Hanedanlık isteyen Abdülhamit'in torunu: Osmanlı tıbbıyla korona ilacı yapıyoruz

Hanedanlık isteyen Abdülhamit'in torunu: Osmanlı tıbbıyla korona ilacı yapıyoruz

Hanedanlık isteyen 2'nci Abdülhamid'in 4'üncü kuşak torunu Abdülhamid Kayıhan, Osmanlı tıbbından yararlanarak koronavirüs için ilaç geliştirmeye çalıştıklarını söyledi.

Geçtiğimiz yıllarda yaptığı açıklamalarla hanedanlık istediğini söyleyen 2'nci Abdülhamid'in 4'üncü kuşak torunu Abdülhamid Kayıhan Osmanoğlu, koronavirüse karşı Osmanlı tıbbından yararlanarak ilaç geliştirmeye çalıştıklarını söyledi.

2. Abdülhamid’in 4. kuşak torunu olan ve kendisini “şehzade” olarak tanıtan Abdülhamid Kayıhan Osmanoğlu, sosyal medyada katıldığı bir yayında ilginç açıklamalarda bulundu.

Koronavirüsün tedavi üzerinde çalıştıklarını iddia eden Osmanoğlu, Osmanlı tıbbından faydalanarak ilaç çalışması yürüttüklerini öne sürdü.

 

İlacın “sadece virüse değil bir çok hastalığa deva olacağını” öne süren Osmanoğlu, sosyal medyada yayınlanan videoda şunları söyledi:

 

“Üzerimizde olan Kovid musibetten bahsetmek istiyorum. Şimdi bunlar ilk defa söylenecek. Osmanlı tıbbında olan ilaçlarla vs şimdi bizim dostlarımız uğraşıyorlar. Tabii biz şimdi ismini veremiyoruz. İlerleyen zamanlarda çalışmaların ne kadar yol katettiğini göreceğiz. Sadece virüsle ilgili değil bir çok hastalığa deva olan Osmanlı ile alakalı bu ilacı inşallah sizlere aktaracağız. Tabii aşama aşama gidiyor. Osmanlı’da tıbbı nebevi derlerdi. Dostlarımız şu anda üzerinde çalışıyor. Basamak basamak bunları göreceğiz. Şu an için ismini vermemiz doğru değil. Tabii önce testleri var. Ondan sonra inşallah hem millete hem ümmete yardımımız olur diye düşünüyor.”

 

 

HANEDANLIK İSTEMİŞTİ

 

Osmanoğlu geçen yıl yaptığı açıklamada “Osmanlı’nın torunlarını görmüyorlar. Bu vesile ile iade-i itibar verilmeli. Geç bile kalınmış bir şey ama bu hem ülkemiz için hem dünyada nasıl farklı hanedanlıklar varsa ülkemizde de olması gerektiğini düşünüyorum” demişti.

Açıklama büyük tepki çekmişti.

 

ABDÜLHAMİD HAN KİMDİR?

 

31. Osmanlı Padişahı Sultan Abdülmecid’in oğlu olan Abdülhamid Han, 21 Eylül 1842 yılında İstanbul'da doğdu. 10 yaşındayken annesi Tirimüjgan Sultan vefat etmiş, Abdülmecid’in diğer eşi olan ve çocuğu olmayan Piristü Kadın bakmış, Abdülmecid’in ölümünden sonra Abdülhamid Han’ın eğitimi ile amcası Abdülaziz yakından ilgilenmiştir. Bunalımlı bir dönem geçiren Osmanlı Devleti’nin başına geçen Abdülhamid Han, Batı’ya karşı dengeci olmuş Doğu’ya karşı İslamcı politikalar izlemiş. Abdülhamid Han Osmanlı Devleti’nin 34. Padişahı ve 113. İslam halifesidir.

Sultan Abdülhamid Han, devleti parçalama ve yok olma yoluna götüren Meclis-i Mebusan’ı kapatıp devlet idaresini eline alıp Ayastefanos antlaşmasını imzaladı. Berlin antlaşması ile kaybedilen toprakların bir kısmını geri aldı.

