmeyi de göze alabilecek durumda değil şuanda. Ticari ve politik birçok alanda mücadele ettiği Çin’in “Bir yol Bir kuşak” projesi ile Zengezur koridorunun kesişmesi Trump’ın uykularını kaçırıyor.
Bunun için Amerika’nın düşünce kuruluşlarından “George C. Marshall Enstitüsü” nün önümüzdeki 100 yıl için tasarladığı projede, ABD yönetiminin Türkiye’yi merkeze koyarak, Ortadoğu ve güney Kafkasya ticaret yollarına hâkim olma gibi bir strateji izlemesi gerektiğini vurgulaması Enstitünün ismini de hesaba katarsak ilginç gelmiyor hani.
Amerikan yönetimi bunu isterken, Güney Kafkasya jeo-politiğinde alacağı tepkileri hesaba katmış mıdır? Suriye ve Ukrayna’da iyi geçindiği Rusya ile Güney Kafkasya’da bir köşe kapmaca yarışı sürdürüyor, burada eleman ülke Ermenistan. Putin’in Paşinyan nefreti batıya eleman olma isteğinden geliyor.
Paşinyan batı adına kendi halkının tepkisine rağmen Türklere öylesine sevecen ve ılımlı davranıyor ki, bu konuda her toplantıda Şehriyar’dan dörtlük okuyan İran Cumhurbaşkanı Pezeşkiyan’ı bile geçmiş durumda. Aradaki fark, birisi Azerbaycan’ı markaja alırken, Paşinyan Türkiye üzerine oynuyor. Yakında Ermenistan meclisinde Atsız’dan bir kıta duyarsak şaşırmayız.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev yaptığı açıklama ile Azerbaycan topraklarının egemenlik haklarının ihlal edilmesine müsaade etmeyeceğine sadece Zengezur koridorunda anlaşma ile bu hakkın üç devlete ait olduğunu belirtmiştir.
İran ise, 1.Karabağ savaşında Ermenistan taraftarlığı için Azerbaycan’a aldığı tavırın bedelini ödüyor. Sovyetler döneminde Zengezur arazisinde bulunan Nahçivan Azerbaycan arasında tren yolu olan “Mehri” geçidine ses çıkaramayan İran. Ermenistan’ın toprak egemenliğini hiçe sayarak Zengezur projesine engel olmaya çalışıyor. Amacı, kendisinin de masaya davet edilmesi.
Rusya, Amerika’nın Güney Kafkasya jeo politiğine girmemesi hakkındaki tavrı çok net. Rus medyasına göre; Ermenistan’da bulunan 102. askeri üssüne 20’ye yakın Antonov nakliye uçağı ile askeri personel ve teçhizat yığınağı yapmaya başladı. Çünkü Ermenistan, batı dünyasına karşı Rusya’nın Güney Kafkasya’daki son kalesi.
Batı yanlısı Paşinyan’ın sonraki seçimlerde işi zor gibi görünüyor.
Avrupa Birliği? NATO üyesi ülkeler tamamen Trump’a teslim oldular, son görüşmelerde ABD’den ithal ürünlere gümrük vergisini sıfırladılar, ABD’ye ihraç edecekleri ürünlere Trump %15 vergi koydu. Bunun yanısıra anlaşmaya göre AB ülkeleri Amerika’ya 750 milyar dolarlık yatırım yapmak zorundalar.
Ne olur? Türkiye henüz fikrini belirtmemiş olsa da bizim tavrımız hep büyük abiden yanadır. Putin’in ödemelerde Türkiye’yi sıkıştırmasının başlıca sebebi budur. Diğer yandan ise Türkiye’nin Ukrayna konusundaki arabuluculuğuna sonsuz itimadı var. Bunun sebebi ise, Cumhurbaşkanı Sayın R. Tayyip Erdoğan’la 2015 yılından sonra ilerlettiği kişisel ilişkileri.
Dünyada kendilerini vazgeçilmez ve yenilmez sanan Trump ve ABD için Azerbaycan’da yerinde kullanılan bir deyim var “Burda ben, Bağdat’ta kör halife”
Bu dönemde devlet kurallarından tüccar mantığıyla taviz verilip, belirli bir güruhun şımartılıyor olması, benimle aynı fikirde olan ve yamyam gibi dünyadaki ticaret yollarını ele geçirmek isteyen Amerikan emperyalizmi ve liberalizmi karşıtlarını ciddi anlamda endişelendirmektedir.
Bakalım zaman bize ne gösterecek?
KALIN SAĞLICAKLA!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.