Holdingleşen cemaatler ve tarikatlar mercek altında

Holdingleşen cemaatler ve tarikatlar mercek altında

Dini öğretmek ve yaymak adına yola çıkan tarikatlar ve onların uzantısı cemaatlerin birer holdinge dönüştüğü biliniyor. Holdingleşen tarikat ve cemaatler ise birer ticari kurum gibi rekabet halindeler.

Tarikat ve cemaatlerin gelir elde etmek için her yolu denedikleri ve bu sayede zenginleşerek çok büyük servet edindikleri biliniyor.

Tarikatların ve cemaatlerin kontrol ettikleri bütçe birçok uluslararası holdingden daha büyük. İnşaattan turizme, sağlıktan medyaya, eğitimden finans sektörüne kadar hemen hemen her sektörde teşkilatlanmışlar.

Bir hırka, bir lokma” edebiyatı sadece sohbetlerde müritlere telkin edilen slogandan ibaret kalmış.

Fetullahçı Terör Örgütü “Hizmet” adı altında yürüttüğü din görünümlü ajanlık faaliyetlerinin finansı işte bu sabır duaları ile elde etti. Mensuplarına sabretmeyi, şükretmeyi ve dua etmeyi telkin ederken kendileri akıl almaz servetlerin sahibi oldu.

FETÖ yurtiçinde ve yurtdışında kurduğu şirket, vakıf ve dernekler aracılığı ile Türkiye’nin 100 yıllık sanayicilerinden daha çok servete sahip oldu.

 

SERVETLERİ DUDAK UÇUKLATIYOR

Tespit edilebilen ticari şirket sayısı her ne kadar 695 olarak açıklansa da hile ile devrettikleri şirketleri de ilave edince 1000’den çok şirketi idare ediyordu. Bunun dışında; 34 hastane, 1500’e yakın okul, 1000 yurt, 1326 dernek, 15 üniversite, 733 dershane, 31 sendika, 110 medya (basın yayın organı) kuruluşu 70 radyo ve televizyon edinmişti. Yine tespit edilebilen 3361 taşınmaz varlığı vardı. Taşınmazların sayısının çokluğu nedeniyle 15 Temmuz’da sonraki günlerde tapu dairelerinde tedbir alınmış, fetö üyelerinin mal devri yapmalarını önlemek için geçici bir süre tapu işlemleri durdurulmuştu.

Bu kadar serveti nasıl elde ettiler sorusunun cevabı çok basit: Devlet’in içine sızan unsurları bütün kapıları açmıştı. Bunun dışında “Himmet” adı altında üyelerinden topladıkları bağışlar ki, bu bağışların adı bağıştı. Fetö imamının belirlediği rakam ödeniyordu. Bağış adı altında haraç kesiyorlardı. Tabi kurban ve hayır dernekleri ile toplanan zekât, fitre paraları da cabası.

 

DİĞER CEMAATLER FARKLI MI?

Bir fetö tecrübesi daha doğrusu felaketi yaşayan Türkiye bundan ders aldı mı?

15 Temmuz’dan sonra Fetö’nün yerinin başka cemaatler tarafından doldurulduğu konusunda iddialar var. Hatta bunların Fetö gibi bir darbe yapma ihtimallerinden bahsediliyor.

Bir dini cemaat neden holdingleşir? Para hırsı mı, İktidarı ele geçirme gayreti mi?

Menzilin ve Süleymancıların Fetö gibi bir örgütlenme içinde oldukları Diyanet raporlarına kadar girdi. Ayrıca bu iki cemaatin de Fetö gibi ticaret şirketleri, okulları, yurtları, kuran kursları ve hastanesi var.

Menzil’in sağlık Bakanlığı’da kadrolaştığı, ihaleleri kontrol ettikleri iddiaları var.

HOLDİNG Mİ, TARİKAT MI?

Menzilin, hastaneleri, vakıfları holdingleri var.

“Menzil şeyhi iddiaları reddetmiyor, aksine holding olduklarını itiraf ediyor.

Şeyhin, bu kadar şirket, holdingler, nasıl oluyor? sorusuna: "Niye olmasın, ben de para kazanmam lazım” diyor

 

Semerkand Vakfı aracılığı ile yaptıkları ticaretler, topladıkları bağışlar, dergâhlarda kurulan satış noktalarından elde edilen gelirlerin tamamı verisiz ve kontrolsüz kazançlardır.

Menzil şeyhlerinin bindiği milyarlık özel plakalı araçlar, çocuklarının lüks yaşantıları saklı, gizli bilgiler değil.

Menzil ve Süleymancılar bugün Türkiye’nin holdingleşen en büyük cemaatleridir.

Menzil’in idare ettiği 50’den fazla şirket vardır. Süleymancılar ise yurt ve kurs imparatorudur desek yeridir.

 

Bunların yanında İsmailağa cemaati ve onunla sürekli bir rant kavgası içinde olan Cübbelinin de servetleri devasa boyuttadır.

Bu cemaatlerin de kaynakları Devlet’in ve Millet’in parasıdır.

Bir yandan Müslüman’ların dini duygularını sömürerek topladıkları bağışlar, diğer taraftan Devlet imkânları ile yaptıkları ticaretlerden elde ettikleri gelirler holdingleşen cemaatleri oluşturdu.

Bu cemaatlerin sahip oldukları servet ve teşkilatlanma şekilleri 15 Temmuz’u yaşatan Fetö’den farklı değil.

 

CÜBBELİ HER TÜRLÜ TİCARET YAPIYOR

C.A.H. (Cübbeli Ahmet Hoca),Ticari olarak bu isimle markalaşan Cübbeli, ürünlerini C.A.H. markası ile satıyor? Sattıkları ise akla ziyan ama bol para getiren ürünler. Bunların bazıları; Yanmayan kefen, Peygamber terliği, Panis kaldıran duaların olduğu şifa kitabı, zemzem suyu...

Yani ciddi bir ticari işletme kurulmuş ama adı dini cemaat...

 

 

siyasetcafe.com

 

 

 

 

İlgili Haberler
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
5 Yorum