İşte Peker'in işaret ettiği ünlü otelin inanılmaz hikayesi!

İşte Peker'in işaret ettiği ünlü otelin inanılmaz hikayesi!

Sedat Peker’in bir videosunda bahsettiği Paramount Otelin yatırımcısı Atilla Uras’ın kızı Yasemin Uras, otellerinin nasıl elden ele geçtiğini açıkladı.

Sedat Peker’in yayınladığı bir videoda ‘üzerine çöktüler’ dediği Golden Savoy, (daha sonra Paramount Hotel ismini aldı) ile ilgili önemli iddialar ortaya atıldı.

Otelin yatırımcısı Atilla Uras’ın kızı Yasemin Uras, otellerinin nasıl elden ele geçtiğini açıkladı. Botır Rakhimov’un (Bahtiyar İkramoğlu) otelin üzerine çöktüğünü anlatan Uras, babasının ölümündeki şüpheleri, hisselerin nasıl çalındığını, Turan Avcı’nın oteli hiç satın almadığını, Cihan Ekşioğlu’nun Atilla Uras’ın öldüğü gün otele devletin tankıyla girdiğini, Rakhimov’un Sezgin Baran Korkmaz’a olan borcunu ve şu andaki sahibinin de belli olmadığını da iddia etti.

Yasemin Uras'ın anlattığı hikayede Atilla Uras'tan Cihan Ekşioğlu'na, Turan Avcı'dan, Bahtiyar İkramoğlu'na ve Sezgin Baran Korkmaz'a kadar çok sayıda isim geçiyor...

 

İşte o röportajdan çarpıcı bölümleri: 

 

- Daha çok biz Rusya’yla iş yapardık, gübre, petro kimya. Sonradan otel işine girdik. Palmira’yı yaptık, 1 sene ben işlettim sonra Koç’lara sattık.

- Paramount’un yan arsası Rixos bizimdi. Onu da bir müddet sonra sattı, Paramount’u yaptı. Paramount’un ilk adı Golden Savoy’du.

- Arsayı Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan 50 seneliğine kiraladı. Ama üzerindeki binalar bizimdi, biz inşa ettik.

- Jumeirah sanırım 2 sene kadar işletti. Fakat orada oğlunun başına talihsiz bir olay geldi, otelin önünde teknede kalp krizi geçirdi 27 yaşında. O yüzden, oğlunu da çok sevdiği için orada işletmeci olmak istemedi ve kendi yerine bir kiracı buldu.

 

BAHTİYAR İKREMOĞLU OTELİMİZE ÇÖKTÜ

 

- O isim de Botır Rakhimov. Türk vatandaşlık ismi Bahtiyar İkramoğlu.

- Bu şahıs aslında Özbek’tir. Kırmızı bültenle Interpol’de aranan, İspanya tarafından, FBI tarafından aranan, zamanında Rus mafyasının parasını aklayan, Özbekistan’a da zamanında işlediği suçlardan dolayı dönemeyen bir şahıstı.

- Burada vatandaşlık verildi. Tam girmek istemiyorum ama galiba devletten biri yardım etti, vatandaşlık aldı. İsmini Bahtiyar İkramoğlu olarak, gerçi 5 pasaportu var pasaporta göre ismi değişiyor. Bu, otelimizin üstüne çöktü.

- Kiracı olarak girdi ama babamı sıkıştırmaya başladı devamlı, ‘kazanmıyor, etmiyor’ diye.

- Babamın hayatının son 10 senesi Bodrum’da geçti. Çünkü otelin içinde kendi villası vardı. Kira anlaşmasına göre hizmetçileri, temizlikçileri kullanıyordu. Artık çok zorluklar çıkarmaya başladı, babam da 81 yaşındaydı. Kalp hastasıydı, KOAH hastasıydı, şeker hastasıydı. Ödemeleri kısıtlı yapmaya başladı, yapmamaya başladı, kontrata uymamaya başladı.

- Hatta kız kardeşim var Meltem Uras, babamı ziyarete geldiğinde içeri almadılar. Kendi otelimize polisle girmek zorunda kaldık.

- Öyle durumlar gelişince babam artık bezdi ve bu oteli satalım dedi.

- Müşteri olarak Turan Avcı çıktı, “Ben almak istiyorum” dedi. Hatta Turan Avcı, CNN Türk’e çıktı “Ben bu oteli alıyorum, adı da Paramount olacak” dedi.

 

'BABAM ŞÜPHELİ ŞEKİLDE ÖLDÜ'

 

- Babam en son KOAH hastasıydı, boynu delikti ve tüp takılmıştı. Babamın şüpheli şekilde öldüğünü düşünüyorum, aniden o tüp çıkmış. Benim eşim doktor, “O tüp öyle çıkmaz” dedi. Boğuldu, ambulans gelene kadar krizler geçirdi. Bu sefer kalbi durdu. Kalbi 45 dakika çalıştırmaya çalıştılar, beyin ölümü oldu. Bu sefer Bodrum Hastanesi’nden Acıbadem’e taşındı fakat beyin ölümü olmuştu, 2 hafta da komada kaldı o arada vefat etti.

