İşte Davutoğlu’nun günah defteri: Dosya hayli kabarık!

İşte Davutoğlu’nun günah defteri: Dosya hayli kabarık!

Bir zamanlar Hillary Clinton’un “Davu” diye seslendiği terörle mücadelede AK Parti’yi suçlayan ve kendisini aklamaya çalışan Yeni parti kurma hazırlığındaki eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun dosyası hayli kabarık…

Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu yeni parti kurma çalışmalarını sürdürürken, daha önce genel başkanlığını yaptığı Ak Parti’yi suçladı. Davutoğlu “Sakarya Dostları Platformu”nda yaptığı konuşmada 7 Haziran-1 Kasım arasına dikkat çekerek, “Terörle mücadele konusunda defterler açılırsa birçok insan, insan yüzüne çıkamaz” dedi.

Ak Parti iktidarı döneminde önce danışman, 2009 yılından sonra Dışişleri Bakanı, 2014 yılından sonra da Başbakan olarak görev yapan Ahmet Davutoğlu yaşanan tüm olumsuzluklarda kritik roller üstlendi. Kendisinin hiçbir sorumluluğu yokmuş gibi tehditler savuran Davutoğlu’nun günah defteri ise oldukça kabarık.

KADDAFİ’NİN DEVRİLMESİ

Libya’da Kaddafi yönetiminin devrilmesi sırasında Erdoğan önce “NATO’nun Libya’da ne işi var” dedi.. Ancak daha sonra ABD bastırınca ABD ve Batı’nın desteklediği Libya’daki isyancılara destek verildi. Davutoğlu Libya’daki isyancılara 300 milyon dolar nakit para desteği yapıldığını açıkladı. Hatta bu paranın uçaklarla nasıl gönderildiğini anlattı. Libyalı isyancılar daha sonra yaptıkları açıklamada bunu doğruladılar. Ancak paranın biraz daha az olduğunu söylediler. Paranın bir bölümünün nerede kullanıldığı karanlıkta kaldı. Bu olaydan kısa süre sonra Türkiye Libya’da tamamen dışlandı. Büyükelçisinin bile güvenliğini sağlayamadığı için geri çekti. Yılda 5 milyar dolarlık müteahhitlik geliri olan Türkiye Libya’da her şeyi kaybetti.

SURİYE’YE MÜDAHALE

Libya’dan sonra Suriye’ye müdahale gündeme geldi. İşin başında yine Davutoğlu vardı. Bayramda Emevi Camisinde namaz kılacağı konusunda Erdoğan’ı ikna etmişti. O dönemde görev yapan bir bakan Bakanlar Kurulu’ndaki tartışmayı şöyle anlattı: “Bakanlar Kurulu toplantısında Başbakanımız Erdoğan Esad yönetiminin 6 ay içinde düşeceğini söyledi. Bu sırada Davutoğlu devreye girdi. İki parmağı ile göstererek, ‘Sayın başbakanım iki ay’ dedi. Başbakanımız, Davutoğlu’nun verdiği bilgilere güvenip o sözü etti.”davu1.jpg

ŞAM’DAKİ TOPLANTI

Olayların başladığı dönemde Davutoğlu Şam’a gitti. Suriye yönetimi ile masaya oturdu. Suriyeli yetkililer Aydınlık’a Davutoğlu’nun ziyareti sırasında olanları şöyle anlattılar: “Davutoğlu geldi. Müslüman Kardeşler’in hükümete ortak edilmesini istedi. Elinde bir de bakanlar kurulu listesi vardı. Bütün kritik bakanlıklar Müslüman Kardeşler’e veriliyordu. Hatta hangi bakanlığa kimin atanacağına ilişkin isimler bile vardı.” Bu arada Şam’a gönderilen diplomatik kargolarda ne olduğu konusunda da bilgi verdiler. Bu kargodan çıkanların Suriye’de kimlere ulaştırıldığını da söylediler.

SINIRLARIN TERÖRİSTLERE AÇILMASI

Türkiye toprakları ve TürkiyeSuriye sınırı da terörist gruplara açıldığında Davutoğlu görevdeydi. Hatay ve Kilis’in Suriye sınırı Suriye’ye geçecek teröristlere tahsis edildi. Teröristler istedikleri zaman girip çıkıyorlardı. Bu teröristlerin arasında IŞİD, El Nusra, ... gibi örgüt üyeleri vardı. CIA tarafından Rusya’dan (Kafkaslarlan), Çin’in Sinciang bölgesinden getirilen terör grupları da bunlara dahildi.

