Bizim ülke çok garip her gün yeni bir şey duyup ya şaşırıyoruz ya da çok üzülüyoruz.

İdealist bir öğretmen ve memleketine aşık bir bürokratın vefatı ve sebepleri dünden bu yana kafamın içinde dönüp duruyor.

Aksaray’ın Eskil ilçesi Eski Milli Eğitim Müdürü İbrahim Kılıçer’in onur meselesi olan; Öğrenciler için yaptırmış olduğu kütüphanenin ilçenin kebap ve kebapçı sever Belediye Başkanı tarafından boşaltılıp kebapçı yapılmasından sonra cereyan eden olaylar silsilesinde İbrahim öğretmenin belediye başkanını Milli Eğitim Bakanına şikâyeti ile görevden alınması sonrası intihar etmesi bu ülkede çalışan insanın cezalandırılma şeklini göstermektedir.

Haksız bir şikâyette bürokratına sahip çıkamayan bir idarecinin menzili bellidir. Bu ve buna benzer olaylar idarecinin kurumu üzerindeki iktidarsızlığını gösterir, yöneticiyim diye havadan tatmin olmaya gerek yoktur diye düşünüyorum.

Birilerinin üç kuruş para kazanma hırsına karşın, vatandaşa can siperane hizmet eden bürokratların hakkını korumak gerek.

Aynı olayın farklı bir versiyonu Kocaeli’nin Körfez ilçesinin bir mahallesinde yaşanmakta. İlçede Türkiye’de bir ilk olan “Taşınmalı-Yürümeli Sağlık Sistemi” hayata geçecek. Ama zorunluluktan.

Anlatayım.

Fatih mahallesi D-100 Karayolu ile Körfez sahili ve iskelesi arasında konumlanmış yaklaşık 15000 nüfusuyla üçüncü büyük mahallesidir.

Yüksek katlı binaların çok olmadığı mahallenin sakinlerinin birçoğu en az 20-30 senelik mahallelidir.

Mahalle hali hazırda kullanılan Sağlık ocağı ve PTT binasından alınan karot numunelerinin sonuçlarının negatif gelmesiyle, içinde kütüphanede bulunan binanın yıkım kararı çıkmış ve mahallede önemli bir boşluğu dolduran PTT şubesi yer yokluğundan ilçe merkezine taşınmıştı.

Burada PTT Baş Müdürlüğü’nün sorumluluk zafiyetinin olduğu apaçık belli. PTT şubesi sadece mahalleliye hizmet etmekle kalmıyor.

Konumun batı ve kuzey tarafında bulunan diğer mahalle sakinlerinin bir kısmı bu şubeden hizmet alıyorlar. Birçoğu yaşlı ve emekli olan vatandaşlarımızın ilçe merkezindeki PTT şubesine dolmuş güzergahında olmadığı için, dolmuşla gitmeleri de pek mümkün görünmüyor. Bina yoksa şubede yok deyip, çözüm üretmeden kapanmış PTT şubesi.

Peki bu kimin umurunda?

Kimsenin değil tabi, ilgili bürokrat aydan aya maaşını alıyor, tahsisli makam otosuna biniyor. Engelli, yaşlı mahalle sakinlerinin sorunu düşünecek zamanı yoktur.
Sağlık Ocağı’nda PTT şubesinin tersi bir durum var. Mahallelinin anlattığına göre, Körfez İlçe Sağlık Müdürü ve ekibi Sağlık Ocağına geçici bina bulmak için gitmedik yer, çalınmadık bırakmamışlar.

En son, konumu ve fiziki yapısından dolayı mahallenin merkezinde bulunan Fatih Camii’nin altını Camii Derneği’nden istemişler, dernek onaylamış ama!

Camide 3-5 kadına ders veren bir hoca hanımefendi nasıl öğrendiyse tanıdığı diğer kadınları hatta mahalleli olmayan kurs almayan başka kadınları, İlçe Kaymakamının da bulunduğu heyet yer tespit ve uygunluk incelemesi yapmaya gittiği anda orada toplayarak “Biz burada dini vecibelerimiz yerine getiriyoruz.” Diye provoke ederek ve 15000 nüfuslu ilçede yaklaşık 100 imza toplayarak ilçe müftülüğüne teslim etmiş.

Camii Derneği’ne rağmen ilçe bürokrasisine rağmen Sağlık Ocağının taşınmasını engellemiş başarılı olmuşta. Hoca hanımefendi usta öğretici olduğu için ders saat ücretinin kesilmesini istemiyorken yaklaşık 15000 vatandaşın sağlık hizmetine ulaşımını engelliyor farkında değil veya aldığı üç beş kuruşun hırsıyla gözü kararmış durumda. Bina bulunamadığı için mahallede görevli aile hekimleri üç farklı sağlık ocağına görevlendirilmesi yapıldı.

Bu üç sağlık ocağı da dolmuş güzergahında değil ve mahalleye en az 3 km uzaklıkta. Yani hem taşınmalı hem yürümeli.

Mahalleli ile konuştuğumda Körfez Belediyesi ve Kocaeli Büyükşehir Belediyesinden konuyla ilgili çözüm ve destek bekliyor.

Körfez Belediyesi konteyner teklifi yapmış olmasına karşın bu teklif, mevsimsel özellikler ve konteynerlerin fiziksel özellikleri göz önünde bulundurulduğunda mahalleli tarafından pek kabul görmemiş sanırım.

Fatih Mahallesi, iktidar partisine en fazla oy çıkan ilk üç mahalleden birisi olma özelliği taşıyor. Önemli bir konumda ve Cumhur ittifakı destekçisi olmasına karşın geri bırakılmışlığı hemen göze çarpıyor. Mahallede yaşayan ve siyasi partilerle ilişkili olanlar bu konuyu çok önemsiyor görünmüyorlar. 81 yaşındaki annem ve birçoğunun yakinen tanıdığım dostlarım sayesinde bende bu sorunun mağduru tarafında yer alıyorum. Konuyla ilgili vatandaşı sağlık hizmetinden uzak tutmak istemeyen ve gayretini duyduktan sonra, İlçe sağlık müdürü ve ekibini mahalleli kadar bende takdir ettim ne yalan söyleyeyim.

Dini ve ahlaki değerlerimizi, alacağı bir miktar ders ücreti için kullanarak, günde sadece 2 saat ders verdiği ve sonrasında ihtiyacı olmayan binayı işgal eden ve 15.000 vatandaşımızın kendi mahallesinde sağlık hizmetine ulaşmasını engelleyen hoca hanımı da kendi vicdanıyla baş başa bırakıyorum.

Her bir nefes için şükreden ben, Kuran-ı Kerim'den Bakara suresinin 115. Ayetini sizlerle paylaşmak istiyorum:

Bakara 2/115 'Doğu'da Allah’ındır batıda, yeryüzünün tamamı Allah'ın’dır, her nerede Allah'a yönelirseniz, Allah’ı anmak isterseniz, Allah-u Teâlâ'nın yüzü oradadır.'

Zaten Peygamberimiz SAV 'Yeryüzünün tamamı bizim için mescit kılınmıştır.' diyor.

KALIN SAĞLICAKLA!