Prof. Dr. Sevil Atasoy Uyarıyor: 'Bağımlılık Tedavi Edilebilir, 'Hayır' Demeyi Öğrenin!'

Prof. Dr. Sevil Atasoy Uyarıyor: 'Bağımlılık Tedavi Edilebilir, 'Hayır' Demeyi Öğrenin!'

Üsküdar Üniversitesi’nde Prof. Dr. Sevil Atasoy’un bağımlılıkla mücadele konferansı, fentanilin ölümcül tehlikesi ve gençlere yönelik hayati önerilerle dikkat çekti.

Üsküdar Üniversitesi 2025-2026 Akademik Yılı Oryantasyon Günleri kapsamında, Uluslararası Narkotik Kontrol Kurulu (INCB) Başkanı ve Üsküdar Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Sevil Atasoy, “Bağımlılıkla Mücadele Konferansı”nda öğrencilerle buluştu.

Prof. Dr. Atasoy, bağımlılığın yalnızca günümüzün değil, insanlık tarihinin en eski sorunlarından biri olduğunu belirtti.

On binlerce yıl önce bitkilerin farklı amaçlarla tüketildiğini aktaran Atasoy, bağımlılığın her yaş grubunu etkileyen küresel bir sorun olduğunu vurguladı.

Yoksulluk, işsizlik, eğitimsizlik, stres ve savaşların madde kullanımını artıran faktörler arasında yer aldığını ifade etti.

ULUSLARARASI MÜCADELE VE DENETİM

Bağımlılıkla mücadelede uluslararası iş birliğinin önemine dikkat çeken Atasoy, Türkiye’nin de imzacısı olduğu 1961, 1971 ve 1988 tarihli uluslararası sözleşmelerin bu alanda temel teşkil ettiğini belirtti.

Bu sözleşmeler, esrar, kokain, morfin, eroin, LSD ve metamfetamin gibi maddelerin yalnızca tıbbi ve bilimsel amaçlarla kullanılmasını öngörüyor.

Atasoy, Birleşmiş Milletler Uluslararası Uyuşturucu Kontrol Kurulu’nun 13 kişilik müfettiş ekibinin bu sözleşmeleri denetlediğini ve kendisinin bu kurulun başkanı olduğunu açıkladı.

FENTANİL: YENİ VE ÖLÜMCÜL TEHLİKE

Günümüzde bağımlılık sorununun devam ettiğini vurgulayan Prof. Dr. Atasoy, özellikle Amerika’da yüz binlerce ölüme neden olan fentanilin tehlikelerine dikkat çekti.

“Bir toplu iğne başı kadar fentanil bile felç ve ölüme yol açabilir,” diyen Atasoy, bu maddenin Doğu Avrupa’ya doğru yayıldığını ve küresel bir tehdit oluşturduğunu belirtti.

Kaçakçıların denizaltılar gibi yenilikçi yöntemlerle madde taşıdığını ifade ederek, sadece arzla mücadelenin yetersiz olduğunu, talebin de azaltılması gerektiğini vurguladı.

BAĞIMLILIK: KRONİK BİR BEYİN HASTALIĞI

Atasoy, bağımlılığın geçmişte “ahlaki bir mesele” olarak görüldüğünü, ancak günümüzde tıbbi bir durum olarak tanımlandığını belirtti.

“Bağımlılık, tedavi edilebilir kronik bir beyin hastalığıdır,” diyerek Dünya Sağlık Örgütü’nün bu görüşü benimsediğini aktardı.

Hastalığın nüks edebileceğini ve ölümcül sonuçlara yol açabileceğini vurguladı.

KÜRESEL RAKAMLAR VE ESRAR GERÇEĞİ

Geçtiğimiz yıl dünya genelinde yaklaşık 316 milyon kişinin uyuşturucu kullandığına dikkat çeken Atasoy, bu oranın 15-64 yaş arasındaki nüfusun %6’sına denk geldiğini belirtti.

Esrarın, 244 milyon kullanıcıyla en yaygın madde olduğunu açıklayan Atasoy, esrar kullanımının hiçbir ülkede tamamen serbest olmadığını vurguladı.

ERKEN YAŞTA BAŞLAYAN TEHLİKE

Bağımlıların %90’ının 21 yaşından önce madde kullanımına başladığını ifade eden Atasoy, önleme ve farkındalık çalışmalarının çok erken yaşlarda başlaması gerektiğini belirtti.

“Bağımlılık, anne karnından itibaren başlayabilir,” diyerek riskin ciddiyetine dikkat çekti.

ALKOL VE REÇETELİ İLAÇLAR: GÖRÜNMEZ TEHLİKELER

Türkiye’de alkol kullanımının Batı ülkelerine kıyasla düşük olduğunu belirten Atasoy, ancak reçeteli ilaç bağımlılığının, özellikle kadınlar arasında yaygın olduğunu vurguladı.

Antidepresanlar, anksiyolitikler ve uyku ilaçlarının kötüye kullanımının ciddi bir sorun olduğunu, reçetesiz kullanım ve sahte ilaç dolaşımının önlenmesi gerektiğini ifade etti.

DAVRANIŞSAL BAĞIMLILIKLAR: SOSYAL MEDYA VE DAHA FAZLASI

Prof. Dr. Atasoy, bağımlılığın yalnızca maddelerle sınırlı olmadığını, sosyal medya gibi davranışsal bağımlılıkların da iş, eğitim ve sağlığı olumsuz etkilediğini belirtti.

“Beynin ödül sistemini ele geçiren her şey bağımlılık yapar,” diyerek yiyeceklerden sosyal medyaya kadar geniş bir yelpazeye işaret etti.

BAĞIMLILIĞA KARŞI ÖNERİLER

Konferansın sonunda öğrencilere pratik tavsiyelerde bulunan Atasoy, şu önerileri sıraladı:

“Hayır” demeyi öğrenin: Madde teklif edilen ortamlardan uzak durun.

Doğru arkadaşlıklar kurun: Madde kullanmayan kişilerle çevre oluşturun.

Profesyonel destek alın: Madde kullanan arkadaşlarınızı tedaviye yönlendirin.

Stresle başa çıkın: Spor, yürüyüş, nefes egzersizleri ve müzik gibi yöntemlerle stresi azaltın.

Beyninizi koruyun: Bağımlılığın bir beyin hastalığı olduğunu unutmayın.


Siyasetcafe.com

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.