Nihal Olçok 15 Temmuz kampanyasına para verenlere çağrı yaptı:Bağışları geri çekin

Nihal Olçok 15 Temmuz kampanyasına para verenlere çağrı yaptı:Bağışları geri çekin

15 Temmuz'da hayatını kaybeden Erol Olçok'un eşi Nihal Olçok, çok çarpıcı açıklamalarda bulundu.

15 Temmuz FETÖ kalkışmasında hayatını yitiren Erol Olçok, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a en yakın partililerdendi. Eşi Nihal Olçok, Ahmet Davutoğlu’nun kuracağı partinin kurucular kurulunda siyasete atılma kararı aldı. 

İlk röportajını Cumhuriyet’e veren Nihal Olçok çok çarpıcı açıklamalarda bulundu.

 

İşte o röportajdan bir kısım:

 

Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun yeni kuracağı partinin kurucular kuruluna girdiniz. Oysa AKP’den seçilme olasılığınız daha güçlü olabilirdi, eşiniz Erdoğan’ın en yakın yol arkadaşlarından biriydi. Öyleyse niye AKP değil de, Davutoğlu’nun partisi?

Gerçekten hâlâ insanlığını koruyabilen bir adam olduğuna inanıyorum. Çünkü 15 Temmuz gecesi başta olmak üzere eşiyle birlikte 4 kez üst üste evime taziyeye geldi. Sonra hep iletişim kurmaya çalıştı benimle. Varlığını hissettirdi. Bu insani bir şeydir. Ben Ahmet Davutoğlu’nun insanlığını kaybetmemiş biri olduğuna inandım. Ama bunu sözüyle değil, davranışıyla, yaşayarak gördüm. 

 

Partinin kuruluş çalışmaları epey zamandır devam ediyor. Teklif yeni mi geldi?

 

Yeni. Cuma günü Abant’a toplantıya gittim. Öncesinde iki kez toplu yemeğine katılmıştım. Orada da bazı detayları paylaşmıştı. Parti konusunda hiçbir zaman bire bir diyaloğumuz olmamıştı.

Ama hissedilen bir şey vardı. Hatta ben o zaman, “Anladığım kadarıyla bir gebelik söz konusu” demiştim. “Biz de üç şey için dua edelim. Vakti saatinde doğsun, erken doğum olmasın, engelli doğmasın. Ve tek cinsiyetli doğsun.”

Bu kadar uçta insanın aynı masanın etrafında buluşmaları çok güzel. Davutoğlu numara yapan bir insan değil. Onun için en büyük duam, Allah onu değiştirmesin...

 

Nasıl ikna oldunuz, siyasette hedefiniz? 

 

Bunlar o kadar hazır olmadığım sorular ki… Siyasetle ilgili vizyonum ne olacak, misyonum ne olacak? Ben 3 yıl içinde şunu gördüm. Bazı şeylere ne kadar yakınlaşmak ve öğrenmek istiyorsan, fiili olarak da o kadar yakın olman lazım. Dolayısıyla dışarıdan sana verilmiş bilgiler tatmin edici olmayabiliyor.

Benim burada yani bu siyasette yapmak istediğim tek şey, hakkın ve hakkaniyetin peşinde koşmak. Başta FETÖ ve FETÖ minvalleri, FETÖ zihniyetli yapılarla kavgamın ve savaşımın devam etmesi. Çünkü artık Türkiye’nin kaybedecek 251 kişisi yok! Bu kadar insana, vefaya, sevgiye ihtiyaç duyduğumuz bir dönemde ben artık 10 sene, 20 sene sonra böyle bir şey olsun istemiyorum.

 

Tekerrür mü eder sizce? 

 

Niye etmesin ki? Bu zihniyetle mücadele etmediğimiz taktirde, sen eğitip, aklı selim ve feraset sahibi haline getirmediğin müddetçe insanlar hep bir şeylerin arkasından gidecek. Önemli olan insanı bir dünya haline getirmek. 

 

FETÖ ile mücadelenin yeterince yapılmadığını mı düşünüyorsunuz? 

 

Evet, öyle düşünüyorum. Geçen akşam mesela o kadar ağladım ki, duramadım. Süleyman Soylu’nun Adil Öksüz ile ilgili sözlerine binaen çığlık atmak istedim.

 

Neden çığlık atmak istediniz? Yani İçişleri Bakanı, “Yerini biliyoruz” dedi. Burada sizi üzen nedir?

 

Yerini biliyorsan o zaman getir. Bakın, bilinmezlik, kaygı insanı en çabuk öldürecek şeydir. Neden bu insanları sürekli bilinmezlik ve merak içine sürüklüyorsunuz ki? Böyle bir şey varsa yerini biliyorsanız getirin. Yıllarca Yeşil’e aynı muameleyi yaptınız. Nerede Yeşil? Yeşil üzerinden yıllarca yazılar yazdınız, haberler yaptınız, günlerce programlar yapıldı. Şimdi böyle bir Adil Öksüz mü üretiliyor? İşte bütün bunları ben bilmek istiyorum. Yer olarak bilmek istiyorum. Benim sorumlu olduğum 251 aile var. Benim merak ettiğim kadar onlar da merak ediyor. Bunun üzerinden neden politika üretiyorsun? Bu yaşanmış bir acı. Bununla ilgili hiçbir şey yapamıyorsan eğer, elin kolun bağlıysa, o zaman sükut. Lütfen! Eğer bununla ilgili bir politika üretiyorsan hâlâ, o zaman onun da gereğini yap. Dolayısıyla sen birşey yaparken benim elimin kolumun bağlı kalmasını hiç kimse bekleyemez.

 

'BAĞIŞLARINI GERİ ÇEKSİNLER'


CHP, darbe girişiminin ardından başlatılan 15 Temmuz Dayanışma Kampanyası çerçevesinde şehit yakınları ve gaziler için toplanan bağışların akıbetine ilişkin Meclis’e araştırma önergesi verdi. Nedir orada durum?

Orada bir vakıf kurulmuş. Vakıf diyor ki, şehit çocuklarına eğitim, burs vs. Abdullah’ın çocuğu yok, benim gibi çocuğu evli olmayan bir dolu şehit yakını var. Gencecik kadınlar var, ne yapacağız? Böyle olmaz. Bu para niçin toplandı, şehit yakınları için. Ben açık açık buradan çağrı yapıyorum, bağışta bulunanlar bağışlarını geri alsınlar. Bize gelmedi o paralar. Dava açıp geri alabilirler paralarını...

 

 

siyasetcafe.com

 

 

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.