Sait ÇAMLICA

Sait ÇAMLICA

Filistin’i Kim Kurtarabilir?

Filistin’i Kim Kurtarabilir?

11 Eylül 2001’de ikiz kulelere saldırı olunca ‘ABD kalbinden vuruldu’ diye erken sevinenler oldu. Aynı sürecin arifesinde değilizdir inşallah! 

07 Ekim 2023 tarihinde Hamas İsrail’e saldırınca ilk aklıma gelen 11 Eylül 2001 saldırısı oldu. Bu yazının giriş cümlesini sosyal medya hesaplarımda paylaştım. 11 Eylül 2001 tarihinde New York’daki Dünya Ticaret Merkezi'nin Kuzey ve Güney Kulelerine saldırıldı. Bu saldırıdan sonra Irak işgal edildi, Afganistan işgal edildi, milyonlarca Müslüman öldürüldü. Tüm bu katliamların gerekçesi, 11 Eylül saldırı olarak gösterildi.  

07 Ekim 2023 tarihinde Hamas tarafından yapılan saldırıyı, Hamas lideri bile Televizyondan öğrendiğini söyledi. Haberleri izlerken, Hamas'ı kim yönetiyor kim kullanıyor diye düşünmeden edemedim. İsrail zaten bir terör devletidir... “Terör devletinin eline malzeme verme projesini kim planladı?” sorusunun cevabı henüz bilinmiyor. Allah Filistin halkına, mazlum çocuklara yardım etsin. 

Ağlamak Çözüm Değil

Medyaya yansıyan katliamlar, parçalanmış çocuk cesetleri, annelerin feryadı, babaların çaresizliği hepimizi üzüyor. Görüntüler karşısında ağlamayan yoktur büyük ihtimalle. Ağlamak, üzülmek, kahrolmak sorun çözmüyor.

Gözlerinizi okumak için kullanmazsanız, ağlamaktan gözleriniz şişer ama bir zalimin elini kıramaz, bir mazlumun elini tutamazsınız. Ağlamaktan gözleriniz şişse, sabahlara kadar uyuyamaz hale gelseniz, boğazınızda düğümlense lokmalar, yine de bir mazlumun elinden tutamazsınız.
İsrail ve Amerika’dan daha güçlü bir devlet, daha güçlü bir ordu sahibi olunmadan zalimi durduramayacağımızı, mazlumlara yardımcı olamayacağımızı anlamak zorundayız. Açlıklarını gidermek için ekmek, susuzlukları için su, yaraları için ilaç gönderebiliriz belki ancak durdurmaya gücümüz yeter mi? Daha güçlü devlet, daha iyi eğitimli bireylerden oluşur. Daha iyi eğitimli birey, diploma ile değil kendini eğitme ve yenilemeyle olur. Okuyan, düşünen, üreten bir toplum olmadan zalimleri durduramazsınız. Kendisini cehaletten, milletini hurafe ve hamasetten kurtaramayan milletler, Filistin halkını kurtaramaz. Sadece ‘Kahrolsun İsrail’ sloganı atar.

Boykot Etkili Olur mu?

1990’lı yılların başında lise, sonlarında Üniversite öğrencisiydim. O yıllarda Bosna, Çeçenistan, Filistin gibi Müslümanların eziyet gördüğü zulümler yine gündemdeydi. Yahudi mallarını boykot etme geleneği o zamanlar da yapılırdı. Cola başta olmak üzere birçok ürün, özellikle savaş ve zulüm dönemlerinde boykot edilirdi. Sonuç elde edilmemiş olsa bile, bu tür boykotlar yapmak bizi rahatlatırdı. Komik olaylarda yaşanırdı. “Ben Cola içmem bana Fanta verin” diyenler, Fanta’nın da aynı firmanın ürünü olduğunu bilmiyordu. Sokaklara Cola döküp sosyal medyada “Boykot ettim!” diye paylaşımlar yapılamıyordu. Parasını verdiği Cola’yı sokağa dökerek boykot ettiğini sanma cehaleti ve komedisi, sosyal medya yaygınlaşınca yaşanmaya başlandı. Müslüman ülkelerin uyanık tüccarları Mekke Cola, Zemzem Cola, Cola Turka gibi ürünler çıkartarak, Boykot eylemlerinden para kazanmayı denediler. Ne kadar etkili ve başarılı olduğu ayrı bir tartışma konusu. 

