Nihat Genç'ten çok ağır yazı! AK Parti b.klarını temizleyemiyor

Nihat Genç'ten çok ağır yazı! AK Parti b.klarını temizleyemiyor

'AKP'nin b.klarını temizleyecek gücü yok' sözüyle tartışma yaratacak bir yazı kaleme alan Nihat Genç, Ak Parti'ye ağır yüklendi.

Oda TV yazarı Nihat Genç bugünkü köşe yazısında 'Tarikatlar b.ktan dolar yapmayı neden beceremedi' başlıklı bir yazı kaleme aldı.

İşte Genç'in çok konuşulacak yazısı;

Siyasi gündemi kaçırdım, en son nerede kalmıştık, Suud Elçiliği'ne giren Arda Turan bir daha çıkmadı. Jandarmayı da Savunma Bakanlığı'na (kendine) bağlarsa Hulusi Akar'ın da Suud Prensi Salman gibi saray darbeleri yapacak önüne geleni boğacak bir gücü olacak mı? İktidarın el altından FETÖ’'yle anlaşıp elli kadar ismi içerde bırakıp gerisini çıkartacak mı? Parayı basan FETÖ’cüler'in kurtulması şaka mı siyasi bir plan mı? Masum tarikat ve cemaatlerle bizim aramızı bozmak istiyorlar diyen AKP'li ağızların bu laflarını yoksa FETÖ’cü suçlamalardan kurtulmak için bir ordu büyüklüğünde menzil tarikatına girenler mi yaptırıyor? Savcılar hakimler yüksek kurumları 15 temmuz hiç yaşanmamış gibi kararlar almaya başlaması hukuk endişeleri mi tesadüf mü siyasi mi yoksa aynı tas aynı hamam'a geri dönüşümün sinyalleri mi? Siyasi kariyerini riske ederek en zor günlerde sırf FETÖ’ ve PKK'yla mücadele ediyor diye AKP'ye verdiği desteği Doğu Perinçek neden çekti? Hulusi Akar'la Hakan Fidan'ın haftada bir kaç kez çok sık görüşmesi hayra alamet mi? FETÖ’'nün Türkiye'de siyasi ipleri aldığı günlerde olduğu gibi her şeyi açıktan yazamadığımız günlere geri mi dönüyoruz? Bu sefer bombalı silahlı değil sessiz bir ilerleyiş yumuşak bir saray darbesiyle AKP içinden birilerinin Tayyip'in alanını daraltıp çerçeveleyip sonra etkisizleştirmesi, su usul usul derinden mi akıyor?

Kredi faizlerinin yüzde 35'e çıkması, kimse banka kredisi almaya cesaret edemedeğine göre ekonominin kapısına kilit vurmak değil mi? Ekonomi stop ettiğine göre her ay binlerce iflas ve her gelen ay onbinlerce işçi kapıya konmaya başladı bile. Bunca 'alamete' rağmen hala 1980'lerde başlayan neo liberal dünya düzeninin bittiğine inanmak istemiyorlar. Suud Elçiliği'nin boğazladığı muhalif gazetecinin hükümet yetkilisi Yasin Aktay'la telefon kayıtlarını ve başka özel gizli görüşmelerini ele geçirmesinden tartışma programlarında tek bahis neden açılmıyor. Dünyayı ayağa kaldıran böyle çok büyük skandal karşısında medyamız maalesef benden de hiç görüş almıyor, fikrimi bu satırlarda söyleyeyim. Suudlar'ın dünyanın gözleri önünde muhalif gazeteciye boğazlamasına sebep şu: Türkiye'yle öyle bir düşmanlığımız olsun ki bizden dolar para isteyecek yüzleri olmasın.

AKP'NİN B.KLARINI TEMİZLEYECEK GÜCÜ YOK

Temizlik yapacak gücünüz yoksa, evi bok götürür, AKP suçu kimsede aramasın. B.k'la ilgili bir kitap okumuştum, 1539'da Fransız Kralı ünlü hijyen fermanını çıkartır, 'boklarınızı şehir dışına çıkartın yoksa ceza olarak evleriniz elinizden alınacaktır' diye. Evet, boklarınızı temizleyemediğiniz için ülkeniz iktidarınız elinizden alınacak.

Sadece 'dışkı' değil domuzlarınızı hayvanlarınızı da şehir dışına çıkartın. Hikayenin gerisini biliyorsunuz, bu b.k savaşı ikiyüzyıl sürer ve iki yüz yıl boyunca Parisliler parfüm ve makyajla bok kokusunu gidermeye çalışır, damatın icad ettiği parfümün adı da: İşte Burası Önemli.

AKP'nin b.klarını temizleyecek gücü yok çünkü Tiner (sıcak para) bağımlısı İslamcılar liberaller b.klarında inci dolarlı maaşlar vakıflar buldukları için her gün köşelerinde hala b.k yeme yarışı yapıyorlar.