PYD LİDERİ ANKARA’DA AĞIRLANDI

Davutoğlu’nun bir başka marifeti de şu anda Fırat’ın doğusunda ABD’nin “kara gücü” olan PYD’nin (PKK’nın Suriye kolu) lideri Salih Müslüm’ün Türkiye’ye getirilerek devlet olanakları ile ağırlanması. Davutoğlu PYD’yi Esad yönetimine karşı harekete geçirmek için bu yolu seçti.

PEŞMERGE’NİN GEÇİŞİ

IŞİD, Ayn el Arab’a (Kobani) saldırırken Türkiye PYD’ye yardım için harekete geçti. Davutoğlu döneminde yaşanan bu olayda Barzani peşmergeleri silahları ile birlikte Türkiye üzerinden Suriye’ye geçti. Bu geçiş için Meclis’ten tezkere çıkması gerekiyordu. Ama anayasa çiğnenerek PKK’nın Suriye koluna yardım gönderildi.

‘KAK MESUT’

Davutoğlu döneminde Irak Merkezi Hükümeti ile ilişkiler askıya alınırken, Irak Kürt Bölgesel yönetimi ile ilişkiler arttı. Irak merkezi Hükümetinden izin alınmadan Erbil’i ziyaret etti. Davutoğlu Mesut Barzani’ye “Kak Mesut” (Mesut Abi) diye hitap ediyordu. Irak merkezi Hükümetinin itirazına rağmen bölgede çıkarılan petrolün Türkiye üzerinden İsrail’e satışına izin verildi. İzlenen bu politikanın bedeli ağır oldu. Bağdat yönetimi Türk müteahhitlerine ve ihracatçısına tavır aldı ve milyarlarca dolarlık kayıp yaşandı.

RUS UÇAĞININ DÜŞÜRÜLMESİ

Rus uçağının düşürülme emri de ondan çıkmıştı. Sonrasında “Emri ben verdim” dedi. Rus uçağı düşürülünce Rusya ile ilişkiler kesildi. Tarım ve turizmimiz çöktü. Türkiye milyarlarca dolar zarara uğradı.

MISIR’LA İLİŞKİLERİN BOZULMASI

Mısır’la ilişkiler de Davutoğlu döneminde bozuldu. Karşılıklı olarak büyükelçilerimizi çektik. Davutoğlu’nun tutumu yüzünden bozulan ilişkiler İsrail’e yaradı. Doğu Akdeniz’de Mısır’la dayanışma içinde olmamız gerekirken, Mısır İsrail, Yunanistan ve Kıbrıs Rum kesimi ile birlikte hareket etmeye başladı.

davu4.jpg

‘DAVUTOĞLU'NUN TÜRKİYE'YE BEDELİ AĞIR OLDU'

Maltepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Uluslararası İlişkiler Uzmanı Prof. Dr. Hasan Ünal, Davutoğlu’nun Dışişleri Bakanlığı ve Başbakanlık döneminin Türkiye’ye bedelinin ağır olduğunu kaydederek şunları söyledi:

“Hükümetin izlediği Suriye politikasında Davutoğlu’nun rolü büyük. Davutoğlu, Suriye’ye karşı kiminle hareket etti, politikayı kimlerle belirledi önce onları açıklamalıdır. Başbakan olduğu dönemde Suriye yönetimi ile ilişkiye geçmeye, uzlaşmaya neden direndiğini anlatmalıdır. Rus uçağının düşürülmesi ile ilgili olarak, ‘Ben emir verdim’ demişti. Uçağın düşürülmesini hangi ülkelerle koordine edildiğini ifade etmelidir. “Davutoğlu’nun izlediği politikaların Türkiye’ye maliyeti çok yüksektir. Sadece Suriyeli mülteciler için harcanan para 40-50 milyar dolara ulaşmıştır. Libya’da, Irak’ta, Mısır’da yaşanan kayıp on milyarlarca dolara ulaşmıştır. Zarar her geçen gün yükselmektedir. Rus uçağının düşürülmesinin maliyeti de on milyarlarca dolar olmuştur. Davutoğlu önce bunların hesabını vermeli Hillary Clinton’la tak-çak ilişkisinin boyutunu açıklamalıdır.”

davu3.jpg

ABD’NİN ANKARADA'Kİ ADAMI'

Amerikan dış politikasına yön veren Amerikan derin devletine yakın Foreign Policy, Ahmet Davutoğlu’nun Erdoğan’ın isteğiyle başbakanlık ve Ak Parti Genel Başkanlığı görevini bırakmasını sonrasında şu değerlendirmeyi yaptı:

“ABD, Ankara’daki adamını kaybetti. Başbakan Davutoğlu, Türkiye’nin IŞİD’e karşı savaşında Washington’un kapalı kapılar ardındaki müttefikiydi. Şimdi ne olacak? Davutoğlu, güvenilir bir ABD müttefiki ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kontrolünde giderek otoriterleşen hükümetin içinde ılımlılığın sesi olarak görülüyordu. ABD’nin IŞİD’e karşı vekalet kara gücü olan Kürtlere, cumhurbaşkanının olduğundan çok daha fazla toleranslı olan maharetli bir diplomat olarak görülüyordu.”