Boykot Listesi

Genç kuşak, boykot edilecek ürünler listesini görünce çok şaşırıyor. Neredeyse kendimize ait bir ürünün olmadığını anlamanın şokunu yaşıyorlar. Temizlik ürünleri, meşhur şampuan markaları, makyaj malzemeleri, sigara markaları gibi en çok satılan ürünlerin çoğunun Yahudi malı olduğunu anlayınca, şaşkınlık yaşıyorlar. Tüm bu araştırmaları yaptıkları cep telefonlarından, altlarındaki arabaya kadar neredeyse tüm hayati eşyaların hiçbirisi yerli değil. Arama motoru olarak kullandıkları (google gibi) yazılımlar, İsrail’i protesto etmek için paylaşım yaptıkları sosyal medya mecralarına kadar hiçbirisi yerli değil.   

Kahve markalarıyla ilgili boykotlar yaygınlaşınca, Afrika’dan kahve çekirdeği getiren bir arkadaşımı aradım. Afrika’da ki kahve ticaretinin çok büyük bir kısmının Yahudilerin kontrolünde olduğunu, hangi kahve markasını alırsanız alın, paranın büyük bir kısmını yine Yahudilere ödemek zorunda olduğumuzu anlattı. Kahve’nin adı “Türk Kahvesi” olunca, Konya ovasında yetişen kahve çekirdeklerinden yapılan kahve olduğunu mu sanıyorsunuz? Adının “Türk Kahvesi” olmasının tek sebebi, kahvenin yapılma biçimidir. Yoksa kahve çekirdeğinin kaynağı yine Batı’nın sömürgesi olan Afrika ülkeleridir.    

Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile İsrail ürünlerinin Türkiye sınırları içerisinde satışı yasaklansa "Boykot" daha hızlı sonuç vermez mi? Ama yapılamıyor, yapılamaz. Neden yapılamayacağını anladığınızda, slogan atmaktan daha önemli işlerimizin olduğunu da anlarız.

Boykot Tuzağı 

Yahudi ürünlerini boykot etme meselesi gündeme gelince, bizim nesli uzun yıllar nasıl kandırıp kullandıklarını da anlatmam gerekiyor. 1990’lı yıllarda meşhur iki tane bisküvi markası vardı. Ülker ve Eti… Bize hep dediler ki “Eti Yahudi ürünü, siz Ülker markasını alın.” Ben dahil birçok arkadaş, o yıllarda yerli ürün olduğunu düşündüğümüz, Hacı Sabri Ülker tarafından kurulmuş Ülker marka ürünleri satın alırken, Yahudi ürünü sandığımız Eti markasından uzak durduk. 

Eti markası bir Yahudi ürünü değil, Eskişehirli bir ailenin firmasıymış. Firmanın kurucusu Firuz Kanatlı. Anadolu’ya Eti markasının Yahudi ürünü olduğu yalanı ve iftirasını FETÖ ekibi yaymış. Nedenini tahmin edersiniz. Ülker ekibi Fethullahçılara bol miktarda destek verip bağış yaparken, Eti markası sahipleri destek vermemiş. Eti kurucusu Firuz Kanatlı 2014 yılında verdiği bir röportajda, bisküvi dağıtımı yapan bazı şirketlerin, Fethullah Gülen’den icazet almazsalar ürünlerinin dağıtımını yapmayacaklarını söylediklerini kamuoyuyla paylaştı. Eti kurucu başkanı bu tehditlere boyun eğmediğini, alternatif dağıtım yollarına yönelmek zorunda kaldıklarını anlattı.     

Kipalı Değil Takkeli Yahudiler!

