Newton'un başına elma düşmedi! Yıllarca gerçek sandığımız 4 kuyruklu yalan

EFSANE: Vikingler, diğer insanları, yaşadıkları güzel ve yeşil İzlanda'dan uzak tutmak amacıyla İzlanda ve Grönland'ın isimlerini değiştirdi ve onları buzlu Grönland'a yönlendirdi.

GERÇEK: İzlanda, ismini yas tutan İsveçli bir Viking'in kızının İzlanda yolunda boğulmasından alıyor. Dağa tırmandı ve aslında Grönland'dan gelen buzdağlarıyla dolu bir fiyort gördü. Bu da adanın isminin bu şekilde kalmasına neden oldu. Grönland, ismini yeni bir imparatorluk kurmak isteyen ama adadan sürülen Erik the Red'den alıyor. Erik the Red, Grönland'a yerleşince oraya insanların dikkatini çekecek bir isim verdi.

EFSANE: Truva'da 10 yıl süren kuşatmadan sonra Yunanlar şehri hala fethedememişti. Tahtadan büyük bir at inşa ettiler, içine saklandılar ve atı bir ödül gibi Truvalılara vermeden önce yelken açmış taklidi yaptılar. Sonrasında Truvalılar atı şehirlerine soktu, içinden Yunanlar çıktı, şehrin kapılarını açtılar ve her şeyi yok ettiler.

GERÇEK: Arkeolojik kanıtlar, Truva'nın yakıldığını ve tahta atın da muhtemelen Homer’in Odyssey’sinden gelen bir masal olduğunu gösteriyor.

EFSANE: 300 Spartalı, 3 gün boyunca Thermopylae'i dev bir Pers ordusuna karşı savundu.

GERÇEK: Şehri koruyan 300 Spartalı gerçekten de olsa, onlara destek veren minimum 4000 müttefik vardı. Pers ordusuyla kıyaslandığında daha az kişi vardı ama yine de kazanma şansları da oldukça iyiydi.

EFSANE: Isaac Newton, yer çekimi teorisi aklına geldiğinde bir elma ağacının altında oturuyordu ve kafasına bir elma düştü.

GERÇEK: Elmaların Newton'a yardımcı olduğu doğru ama efsanedeki kadar değil. Newton Cambridge'den ayrılınca, evine döndü ve üniversiteyden peşinden koştuğu problemler üstünde çalışmaya devam etti: yer çekimin geniş mesafeleri etkilediğini öne sürdü. Annesinin bahçesindeyken elmaların ağaçlardan düştüğünü gördü ve formülü oluşturmak için birkaç yıl matematik üzerine çalıştı.

EFSANE: Dahi ve Fizik'te Nobel Ödülü sahibi Albert Einstein, matematik dersinde başarısız oldu.

GERÇEK:  Einstein matematikte harikaydı ve 15 yaşına geldiğinde diferansiyel ve integral hesaplamalarda uzmanlaşmıştı. Bu dedikodu ise İsviçre'de çalışırken edindiği notlardan geliyor: Kendisi “1” notunu aldı ve 1'den 6'ya kadar olan ölçeklerde bu aslında en iyi not oluyor. Ancak, bundan kısa bir süre sonra, sistem tamamen değiştirildi ve “6” en iyi not oldu. Einstein'ın “başarısız” olduğu hikayesine neden olan “1” notu hala duruyordu.
 

Siyasetcafe.com