Abdülhamid Han büyük meseleler karşısında bunalan Osmanlı Devleti’ni dahiyane bir siyaset, adalet ve büyük bir kudretle yönetti. İki yüz elli milyon tutan Osmanlı Devleti’nin borçlarını yüz altı milyona indiren Abdülhamid Han, memlekete büyük bir imar faaliyeti ile eğitim öğretim seferberliği başlatmış cami, mescit, mektep, medrese, hastane, çeşme, köprü gibi bir çok icratın çoğunu kendi şahsi parasından yaptırmıştır.

Yahudilerin Filistin’de devlet kurma isteğine karşılık Osmanlı Devleti’nin borçlarının silineceğinin teklifinde bulunan Yahudilerin önderi Theodore Herzl’e karşı Abdülhamid Han şöyle cevap vermiştir;

  • “Bir karış dahi olsa vatan toprağını satmam, zira bu vatan bana değil milletime aittir. Milletim de bu toprakları ancak aldığı fiyata verir. Çünkü bu topraklar kanla alınmıştır, kanla verilir!” demiştir.

İç ve dış düşmanlar Sultan Abdülhamid Han’ı tahttan indirmek için cephe aldılar. Sultan’ı gözden düşürmek için her türlü iftira atılırken diğer taraftan suikastlar yaptılar. Ermeni asıllı Fransız yazar Albert Vandal’ın “Le Sultan Rouge=Kızıl Sultan” şeklinde ortaya attığı iftiraları aynen alanlar ansiklopedilere bunları yazarak genç nesilleri aldattılar.

34. Osmanlı Padişahı II. Abdülhamid Han tahttan indirilirken şu sözleri söylemiştir;

  • “33 sene millet ve devletim için, memleketimin selameti için çalıştım. Elimden geldiği kadar hizmet ettim. Hâkimim Allah ve beni muhakeme edecek de Resulullah’tır. Bu memleketi nasıl buldumsa, öylece teslim ediyorum; hiç kimseye bir karış toprak vermedim. Hizmetimi Cenab-ı Hakkın takdirine bırakıyorum. Ne çare ki, düşmanlarım bütün hizmetlerime kara bir çarşaf çekmek istediler ve muvaffak oldular.

Abdülhamid Han, milleti için gece gündüz çalışmış onun tahtan indirilmesinin üzerinden 10 yıl geçmeden devletin dörtten üçü elden çıkmış. 33 yıl idarede kalan Abdülhamid Han, tahtan indirilmesiyle Ortadoğu kan gölüne çevrilmiş Arap alemi siyonizmin kölesi haline gelmiştir.

Sultan II. Abdülhamid bir nidasında şöyle dua etmiştir;

  • “Allah’ım helal etmiyorum! Şahsımı değil, milletimi bu hale getirenlere, hakkımı helal etmiyorum! Beni, benim için lif lif yolsalar, cımbız cımbız zerrelerimi koparsalar, sarayımı yaksalar, hanümanımı, hanedanımı söndürseler, çoluğumu gözümün önünde parçalasalar helal ederdim de Sevgili’nin (Muhammed) yolunda yürüdüğüm için beni bu hale getiren ve milletimi ateşe atan insanlara hakkımı helal etmem…” demiştir.

KABRİ İSTANBUL ÇEMBERLİTAŞ TÜRBESİNDEDİR


31 Mart Vakası sebebiyle İttihat ve Terakki ileri gelenleri tarafından tahttan indirilen Abdülhamid Han, Selanik’e gönderildi (27 Nisan 1909). 10 Şubat 1918’de Beylerbeyi Sarayı’nda soğuk algınlığı ve mide rahatsızlığından vefat eden Abdülhamid Han’ın naşı Çemberlitaş’ta dedesi Sultan II. Mahmut’un türbesindedir.

 

YOUTUBE KANALIMIZA ABONE OLMAYI UNUTMAYIN!

Siyasetcafe.com

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.