Kipa, Yahudilerin takkesidir. Müslümanların ibadet ederken başlarına taktıkları takkenin biraz daha küçüğüdür kipa. Başında kipa olan bir Yahudi size gelse ve nasihat etmeye kalkışsa, söyleyeceği şeyleri dinlemez, dinlemek zorunda kalsanız bile söylediklerinin tersini yaparsınız. Ancak aynı Yahudi başına takke taksa, üstüne sarık sarsa üstüne cübbe giyse, sizi çok rahat yönlendirip kullanabilir. Mesela başında kipa olan bir Yahudi cami kürsüsüne çıkıp sohbet verebilir mi? Hadi diyelim sohbet verme izni aldı, o camiye gidip dinleyen olur mu? Ancak aynı Yahudi başına bir takke taksa ve kürsüye çıksa, hitabeti de güzelse o camiyi doldurur. Biraz da duygusal konuşmayı başaran biri olsa, tüm cemaati ağlatmayı da başarır. Başında kipa olan Yahudi değil başında takke olan Yahudi uşağı kandırır Müslümanları.  

Son yıllarda Türkiye Müslümanlarının gündemine giren iki tane Yahudi “ürününe” dikkat çekmek için anlattım bunları. Yahudi ürünü denilince Cola gibi asitli bir içecek veya Starbucks gibi bir markadan bahsetmiyorum. “Hocaefendi” diye kırk yıl Müslümanlara vaaz vermiş Fethullah Gülen ve Evrim teorisini çökerten kitapların yazar Harun Yahya gibi iki “üründen” iki tane Yahudi malından bahsediyorum. Fethullah Gülen’in kim olduğunu herkes bilir ama Harun Yahya’nın kim olduğunu gençler bilmiyor olabilir. Harun Yahya ismiyle yıllarca kitaplar yazan Adnan Oktar’dan bahsediyorum. Adnan Oktar’ın Harun Yahya ismini seçmiş olmasının sebebi, Yahudilere karşı en çok mücadele etmiş olan iki peygamberin isimleri olmasıdır. Fethullah Gülen’in Ermeni asıllı olduğu, Adnan Oktar’ın anne ve babasının Yahudi asıllı olduğuna dair iddialar, her ikisi de deşifre olduktan sonra çok yazıldı. Bunlar bu yazının konusu değil. Benim asıl konum, bu iki kişinin hangi kandan oldukları değil, Müslümanları hangi yoldan yıllarca kandırdıklarıdır. 

Adnan Oktar’a bugün herkes küfür edip eleştiriyor ama 1990’lı yılların gençlerine Adnan Oktar’ın reklamını, İslami gazete ve dergiler yaptı. Milli Gazete, Akit, Yenişafak gibi gazeteler tam sayfa kitaplarının reklamını yapmakla kalmadılar, Adnan Oktar’ın kitaplarını ücretsiz olarak dağıttılar. Tam sayfa reklam parası fırsatını kaçırmamışlar! 

Yahudi, Müslümanları kandırıp kullanmak için başına “kipa” değil “takke” takar. Tıpkı Fethullah Gülen örneğinde olduğu gibi. Bir Yahudi malı olan Fethullah Gülen’i ‘Hocaefendi’ sananlar, diğer tarikat liderlerini farklı sanıyorlar. ‘Yahudi malı Cola içmem! Bana Fanta verin!’ demek gibidir, diğer tarikatların, şeyhlerin tuzağına düşmek.

Adnan Oktar’ın ilk kitaplarından birisi “Yahudilik ve Masonluk” adını taşıyordu. Yahudiler ve Masonlar aleyhinde Müslümanları uyanık olmaya çağıran bilgilerle doluydu o kitap. Müslümanlar kipa gibi Yahudi simgelere odaklanınca, takkeli bir Yahudi ürünü olan Fethullah Gülen ve tuzaklarını göremez oldular. Son yıllarında Adnan Oktar, kendisinin de Mason olduğunu açıklamıştı. Yahudi malı olan ‘Hocaefendi’ darbe girişimiyle, ‘Harun Yahya’ dansöz oynatmasıyla deşifre oldu. 

Müslümanları bu tezgâhlarla kullananların, tüm yumurtaları tek sepete koymayacağını bilmemiz gerekir. Takkeli Yahudi ürünü denilince aklınıza sadece Fethullah Gülen gelmesin. Yahudi ürünü malları boykot ederken, Yahudi ürünü “Hocaları” boykot etmeyi ihmal etmemek gerek. 