- Ama arada çok daha başka olaylar oldu tabi ki.

 

“Bu olaylar Paramount Hotel’in satışı sırasında olan olaylar mı?” sorusuna “Evet” diye yanıt veren Uras, şöyle devam etti:

 

- Zaten şöyle bir olay oldu, 2017 senesinde kız kardeşim Çiğdem beni aradı ve şöyle dedi; “Abla otele müşteri çıktı fakat bunlar galiba dolandırıcı, atla gel” dedi. Ben de anında uçak biletimi aldım geldim, babamı perişan bir durumda buldum.

- Geldim, babam yok aşağıda, iki tane Özbek kız, hemşiresi yok. Tekerlekli sandalyede indirdiler, sarkmış sandalyede duramıyor, perişan bir durumda. Konuşurken ağzı falan tutmuyor.

- Babam aynı zamanda belini kırmıştı, kalbi olduğu için ameliyatı yapamadık. Çok ağrı kesici kullanıyordu. Çok uyuşturulmuş bir durumda gördüm, zaten o akşam babam kolaps oldu. Hastaneye kaldırdık. Önce biz felç geçiriyor zannettik, MR’a soktuk şekeri 50’nin altına düştüğü için boynunu deldiler 3 gün şeker verildi direkt. Öyle toparladık.

- Bu arada Turan Avcı’nın yeğeni falan geliyorlar sürekli, bu otele bir ağırlık veriyorlar. Otele gidemiyorum, kendi arabasıyla götürüp getiriyor. Ben çok rahatsız oldum.

- Babam kendini tam toparlamışken, otele gittim geldim baktım babam yine konuşamıyor uyuşmuş. Koştum İstanbul’a, kız kardeşimin avukatı Deniz Ketenci’ye gittim ve tedbir koymaya çalıştım, vasi atamaya çalıştım. Öyle oldu.

- Turan Avcı “aldım” dedi ama sonra çeke bakılınca Andrey Ravyoric diye bir adam çıkıyor. Andrey, Turan Avcı’nın yanında çalışan çaycı, şoför gibi bir adam. 47 milyon dolarlık bir çek var.

- Babama ben vasi atamaya çalışınca, hakimin karşısına çıktı dedi ki “Ben bu oteli 100 milyon dolara satıyorum”. 100 milyondan sonra bir anlaşma çıktı 90, sonra bir anlaşma 67, sonra çek çıktı 47, sonra çıktı çek karşılıksız. Zaten Rus şoför adına, şoför nasıl alıyorsa!

 

HİSSE SENETLERİ ÇALINDI

 

- Bu arada babam oteli, otel derken Ufuk Turizm şirketti çünkü toprak bizim değil ya, bu sefer hisseler kasada rehindi. Satışa kadar teslim edilmeyecekti. Bu sefer kasaya girdik, babam hastanede komadayken kasadan hisseler çalınmış.

- Anlaşmanın günü gelmeden bir ay evvel, kasaya girmişler. Kasadan hisseler alınmış, Çekoslovakya’ya kaçırılmış. 100 milyon dolarlık, şimdi 127 diyor Sezgin Baran Korkmaz, otelin hisselerini 2 bin 500 TL’ye kurulmuş bir şirket açıp Çekoslovakya’da kaçırdılar.

- Otelin bedeli ödenmemiştir bugüne kadar. Elden ele, el değiştiriyor.

- Sonra biz çekin tahsiline baktık, çek karşılıksız. Andrey kaçmış gitmiş Rusya’da. Ona icra açtım ve icrayı da getiriyorum. O davam sonuçlanıyor bu ay, tabi ki kazandım.

- Çünkü Türkiye’de bir yeri alırsa bir insan, icra kanunlarına göre borcuyla da hükümlü. Zaten ben kamuoyuna da ilanlar verdim, “Burası borçludur almayın” diye.

- Bunu da nereden biliyorum? İsviçre çok ufak bir yer, orada büyüdüm. İsviçre’den Montrö’den belli emlakçılar beni aramaya başladılar. Dediler ki “Oteliniz şu an pazarlanıyor”. Hatta 250 milyon dolar gibi bir fiyata. Bu sefer ben avukatımı aradım, “Biz derhal kamuoyuna ilan verelim gazetelerde” dedim.

 

'OTELİMİZE DEVLETİN TANKIYLA GİRDİ'

 

- İşin tuhaf yanı Andrey döndü Botır’a hediye etti. Bu sefer Botır almış oldu. Bir de Botır’ın yanında Cihan Ekşioğlu diye bir kişi türedi.

- Cihan Ekşioğlu, babamın vefat ettiği gün otelimize devletin tankıyla girdi. Türkiye Cumhuriyeti’nin tankıyla otelimize girdi.

- Cihan Ekşioğlu, o ara devletin kışlalarına tadilat yapıyordu. Oteli fethetti. Ben dünyanın hiçbir yerinde böyle bir şey görmedim, bir devletin tankını alıyorsunuz ve o tankla yollardan gelip otele giriyorsunuz.