Ortalığı öyle b.k götürüyor ki sormayın, henüz FETÖ’nün ve özgürlük savaşçıları sağ sol liberallerin yediği b.kları temizlemeye devletin gücü yetmezken, ikinci bok dalgasıyla karşılaştık. Malumunuz FETÖ’'nün kapatma liberalleri sırf bok yemeye devam edebilmek için Tayyib'i devirmeye kalktılar, otuz uzun yıl sıçma özgürlüklerini savundular, onlar sıçtı ve b.klarına altın ve dolar üzerinden maaşlar ödendi ve milyar dolarları da yurt dışına kaçırdılar. Ve şimdi hakimler nasıl kararlar veriyor askeri terfiler nasıl çalışıyorsa darbe ihtimalleri ve söylentileri yine hız almaya başladı, FETÖ’cülerin Atatürkçü ve kemalist ve menzilci kripto maskeleri önlerinin açılıp yine baş köşelere oturması karşısında Arda Turan silahını aldı ve hastaneye bastı.

AKP'yi iktidara taşıyan bir önceki ekonomik krizde o günün de yandaşı Sabah Gazetesi'nin artık tarihe geçen meşhur manşeti şuydu: 'Ekonomi Pupa Yelken', yani kriz yok güle oynaya işler yolunda.

Ve iktidar b.k yiyip ağzı burnu elleri b.ka bulaşmış sağ ve sol liberalleri çok geçmedi 17/25 Aralık'tan sonra üf üf sayılmaz deyip bir güzel yıkayıverdi.

Suratları da dilleri de kelimeleri de b.kluydu on altı yıl ellerini parmaklarını yalamaktan yorulmadılar, çok geçmedi yine b.k götürüyor, eylülü de devirdik nerdeyse Ekim bitecek Ankara'ya tek damla yağmur da yağmadı, ulan ne kıymetli Hulusiymiş.

Diğer tarafa da dokunalım, hatta, kendine kemalist diyen avukatlar FETÖ’cüler'i savunup fırsat bu fırsat ceplerini doldurmaya başladı. Avukat bu istediğini savunur. Meslek ahlakı başkadır. Siyasi ahlak başka. Sorun şurada: mesleğinizi pekala yapabilir her tarafı savunabilirsiniz, ancak mesleki olarak savunduğunuz şeyi siyaseten savunamıyorsanız lütfen siyasi alanda konuşma yapmayınız. Çürüme dediğiniz şey işte budur. Yani herkes işini yapsın. FETÖ’cüler'in de hukukunu savunurum diyorsanız savunabilirsiniz bu herkesin hakkıdır, ancak ekranlara 'kemalistim' diye atlayıp zıplamayın, işte o zaman mesleğiniz avukatlık değil madrabazlık şarlatanlık olur.

SI.MASI İÇİN BAŞINDA BEKLİYORLAR

Kuzey Kore gibi mi olacağız. (Yani bir diktatörlük rejimiyle dünyaya mı kapanacağız.)

Sonunda muradlarına erdiler ve 'Kuzey Kore misali tek başkanları' oldu.

Sonra olan oldu, dolar da gelmediğine göre, otomatik olarak dünyaya kapandılar.

Sağ ve sol liberallerin habire 'küreselleşme' ve 'dünyaya açık' demeleri dünyadan 'dolar' akacak demekti.

Gökten artık dolar yağmadığı yeni bir döneme girdik, bu kadar çok açık alametlere rağmen hala savundukları rejimin bittiğine inanmak istemiyorlar, aksine kurulmuş pilli bebek gibi habire Kuzey Kore gibi olacağız diyorlar.

Unutmayın otuz uzun yıl Kuzey Kore benzetmesiyle halkımız korkutuldu ve medyamızda ekranlarımızda temizlenmesi imkansız bir pislik yığıldı.

Öyle ki İslamcılar hızlarını alamadı Batı'nın Suud'un dolarıyla (sıcak parasıyla) batıyı ve Orta-Doğu'yu fethe çıktılar.

Duymuşsunuzdur bir turist elli bin dolarlık yüzük yutmuş, sıçması için başında bekliyorlar.

Şimdi damat beyle hepimiz ekonomik önlem paketinin başında milletçe tarikatların rantiyenin yuttuğu dolarları sıçmalarını bekliyoruz?

Doların b.ka çevrilmesi çok kolaydı löpür löpür yuttunuz bağırsaklarınızdan geçti ve b.k oldu, ancak, b.kun nakit paraya dönüşebilmesi için bir mucize lazım, bunun için tarikatların rantiyenin şehrin dışındaki tarlalara sıçması lazım. Çünkü dışkı tarlada verimi on kat artırır.

Ya da tarikat ve vakıfların kapısına şu levhayı asmalıyız: Lütfen Devletin Üstüne Sıçmayınız.

2000'li yılların hemen başında bir vesileyle Sağlık Bakanlığı 'bakan' katına çıkmıştım, bakan odasının kapısında şaşırmayın şu uyarı levhası asılıydı: Yerlere Tükürmeyiniz.

Kırmızı halıyla döşeli zaten izinsiz kimsenin giremediği bu makam koridoruna demek birileri tükürmüş ya da tükürme ihtimali var ki bu yazıyı yazmışlar, dedim, sonra bu adamlar yoksa benim gibi birini mi ikaz ediyorlar deyip hırslanıp tükürmeyin uyarısının üstüne tükürdüm.

...

siyasetcafe.com

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.