Kılıçdaroğlu'ndan rüşvet skandalı ile ilgili çok sert açıklama

Kılıçdaroğlu'ndan rüşvet skandalı ile ilgili çok sert açıklama

Ankara'da, Mansur Yavaş ile Sinan Aygün arasında yaşanan rüşvet skandalı ile ilgili ilk kez konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu çok sert açıklamalarda bulundu.

Günlerdir kamuoyunun tartıştığı, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ile  eski CHP milletvekili Sinan Aygün arsındaki "rüşvet polemiği" ile ilgili açıklamalar karşılıklı devam ediyor.

İki CHP'linin rüşvet tartışmasına, "Kılıçdaroğlu'nun da bilgisi vardı" açıklamaları damgasını vurmuştu.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Mansur Yavaş ile Sinan Aygün arasında yaşanan ‘rüşvet’ tartışmasıyla ilgili ayrıntılı ilk açıklamasını yaptı.

 

Sinan Aygün’ün Togo Kuleleri ile kendisinden randevu alarak görüştüğünü kaydeden Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

“Sorun olduğunu anlattı. ‘Bir sorun varsa Mansur Bey’le konuşurum’ dedim. Mansur Bey’e ‘Nedir bu Sinan Bey’in sorunu’ diye sordum. Anlattı, ‘Gereği neyse yapın’ dedik. Rantiyeciler yargıyı kullanarak ve idareyi Bypass ederek kendi rantlarını sağlıyorlar. Yargıyı kullanıyorlar. Yargı bir anlamda haksız olarak elde edilen rantlara hukuki kılıf hazırlıyor. Togo Kuleleri iptal edilmiş mi? Edilmiş. Yargı kararı veriyor, ‘Efendim zamanında karar’ deniyor. Ne demek ya? Yolsuzluğun kazanılmış hakkı mı olur? Hangi haktan bahsediyor? Haksız rantı kim elde ederse etsin onunla mücadele etmek makamı mevkisin ne olursa olsun her CHP’linin görevidir. Olaya, Maliye Bakanlığı’nın denetim elemanlarının el atması lazım. Çünkü bu büyük bir mesele. Rantları elde edenler ne kadar vergi verdiler? Bu daireler kaça ve kime satıldı? Bunlara da bakmak gerekiyor. Daha önce bu yerle ilgili Ankara Büyükşehir’e bir karar gidiyor, 15 Temmuz’da gidiyor fakat belediye meclisi bunu FETÖ bağlantılı olması nedeniyle reddediyor. TMSF tüm FETÖ’cülerin mallarına, arsalarına neden el koymadı? Bu araştırılsın.”

 

"GÖTÜR SARAYDA BESLE"

Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyine harekât yapmasının ne gibi yarar sağladığı sorusunu yönelttiğini ve bunun halen geçerli olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, “Eğer siz Dışişleri Bakanlığı’nı devre dışı parıkıp Saray’daki bir avuç insanla İhvan eksenli bir dış politika oluşturursanız geleceğiniz nokta burasıdır. İdlibli kardeşlerimiz gelecek diyor. Götür Saray’da besle bunları. Yap çadırları, hamisi benim bunların de. Şimdi başımıza Libya çıktı. Suriye’deki meşru hükümeti tanımıyorsunuz. Niçin, Esad olduğu için ama Libya’daki meşru hükümeti tanıyorsunuz. BM kabul ettiği için. Esad’ı da BM kabul ediyor. Libya’ya İhvan kardeşliği için gidiyor, Suriye’ye gidildiği gibi… Türkiye’nin sağlıklı bir dış politikası yok. Tamamen İhvan endeksli bir dış politika yapıyoruz. Mısır’la dış politika bu çerçevede belirlendi” diye konuştu.

 

"TEZKEREYE DESTEK VERMEYİZ"

Libya’ya asker gönderilmesine ilişkin TBMM’ye getirilecek tezkereye destek vermeyeceklerini söyleyen Kılıçdaroğlu, “Bizim askerimizin kanlarının Arap çöllerinde dökülmesini istemiyoruz. Erlerimizin Arap çöllerinde şehit olmasının gerekçesi ne?” dedi. Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın “Atatürk de Libya’ya gitti” şeklindeki sözünü de eleştirdi. Kılıçdaroğlu, “Bu kadar tarih bilgisinden yoksun olan bir kişi ilk kez görüyorum, devleti yönetenler arasında… Libya o zaman Osmanlı toprağı. Osmanlı toprağını korumak için Osmanlı paşasından ne beklenir. O da gidecek oraya mücadele edecek. Sadece o değil ki İnönü de Osmanlı coğrafyasında savaştı. Ama şimdi Libya devletine ait. Hangi gerekçeyle oraya gidiyoruz. Mısır oraya tanklarını soktu, ne olacak şimdi Libya? Bizim askerimiz Rusya, Mısır ve Libya güçleriyle çatışacaklar” dedi. Kılıçdaroğlu, iç çatışma olan bir ülkede taraf tutmak yerine iki tarafla da diyalog kurulmasını önerdi.

 

HANGİ PARAYLA YAPACAKSINIZ?

Kılıçdaroğlu, Kanal İstanbul ile ilgili de değerlendirmelerde bulundu. Projenin yapılacağına inanmadığını, gündemin değiştirilmeye çalışıldığını savunan Kılıçdaroğlu, “Hangi parayla yapacaklar. Katarlılara güveniyorlar, onlar gelip yapacak” ifadelerini kullandı. Proje sayesinde Erdoğan’ın “fizikçi, kimyacı olduğunu da kamuoyunun öğrendiğini” söyleyen Kılıçdaroğlu, “Bir de ahlak, erdem, adalet nedir bunu öğrense mutlu olacağım” diye konuştu.

 

"DAVUTOĞLU VE BABACAN… BİZİ MEMNUN EDİYOR"

Kılıçdaroğlu, yeni kurulan partilerle yeni ittifakların da gündeme gelebileceğini dile getirdi. Türkiye’nin demokrasiden yana olanlar ve otoriter rejimden yana olanlar bağlamında ayrıştığını kaydeden Kılıçdaroğlu, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ve parti kurmaya hazırlanan Ali Babacan’ın parlamenter demokrasiden yana oldukları açıklamasını yaptığını anımsattı. Kılıçdaroğlu, “Bu bizi memnun ediyor. Türkiye’nin geleceğine aynı pencereden bakıyoruz. A veya B partisinin iktidarından çok Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu bir rejimi ihya etmelidir. Demokrasiden yana olanların işbirliği yapmaları gerekir… Önce demokrasi üzerinde uzlaşacağız. Kişiler gelip geçicidir” dedi.

 

siyaetcafe.com

 

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.