Alternatif Eylem Teklifi

Filistin meselesi yeniden gündem olunca, boykotlar gibi, protesto ve mitingler de gündeme geliyor. İlk yapılan protesto genelde İsrail konsolosluğu önünde oluyor. İnsanlar elbette protesto etme, miting yapma, tepkilerini gösterme haklarını kullanmalı. Ancak İsrail konsolosluğu önünde bekleyen Çevik Kuvvet Polislerine saldırmak, cehalet değil hainliktir. Hangi ülke olursa olsun, konsolosluk binası korunmak zorundadır. Konsolosluğun önüne gelip kendi polislerimizle çatışmak, konsolosluk binasına girmeye çalışmak, provokatörlükten başka bir şey değildir. 

Boykot ve mitingler şimdiye kadar bir sonuç getirmedi. Boykot yapmış mitinglere katılmış birisi olarak söylüyorum bunu. “Elimizden başka bir şey gelmiyor” çaresizliğini, rahatlatma yönteminden başka bir şey değil aslında bunlar. İsrail konsolosluğuna yürümek, konsolosluk önünde slogan atmak, İsrail’e geri adım attırmadı şimdiye kadar. Bundan sonrada attırmayacak. 

Müslümanlara bomba atılırken, sadece slogan atabilecek hale geldi koskoca İslam coğrafyası. Çünkü Müslümanları “kolay lokma” haline getirdiler. Hurafelerle oyaladılar, “Mehdi gelecek” diye tembelliğe alıştırdılar, yıllarca Müslümanları İsrailiyat ile oyaladılar. Burnunun dibindeki ‘İsrailiyat’ ile mücadele etmeyi korkan insanların ‘Kahrolsun İsrail’ sloganı yapmacık gelmiyor mu size? 

Hurafe uydururken ne utanmaları ne sıkılmaları var. Kıbrıs Barış Harekâtı esnasında, askerimiz beş parmak dağlarını aşamayınca, Mahmut Ustaosmanoğlu bastonuyla savaşa destek vererek yardımcı olmuş! Yıllarca bu yalanı anlattılar. Şimdi sormazlar mı “Gazze’de öldürülen çocuklara neden her hangi bir şeyh yardımcı olmuyor?” diye. 

Yahudi malı son model araçlarıyla gezen şeyhlerin evlerine doğru yürüyüş yapanı duydunuz mu hiç? Yahudi malı Cola ve Kahve boykotu yaparken, şeyhinin lüks arabası hiç mi dikkatini çekmiyor? Şeyhi için özel tasarlanmış lüks araba yanından geçerken, çiçekler serpiyor arabanın üstüne. O araba Yahudi malı değil mi? 

Gazze’yi kurtarma yürüyüşünü, şeyhlerin yaşadığı evlere doğru yapmayı düşünen olmadı mı hiç? “Kâinatı yöneten Gavs” diye pazarladılar yıllarca Menzil cahilini. Bombalar altında kalan çocukları kurtarmayan Gavs neyi yönetiyor? O Gavs öldü yerine üç oğlu geldi. Yani bir Gavs öldü üç Gavs var artık. Üçü bir araya gelip, Gazzeli çocukları, Filistinli mazlumları koruyamıyor mu? 

Hurafe bataklığında hamaset dolu sloganlarla oyalıyorlar Müslümanları. Kulaklarınızı hamasetlere tıkayın, hurafe bataklığını kurutun. Yoksa asla ayağa kalkamaz, bir mazluma yardıma gidemezsiniz. Boykot yaparsınız, miting düzenlersiniz, slogan atarsınız ama asla mazlumları kurtaramaz ve koruyamazsınız. ‘İslam akıl dini değildir’ diyenlerin Müslümanlara verdiği zararı, hiçbir Yahudi vermemiştir. Bu gerçeği anladığınızda Filistin kurtulacak.

Mehdi Gelmeyecek!