DAVUTOĞLU'NA YAKIN GAZETE AYRILIKÇI İDDİALARIN SAVUNUCUSU

Karar Gazetesi de Davutoğlu’na yakın politikalar izliyor. Ahmet Davutoğlu’na yakınlığıyla bilinen gazete yayınlarında Türkiye’nin Rusya, İran ve Çin’le ilişkilerini de hedef aldı. Gazetenin özellikle Uygur ayrılıkçılarına desteği dikkat çekiyor.

Karar Gazetesi sık sık Çin karşıtı ayrılıkçı Uygur iddialarına yer veriyor, ayrılıkçıların lideri Seyit Tümtürk’ü referans alıyor. Gazetenin yazarları da zaman zaman bu konuda yazılar yazıyor. Birçok iddiası yalanlanan gazetenin Çin karşıtı yaptığı haberlerden öne çıkanlar şu şekilde:

-24 Aralık 2018: “Çin vahşeti İsrail’e model oldu” başlığıyla verilen haberde, “Çin’in Uygurlara her türlü işkenceyi yaptığı insanlık dışı toplama kampları dünyanın diğer ucunda Filistinlilere kan kusturan İsrail’e model oldu” denildi. Gazete milyonlarca Müslüman’ın toplama kamplarına alınıp işkencelere uğradığını savundu.

-27 Aralık 2018: “Bu çığlığı duyan var mı” başlıklı haberde “Sanatçı, edebiyatçı, akademisyenlerden oluşan yetişmiş beyinleri hedef alan Pekin, sadece bu yıl 150 aydını hapiste ya da toplama kamplarında yok etti” denildi.

-28 Temmuz 2019: “Ölüme Deport” başlıklı haberde Türkiye’ye sığınan Uygur Türklerinin Çin baskısı altında olan ülkelerine geri gönderileceği iddia edildi. Zinnetgül Tursun isimli Uygurlu bir sığınmacıya gönderilen belgelerin kanıt olarak sunulduğu haberde ikametgâh belgesi alamayan şahsın ülkesine gönderileceği ve bunun içinde 10 gün süre verildiği ileri sürülüyor. Örnekten yola çıkarak birçok Uygur Türk’ünün aynı durumda olduğu ver ölüme gönderildiği iddia edildi. Göç İdaresi yayınladığı açıklamada gazetenin haberini yalanladı.

Öne çıkan bu haberlerin haricinde gazetenin yazarları da yazılarında birçok kere ayrılıkçı Uygur iddialarını yazdı. Elif Çakır, İbrahim Kiras, Hakan Albayrak, Ahmet Taşgetiren gibi isimler yazılarında ayrılıkçı iddialarını savundu.

davu2.jpg

DAVUTOĞLU DÖNEMİNE FETÖ SORUŞTURMASI

FETÖ soruşturmaları kapsamında Ahmet Davutoğlu’nun Dışişleri Bakanlığı yaptığı dönem de incelendi. Davutoğlu’nun bakanlığını kapsayan 2010, 2011, 2012 ve 2013 yıllarına yönelik beş farklı soruşturmanın yürütülüyor. Bu kapsamda 249 şüpheli hakkında gözaltı kararı verildi.

Aydınlık Davutoğlu döneminin soruşturulduğunu 20 Mayıs 2019 tarihinde haberleştirmişti. Dışişleri Bakanlığı’na personel alımı amacıyla 2010, 2011, 2012 ve 2013 yıllarında düzenlenen Aday Meslek Memurluğu sınavlarında FETÖ mensuplarınca usulsüzlük yapıldığı saptamasıyla, sınavlara ve komisyon üyelerine yönelik beş farklı soruşturma yürütüldü. Başsavcılık açıklamasına göre, dört yılda yapılan sınavlarda 275 kişinin ataması yapıldı, soruşturma ve bilirkişi raporlarında 249 kişinin örgütle bağlantısı saptandı.

Siyasetcafe.com

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.