- Ben Amerika’daydım, kendisiyle hiç konuşmadım.

Turan Avcı Paramount Otel için 80 milyon dolar ödemedi mi?

- 80 milyon dolar yok, hiç, sıfır. Zaten Turan Avcı, CNN Türk’e çıktı “Ben burayı aldım” dedi ama almadı ki. Çeki veren, kontratta alıcı gözüken Andrey Ravyoric diye 5 kuruşu olmayan bir şoför. Turan Avcı’nın otelinde çalışan bir şoför.

- Andrey Ravyoric bir şoför, zaten bunu alacak parası yok. Sonra biz şöyle bir şey yaptık, ben mirasçı olduğum için mahkemeden şunu talep ettim, dedik ki Andrey’in 5 kuruşu yok bu adamın hesabına, çünkü galiba bir depozito verildi, para nereden girdi diye. Baktığımızda para, birkaç Azerbaycanlı Kazaklıdan girmişti.

- İşin sonunda anlamadığımız bir şey var Botır Rakhimov otelin sahibi oldu. Pay defterinde o gözüküyor.

- Ben de şöyle bir şey duydum, Sezgin Baran Korkmaz, ben kamuoyuna ilan vermiştim, ilk oteli aldığında kendi Twitter üzerinden anasayfasında yeni şirketimiz diye koydu. Hatta otelin adını aldığında Royal Palace diye koydu.

- Bana birkaç kişi aracılığıyla telefon açıldı ve “Ben Kazaklardan 42 milyon euroya aldım” dedi. Benle yalıda oturup, konuşmak istediğini söyledi. Ben de “Öyle bir şey olamaz ama ödenmemiş bedeli var siz de biliyorsunuz, arzu ederseniz avukatınızla ofisime gelirsiniz, oturup konuşuruz” dedim. Gelmedi.

- Bana “Kazaklardan aldım” dedi ama onun da ne kadar doğru olduğunu bilmiyorum. Çünkü sonra da benim bildiğim şöyle bir şey vardı, sonra da doğrulandı; Botır Rakhimov, bir ara paraya çok sıkıştı. Rusya’ya gidemiyordu aranıyordu, Ukrayna’ya gitti 2019’da orada da tutuklandı, kendi memleketi Özbekistan’a da gidemiyordu. Gerçi iki hafta evvel Rusya’daydı, şu anda da Özbekistan’da.

- Olmadığı zamanda benim otelimde. Otelde büyük bir saray diyoruz, otelde bir ana bina var, ana binanın dışında da villalar var. Çok büyük bir villa yapmıştı babam çünkü devlet başları gelip kalıyordu. Ona saray diyoruz. Şu anda her halükarda Botır Rakhimov, benim otelimin sarayında yaşıyor.

- Şimdi Sezgin Baran Korkmaz’a satıldı deniyor, o zaman halen orada niye yaşıyor bilmiyorum.

- Şöyle bir hikaye de var; Sezgin Baran Korkmaz’a bildiğim kadarıyla Botır Rakhimov’un 30 milyon dolar kadar borcu vardı. Acaba o borç karşılığında mı devretti onu bilmiyoruz, öğreneceğiz. Pay defterlerini istedik. Delilleri istedik, hakim de istedi.  

- Şu halde Ufuk Turizm’in pay defterinde halen Botır gözüküyor, Sezgin değil.

- Babam otelin satış gününden evvel vefat etti. Aslında biz anlaşmanın gününden önce mirasçı olduk, otelin sahibi olduk. Hisseler kaçırılmasaydı, biz o satışı kabul etmeyecektik.

Atilla Uras'ın imzaladığı sözleşme var mıydı?

- 2-3 ayrı sözleşme çıktı ama babamın bende videoları vardı, ben onu hakime verdim, babam anlaşmayı imzalayabilecek bir halde de değildi. Çok uyuşturulmuştu.

- Ben malımı kurtarmaya çalışıyorum. Hisse payımı istiyorum Sezgin’den.

- Sezgin’e dava açtım, o da devam ediyor. Bir dahaki duruşmamız Eylül’de. Hakim de delillerin toplanmasını istedi, hisse pay defterlerinin getirilmesini istedi.

- Sezgin “Ben almadım” diyor. Biz şu an oteli kimin aldığını öğrenmek istiyoruz. Öğrenemediğimiz için hakim delilleri istedi ve bunu sunmak zorundalar şu anda.

- Cihan Ekşioğlu Ocak ayına kadar, Sezgin alana kadar her gün otelime geliyordu. Sezgin aldı, bir daha gelmedi.

- Bodrum’daki babamın içinde değerli eşyaları olduğu yedi yeminli, kilitli depo, kilit kırılmış, içindeki eşyalar yok. Suç duyurusunda bulunmaya ve eşyaları bulabilir miyim diye geldim. Fakat şöyle bir şey çıktı; depo boşaltılırken otelin finans müdürünün imzası var.

 


Siyasetcafe.com

 

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.