İlker Başbuğ'u erdoğan tutuklattı

İlker Başbuğ'u erdoğan tutuklattı

Emekli istihbarat müdürü Ali Fuat Yılmazer, Başbuğ'un tutuklanmasına ilişkin Bugun Tv'de bomba açıklamalarda bulundu. işte haberin ayrıntıları;

Emekli İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer, Türkiye'nin yakın dönemine damga vuran davalarla ilgili çok konuşulacak açıklamalarda bulundu.

Bugün TV'de Tarık Toros'un sorularını cevaplandıran Ali Fuat Yılmazer, "Ergenekon'un tüm safhalarını operasyon öncesi Başbakan ile görüştüm, bilgi verdim. Hep destekleyici oldu." dedi ve İlker Başbuğ'un tutuklanma talebinin de Erdoğan tarafından verildiğini belirtti..

İşte Ali Fuat Yılmazer'in açıklalarından satır başları:

- İlker Başbuğ'un tutuklanmasını Başbakan istedi. Ergenekon ve KCK soruşturmasının her safhasında Başbakan'ın bilgisi vardı. Tutuklamalar onun bilgisi dahilinde yapıldı

- Ergenekon'un tüm safhalarını operasyon öncesi Başbakan ile görüştüm, bilgi verdim. Hep destekleyici oldu.

- Oda TV soruşturması Başbakan'ın talimatı üzerine başlatıldı.

- Ergenekon'un bütün safhalarını en ince ayrıntılarına kadar Başbakan'a bildirdim.

BAŞBUĞ TUTUKLANSIN TALİMATI BAŞBAKAN'DAN

- İlker Başbuğ dosyası Başbakan'a her seferinde arz edildi. Adalet Bakanı ve Başsavcı vekili ile Başbakan görüştü. Başbakan tutuklansın talimatı verdi.

- Başbakan'dan perspektif almadan hiç bir KCK operasyonu yapılmadı. Operasyonun tüm bilgilerini Başbakan'a aktardım, talimatını uyguladım.

- KCK soruşturmasında suça karışmış MİT'çileri yakaladık. Başbakan'a da bilgi verdim. MİT bilgi vermiyordu.

- 25 canlı bombayı İstanbul sokaklarında yakaladık. Şiddet eylemleri yapanların MİT ile ilişkisine rastladım. MİT biliyor ama bize bilgi vermiyor.

- 7 Şubat'a gelene kadar, KCK operasyonlarından Başbakan'ın bilgisi ve talimatı vardı. Biz bu talimatları uyguladık.

- Başbakan'dan gelen talimatlar oldu. Ama benim ne yapıp yapmadığım o dosyalarda var. Emredersiniz efendimci olmadım.

- Emniyetten kaybolan dinleme cihazları: Ali Fuat Yılmazer görev yaptığı dönemde 2007-2011 döneminde bir tane bile kanunsuz dinleme yoktur. En belirgin olanı, en tartışılanı Hanefi Avcı'dır. 7 suç duyurusu kovuşturmaya yer olmadığı gerekçesiyle kapanmıştır. Kitabında yazıyor bunları.

KAYIP DİNLEME CİHAZLARI

- Kaybolan cihazlar diye bir şey yok. O havadan dinleme cihazlır. Öyle bir cihaz ki, kendi baz fonksiyonu var. TİB'e müraaacat etmeden, GSM firmaları ile işbirilği yapmadan dinleme yapabildiğiniz cihazlardır.

- Emniyette var şimdi kaybolmuş diyorlar. Ben kullanmadım, görmedim. Benim dönemimde öyle bir şey kullanılmadı. Benim dönemimde olmayan bir cihaz kaybolamaz.

Bu cihazlardan sorumlu şubeler var. Yok olamaz, varsa böyle bir şeyler bulunur. Bundan sorumlu birimler var. Şu anda MİT ve Jandarma'da bu cihazlar vardır.

HRANT DİNK CİNAYETİ

- Nedim Şener'in Kırmızı Cuma kitabı çok açık bir şekilde Hrant Dink cinayetini karartma çabasıdır. Ailesi ve avukatı bilmelidir.

- Hrant Dink'in en önemli tehdit kaynağı Veli Küçük'tü.

- Ergenekon operasyonundan sonra azınlıklara yönelik tehditler kesildi.

"7 ŞUBAT'TA 'CEMAAT' LAFI TAMAMEN KARARTMADIR"

-7 Şubat cemaat işi değildir, bu tamamen bir karartmadır. Ben bu işin göbeğindeydim. Kimse milleti kandırmasın! Hedef Başbakan değildi, hedef Hakan Fidan değildi.

"CEMAAT İDDİASINA AZİZ YILDIRIM NASIL İNANDIRILDI ANLAYAMIYORUM"

-Şike sürecinin tüm safhalarından Başbakan'ın haberi vardı. Önüne dosya konuldu. (Aziz Yıldırım'ın 1 numaralı zanlı olduğunu da biliyor muydu? sorusuna) dosya önüne konuldu diyorum lafın tamamını bana dedirtmeyin. Cemaat iddiasına Aziz Yıldırım nasıl inandı, nasıl inandırıldı anlayamıyorum.

siyasetcafe.com

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.