Ne zaman Filistin gündem olsa, sarıklı cübbeli cahil sürüsünün yıllardır anlattığı Mehdi videoları hemen öne çıkıyor. 2023 Ekim ayında başlayan olaylar sırasında “Yetiş Ya Mehdi” diye Arapça ilahi eşliğinde paylaşımlar çoğaldı. ‘Mehdi gelecek!’ diyerek Müslümanları emperyalistlere ‘kolay lokma’ yaptılar. Yıllardır aynı havuç ile Müslümanları oyalıyorlar. Eski Diyanet İşleri Başkanı Prof. Mehmet Görmez Kuran’ın hiçbir yerinde Mehdi’den bahsedilmediğini açıkça söylemişti. “Mehdi, Müslümanların tembelliğinin adıdır” diyen Aliya İzzetbegoviç, bu gerçeği çok güzel bir biçimde ifade etmişti. ‘Mehdi gelecek!’ diyerek Müslümanları tembelliğe alıştıranlarla mücadele etmeden, İsrail’le mücadele edemez, Filistin’i kurtaramazsınız. 
Mehdi gelmeyecek, Hz. İsa yeryüzüne dönmeyecek, Gargat ağacı rivayeti tamamen uydurmadır. İsrail’in Filistin halkına uyguladığı zulmün şiddetlendiği günlerde görevde olan bir Vali’nin “Yahudilerin saklanmak için Gargat ağacı arayacağı günler yaklaşıyor” anlamında paylaşım yaptığını görünce üzülmüştüm. “Gargat ağaçlarının konuşacağı gün yakındır inşallah. İnancımız odur ki, kutlu doğumun en şiddetli sancıları bunlar” diye paylaşım yaptı bir Vali. Valilik makamına gelmiş birisinin, çizgi film komikliğinde anlatılan uydurmalara inanıyor olması, hem komik hem üzücüdür.  

Kınasın Dünya!

1990’lı yıllardan 2023’de yaşananlara kadar gözlem, birikim ve tavsiyelerimi anlatmaya çalıştım. Aslında anlatmaya çalıştığım şey, çok fazla bir şeyin değişmediğidir. Şayet bu kafayla gidersek, sadece çocuklarımız değil, torunlarımız bile sadece boykot yapacak, eylemlerde slogan atacak ve bolca kınama mesajı yayımlayacaklar. Yalanla yaşamaya, hamaset ve hurafeyle uyutulmaya, sloganla rahatlamaya alışan insanlara, gerçekler acı verir. Bu “acı” gerçeklerle yüzleşmek zorundayız. 

1990’lı yıllarda çok dinlediğimiz meşhur bir ilahiden de bahsetmem gerekiyor. Abadülbaki Kömür’ün seslendirdiği “Kınasın Dünya” şiirinin sözleri halen güncelliğini koruyor. Şiiri okurken yeni yazıldı sanmayın! Şiirin sadece birkaç mısrasını seçtim buraya.

Merak edenler şiirin tamamını internetten bulup okuyabilir veya dinleyebilirler. 

Kınasın dünya kınasın dünya halkları
Barış uzlaşma formülleri arasın insanlar
Hümanizm çığlıkları atsın bir yerlerde entel yavşaklar
Yeni dünya düzenleri planlasın emperyalistler
Geyik muhabbeti ile geçirsin ömrünü aydınlar
Kılı kırk yarsın bakalım hukukçular, desinler ne diyeceklerse?
(…)
Kınasın dünya milletleri, mekik dokusun arabulucular, hoşgörüsünü esirgesin medeni hükümetler, sosyal demokrat teorisyenler, varoluşçular v.s. güruh.
İnsanlıktan dem vursun köy enstitüsü kılıklı anti demokrat zevat
Sanat söylevi versin kıçı kırık teresler
(…)
Nota göndersin bilmem hangi devletin cumhur reisi
Meclislerde bütçe müzakereleri tartışıla dursun hararetle
Enflasyon alsın yürüsün, emisyon hacmi görüşülsün komisyonlarda kapalı kapılar arkasında pay edilsin hazine arazileri
Afrikalı aç çocuklara toplanan yardım malzemeleri talan edilsin, iç edilsin
emek, helal, haram gözetilmeksizin masa başında
(…)
Kınasın dünya, kınasın hicaz müftüsü. 
Conileri çağırsın 1 milyar Müslüman’ın kıblegahını korumaya. 
Sazlı sözlü Petro-dolar âlemler yapılsın kutsal topraklar üzerinde. 
Esirgesin müminler, şeyhler kuruşlarını harp için. 
Fetva versin nabız şerbeti niyetine fetva makamları.
Sultanların gölgesinde gölgelensin, hurma yemenin kırk bin faziletini kırk bin ciltlik kitaplarda anlatsın, şerhini düşsün icabında öyle mi?

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sait ÇAMLICA Arşivi