Hande Fırat o iPhone ne yapsın?

Hande Fırat o iPhone ne yapsın?

ABD’den isim hakkı alınmış olan CNN Türk’te Hande Fırat’ın programına telefon ile görüntülü bağlanan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’yi darbecilere karşı sokağa çıkmaya davet etmişti.

ABD Başkanı Donald Trump’un Papaz Pastör Brunson üzerinden açıktan saldırıya geçmesiyle birlikte Türkiye’de kıyamet koptu.

Bir haftadır ülke olarak dolarla yatıp dolarla kalkıyoruz.

Türkiye’ye başlatılan ekonomik savaş ile birlikte AK Parti ve iktidarı destekleyen MHP’de büyük bir anti Amerikancılık başladı.

Aslında bu kavganın Erdoğan üzerinden kişiselleştirilerek AK Parti ve MHP’nin üzerine yıkılması isteniyor.

Dolar arttıkça Erdoğan ve Bahçeli karşıtlığı üzerinden muhalefet stratejlerini yürütenlerin de iştahları kabardıkça kabarıyor.

Evet, Türkiye’nin ekonomisi hala kırılgan.

Evet, hala gelişmekte olan bir ülkeyiz.

Evet, Türkiye’de 16 yıldır ekmek elden su gölden yaşayan müsrif bir iktidar var.

Tüm bu yaşanan olumsuzluk ve eksikliklere rağmen bir yandan da Türkiye’ye ABD üzerinden abandıkça abanan bir Batı gerçeğiyle karşı karşıyayız.

15 Temmuz darbe girişimiyle açığa çıkan bu ağır saldırı ve düşmanlık terör örgütleri üzerinden sonuç almaya kalktı olmadı.

Hala kan gölüne çevirmek için ihtirasla yanıyorlar ve bu ülkenin çocukları yaşanan ve yaşatılan saldırılara göğüs germek için canhıraş mücadele veriyor.

ABD’nin ekonomik terörüne karşı gerçek anlamda diklenmek ve dik durmak gerekiyor.

Bunu gözleri öfkeden ve kinden kararmış birileri Erdoğan ve AK Parti destekciliği olarak nitelendiriyor.

Devletin ve Türk Milleti’nin "milli çıpası" haline gelmiş olan MHP’ye ve Devlet Bahçeli’ye de abandıkça abanıyorlar.

Halbuki, Devlet Bahçeli’nin tam bağımsız bir Türkiye’nin kavgasını verdiğini görmüyorlar.

Atatürkçülük kisvesine sığınmış ama PKK’dan DHKP-C’ye kadar her türlü yasadışı terör örgütlere kucağını açmış bir CHP’nin peşine takılmadığı için, ya da dünden bugüne kadar NATO’nun kucağından inmeyen ama Türk Milliyetçiliğinden de toz kondurmayanların dümenlerini bozduğu, boynuzlarını kırdığı için Devlet Bahçeli’ye büyük bir öfke duyuyorlar.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde büyük bir tasfiye var.

FETÖ’cüsünden, NATO’cusuna ve muhibleri İslamcılarına kadar büyük bir tasfiye.

Bu tasfiyelerin en önemli nedeni ise, Türkiye’nin kuruluşundan bu yana ilk defa böylesine büyük bir saldırı ile karşı karşıya kalmasıdır.

Saldırganlar, failler ve onların uşakları da belli zaten.

Yıllarca NATO üzerinden devletin ve toplumun her kademesine yerleşmiş, kök salmış bu habis urları bir anda temizleyebilmek zaten başlı başına büyük bir dert iken, ABD’nin ekonomik saldırılarına karşı böyle ilkel tepkilere yol vermek de sorunlarımıza çözüm bulmak ihtimalini giderek flulaştırıyor.

ABD mallarına yönelik vatandaşlarımızın ve siyasilerimin absürt eylemleri her gün televizyonlarda gazetelerde çarşaf çarşaf veriliyor.

