Rıza Zelyurt, 'Referandum cehalet ile fazilet arasında oldu'

Gazeteci Yazar Rıza Zelyurt Başkanlık Sistemi Referandumunun bir tür cehaletle fazilet arasında olduğunu yazdı.

Aydınlık’taki köşesinde, “Milletin bilinçli ve okumuş kesimi, vatanseverler, çağdaş hayattan yana olanlar, akıl ve bilime dayalı bir Türkiye isteyenler, huzur ve helal lokma isteyenler de “hayır” dedi” diyen gazeteci yazar Rıza Zelyurt, “Evet-hayır oylarının nerelerde tepe yaptığına bakın, sözlerime hak verirsiniz. Buna bir de Yüksek Seçim Kurulu’nun kanunu çiğneyen tutumunu ekleyin. O yüzde 51,4 lekeli hale geliyor...” şeklinde yazdı.

Rıza Zelyurt’un yazısı şöyle:

“Bana kızabilirsiniz ama referandum haritasına baktığımda gördüğüm gerçek şudur: Bu referendum, bir tür cehaletle fazilet arasında oldu.

Tecavüzcüler, vurguncular, mafya babaları, dolandırıcılar, kadını cariye görenler, cariye olmaya can atan kadınlar, bölücüler, mührü nereye basacağını bile bilemeyecek kadar cahil olanlar, AKP şemsiyesi altına saklanarak bu bozuk düzenin sürmesi için “evet” dediler.

Bütün evetçileri böyle gördüğüm düşünülmesin ama siyaset dışı yönlendiricileri böyleydi.

Milletin bilinçli ve okumuş kesimi, vatanseverler, çağdaş hayattan yana olanlar, akıl ve bilime dayalı bir Türkiye isteyenler, huzur ve helal lokma isteyenler de “hayır” dedi.

Evet-hayır oylarının nerelerde tepe yaptığına bakın, sözlerime hak verirsiniz.

Buna bir de Yüksek Seçim Kurulu’nun kanunu çiğneyen tutumunu ekleyin. O yüzde 51,4 lekeli hale geliyor...

REJİMLE OYNAYAMAZSINIZ

AKP, yüzde 51,4’lük lekeli “evet”i zafer gibi gösteriyor. Ama gelecek şunu söylüyor: “Mağluptur bu yolda galip!”

Çünkü büyük şehirler AKP’den ağır ağır kopuyor.

Bunca baskıya, zorlamaya, şiddete, hileye karşın evet oylarının üstünlüğü sadece yüzde bir buçuktur. 51,4’ten 1,5 çıkartın kalır yüzde 49,9...

Demekki bu referandumun sırrı, yüzde bir buçuktan ibarettir.

Yani: AKP’nin veya Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın avantajı sadece yüzde bir buçuktur.

Hileyle, baskıyla sağlanmış bu küçük oy oranı ile yüzde 100’ün hayatını değiştirecek uygulamalar yapılabilir mi?

Yapılamaz!

Yapılırsa bu antidemokratik bir dayatma olur.

Milletin de buna karşı demokratik direnme hakkını kullanma hakkı ortaya çıkar.

TOPAL ÖRDEK

Bu oylama ile Cumhurbaşkanı Erdoğan topal ördek konumuna düşmüştür. Yani sağlıklı yürüme şartı ortadan kalkmıştır. Bu demokratik zaafiyete topal ördek konumu denilir. Bir ayağı eksik olduğu halde, eğer Sayın Erdoğan, eskisi gibi, “Astığı astık, kestiği kestik!” devam ederse, muhalefet daha şiddetlenecektir.

Peki çözüm nedir?

Çözüm; AKP’nin rejimle oynamadan yoluna devam etmesidir.

Daha şimdiden Batı dünyası bir meşruiyet tartışması başlatmıştır.

Erdoğan, Müslüman Kardeşler’in dünya lideri havalarında devam ettiği taktirde, dünyada da iyice yalnızlaşacak, ekonomi de bunu kaldıramayacak, Anadolu’nun evetçi Türkleri de bölücü projeleri görünce ürkecekler...

Kısacası AKP artık inişe geçmiştir... İstanbul’da Ankara’da gerileme başladığına göre bu erimeyi kimse durduramayacaktır.

Öyleyse “Galiptir bu yolda mağlup!”

Yoldaşlar!

Umutsuz olmayı gerektirecek bir hava yok. Kaldırın başınızı...

Güneş ufuktan mutlaka doğacaktır. Atatürk yolunda yürüyelim arkadaşlar!

ACIYORUM BAHÇELİ’YE

Koskoca MHP’yi AKP’nin sıradan bir ilçe örgütü konumuna getirdi. BOP Eşbaşkanı’na kulluk etti. Mesut Barzani ile aynı safta yer aldı.

Süper NATO tarafından kendisine verilen Türk milliyetçiliğini bitirme projesini başarıyla sürdürüyor. MHP’yi o kadar boşalttı ki yakında partiden atacağı adam kalmayacak. Genel merkezde saray ağaları arasında mutlu mutlu kahvesini höpürdetebilir.

ANADOLU NEREYE GİTTİ?

O Anadolu ki Kurtuluş Savaşı’nın ağır yükünü taşıdı.

Şimdi ise o savaşta düşmanla birlik olup Türk ordusunu arkadan vuran zihniyetin yanında...

Erzurum, Malatya, Maraş, Trabzon, Sivas, Tokat, Yozgat ve diğer yerler...

Öyle kapatmış ki kulağını ve gözünü...

Kime oy verdiğini bilemez duruma düşmüş...

Haçlılara dua edenlerle aynı safta duruyor...

Atalarının kemiklerini sızlatıyor.

UTANMAZ ZEVKÇİLER

Türkiye, ölüm kalım savaşı veriyor. Bu ülkenin en güzel yerlerinde oturan, en nadide yiyeceklerini yiyen, iyi giyinip iyi kokular sürünen yüzde 14’lük kesimi bunu hiç dert etmiyor; sandığa gitmiyor.

Bu bencil, bencilliği bilincini yemiş, sözde okumuş kesimi lanetliyorum.

Yedikleri içtikleri onlara zehir zıkkım olsun. Sandığa gidip hayır diyebilselerdi Türkiye bugün bayram yapıyordu.

Yuh olsun bu hayırsız takımına...”

siyasetcafe.com