Migren Nedir? Belirtiler, Tetikleyiciler ve 2025’te En Etkili Tedavi Yöntemleri
Migren, sadece baş ağrısı değil, yaşamı altüst eden bir nörolojik hastalık! Türkiye’de her 5 kişiden biri bu ağrıyla mücadele ederken, Dr. Meliha Aydın’dan erken tanı ve doğru tedaviyle hayatı yeniden kazanmanın yolları.
Dünya genelinde 1 milyardan fazla insanı etkileyen migren, yalnızca bir baş ağrısı olmanın çok ötesinde, yaşam kalitesini düşüren ve günlük hayatı sekteye uğratan ciddi bir nörolojik hastalık.
Türkiye’de ise her 100 kişiden 16 ila 21’i migren hastası. Özellikle kadınları erkeklere oranla daha fazla etkileyen bu hastalık, toplumda hâlâ yeterince ciddiye alınmıyor.
Nöroloji Uzmanı Dr. Meliha Aydın, migrenin belirtilerinden korunma yollarına, doğru bilinen yanlışlardan tedavi seçeneklerine kadar uzanan konulara dikkat çekiyor.
Aydın; “Migren; başın bir tarafında yoğun, zonklayıcı ağrılarla kendini gösteren, bulantı, kusma, görme sorunları, konuşmada bozukluk, denge kaybı, ışık ve sese hassasiyet gibi belirtilerin eşlik ettiği nörolojik bir hastalıktır. Migren hastalığı çocukluk döneminde başlayabileceği gibi erken yetişkinlik dönemine kadar hiç belirti vermeyebilir de. Ailede migren hastalığının varlığı, migren hastalığının ortaya çıkmasında önemli bir risk faktörüdür. Kadınlarda daha sık görülür ve yaşam kalitesini ciddi şekilde düşürebilir. 72 saatten fazla süren migren atakları ise acil tıbbi müdahaleyi gerektirir. Araştırmalar gösteriyor ki, her iki yetişkinden biri baş ağrısı şikâyeti yaşıyor. Türkiye’de ise bu oran daha da dikkat çekici: Türkiye Migren Epidemiyoloji Araştırmalarına göre her 100 kişiden 16 ila 21’i migren hastası. Görülme sıklığı kadınlarda %25-30’lardayken, erkeklerde bu oran % 10 – 12 civarında. Ancak birçok hasta yaşadığı baş ağrısını migrenle ilişkilendirmiyor, bu da erken tanı ve etkin tedaviyi geciktiriyor.” dedi.
İŞ GÜCÜ KAYBI, SOSYAL İZOLASYON VE YANLIŞ İLAÇ KULLANIMI
Dr. Aydın, migrenin sadece bireysel değil, toplumsal bir sağlık sorunu olduğunu vurguluyor:
“Migren hastaları, günlük yaşamlarında ve iş hayatlarında ciddi zorluklar yaşar. Nadir görülse de migren ataklarının migren enfarktüsü adı verilen önemli komplikasyonlara neden olduğu da görülmüştür. Bu durumda, sinir dokularının kan dolaşımından sorumlu damarları tıkayarak inme geçirmesine neden olabilir. Birçok kişi sadece ağrı kesici ile geçici çözüm ararken, bu durum hem yanlış ilaç kullanımına hem de kronikleşmeye neden olabilir.”
MİGRENİ TETİKLEYEN BAZI YAYGIN FAKTÖRLER:
Hormonal değişiklikler
Aşırı alkol ve kafein tüketimi,
Tuzlu gıdalar
Aşırı egzersiz
Ani hava değişimleri
Yoğun ortam kokuları
Uykusuzluk
Aç kalmak
Bazı yiyecekler (örneğin çikolata, peynir)
Parlak ışıklar ve yoğun stres
Migren tedavisinin kişiye özel olması gerektiğine dikkat çeken Dr. Meliha Aydın, “ezbere alınan ağrı kesiciler geçici çözüm sağlarken, durumun kronikleşmesine de zemin oluşturduğunu, önleyici tedavilerle yaşam kalitesini arttırmanın ve atakları azaltmanın mümkün olduğuna dikkat çekiyor.
“HER BAŞ AĞRISI MİGREN DEĞİLDİR”
Toplumda hâlâ yaygın olan yanlış bilgiler, migrenin teşhisini zorlaştırıyor.
DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN NOKTALAR ŞUNLARDIR:
Migren yalnızca ağrı kesiciyle geçiştirilemez.
Stres, açlık, uykusuzluk gibi etkenler atakları tetikleyebilir.
Migren tanısı, uzman hekim tarafından konulmalıdır.
Sürekli baş ağrısı yaşayan bireyler mutlaka nörolojik değerlendirme almalıdır.
Siyasetcafe.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.