Bunlardan birisi de çoğunun donuna kadar borçlanarak kredi ile aldığı iPhonelarını "tekbirler” getirerek kırmak.

Şu geri kalmışlık ve azgelişmişlik sarmalından nasıl çıkarız, üreten bir toplum nasıl oluruz, ekonomik saldırılara karşı milletçe nasıl dik dururuzun çözümlerini bulmak yerine iş tam bir "şov bizinıza" dönüşmüş durumda.

Bu sözde Reisçi şovmen tavırlara karşı 15 Temmuz gecesine dönmek ve çok önemli bir gerçeği hatırlatmak istiyorum.

ABD’den isim hakkı alınmış olan CNN Türk’te Hande Fırat’ın programına telefon ile görüntülü bağlanan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’yi darbecilere karşı sokağa çıkmaya davet etmişti.

O görüntülü bağlantı olmasaydı belki de Ömer Halisdemir olmak üzere darbeyi engellemek için canlarını ortaya koyan vatan evlatlarının mücadelesi boşa gitmiş olacaktı.

Türkiye 16 Temmuz’da yok oluşuna uyanabilecekti.

Ama o görüntülü telefon görüşmesi Türkiye’yi ayağa kaldırdı, darbecilere ve onlara arka çıkan tüm Batıya hayatlarının en büyük hayal kırıklığını yaşattı.

Neydi o telefonun markası?

İyice bir bakın bakalım o resme ne görüyorsunuz?

iPhone değil mi?

Hande Fırat, o gece kullandığı iPhone’nu Devlet kabul ederse müzeye bağışlamayı olmazsa kızına vermeyi düşünüyormuş.

Tüm iktidarların değişmeyen kadrolu yalakası Sabah Yazarı Mehmet Barlas iPhone kullananları "hain" ilan etmişti.

Şimdi Hande Fırat ne yapsın?

Türkiye’nin kaderini belirleyen o iPhone'nu kırsın mı, ezsin mi? Hain olmamak için yaksın mı?

Ya da “hainliği” göze alıp o tarihi günün anısına Devlete mi bağışlasın, kızına mı bıraksın?

En iyisi biz bu Barlascı kafaları bırakalım da gelin, absürt bir çılgınlığa dönüştürülen bu anti Amerikancılığı sağlıklı bir tepkisellikle, Millet ve Devlet aklıyla tam bağımsız Büyük Türkiye için büyük bir çalışma, üretim ve atılıma dönüştürelim?

Devlet yönetmek ciddi bir iştir ve ciddi adamların işidir.

Ülke ve Milletçe yaşadığımız bu ağır saldırılar karşısından Devletimizden ve devlet yöneticilerimizden ciddiyet istiyoruz.

Dün, Hollanda’da göz altına alınan Devletin Bakanı’nı kurtarmak için İstanbul’dan Hollanda’ya çeyrek depo benzinle, köprü parası var mı yok mu bakmadan “Bakanımızı tutulamışlar gidiyok la, gidek. Ya Allah. Bismillah. Allahuekber” diyerek yollara düşmeye kalkanları, sırf rengi turuncu diye portakalı asıp, bıçaklayanları, sıkıp suyunu içenleri, bugün unuttuk gitti.

Bu kafayla yarın da bunları unutur, iPhone'muzdan Starbucks’ta white chocolate mocha içerken “N’olacak bu memleketin hali” diye daha çook TT olsun deyü tweet atar ve daha çook Ramazanda coca cola ile orucumuzu besmele ile açarız.

Sonra da elin oğlu daha çook gelir üç beş senede bir tüm çabalarımızın sonucu oluşturduğumuz birikimlerimizi bir gecede kriz mıriz ayağıyla hasat eder gibi toplar gider... Ve biz daha çook arkalarından bir elimizde iPhone'muz, diğer elimizde coca cola kutusuyla baka kalırız.

 

Hakan Sönmez

Siyasetcafe.com

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.