Sait ÇAMLICA

Sait ÇAMLICA

Mezhep imamları sosyal medya kullansaydı!

Mezhep imamları sosyal medya kullansaydı!

Sosyal medyaya yansıyan dini tartışmalar ve bu tartışmaları yapan hocalar sürekli gündeme geliyor. Herkes kendisine yakın bulduğu kişiyi veya fikri desteklemek için paylaşımlar yapıyor. Bazıları ise bu tartışmalardan hem uzak duruyor hem de bu tartışma ortamının çok zararlı olduğunu düşünüyor.

Bilgisinin olmadığı konularda fikir beyan edenler için “ağzı olan konuşuyor” denilirdi eskiden. Şimdi ise elinde telefon olan fikrini paylaşıp bu tartışmalara girebiliyor. Kişisel olarak bu tartışmaların küfür, hakaret ve iftira olmadığı sürece, faydalı olduğu kanaatindeyim. Asıl dikkat çekmeye çalışacağım şey, fikir farklılıklarından kaynaklanan bu tür tartışmaların, tarih boyunca her zaman yapıldığı gerçeğidir.

Herkesin aynı fikirde olduğu, farklı fikirlerin birbirleriyle tartışılmadığı, çakışmadığı bir dönem tarih boyunca hiç olmamıştır. İstişare etmek, bu farklı fikirler arasında en iyisini veya ortak bir yolu bulmak için önemlidir.

Peygamberimizin vefatından sonra Sahabe arasında yaşanan fikir farklılıkları kavgaya hatta savaşa dönüşmüş. Mezhep imamı olarak bildiğimiz insanlar aynı fikirde olsaydılar bugün farklı mezhepler olmazdı. Tüm insanlık tarihi gibi 1500 yıla yaklaşan İslam tarihi boyunca da hep farklı fikir tartışmaları yaşanmıştır. İnsanlık tarihinde ilk defa “Sosyal medya aracılığıyla” fikir tartışmaları yaşanıyor.

Dört Halife Döneminde Sosyal Medya Olsaydı!

Peygamberimizin vefatından sonra Müslümanlar arasında ilk ciddi tartışma ve kavgalar Hz. Osman döneminde yaşandı. Hatta iş öyle bir noktaya geldi ki, sahabe birbirine girdi ve Müslümanların Halifesi olan Hz. Osman diğer Müslümanlar tarafından öldürüldü. Hz. Osman’ı öldürenler arasında Hz. Ebubekir’in oğlu da vardı. Hz. Osman’ın cenazesinin gece yarısı kaldırıldığı, cenaze namazını sadece yedi kişinin kıldığını yazar kaynaklar. Çok daha ağır ve üzücü rivayetler de var ancak o ayrıntılar bu yazının konusu değil.

O tartışmaların başladığı ve yaşandığı dönemde sosyal medya olsaydı, Hz. Osman taraftarları ile Hz. Osman’a karşı olanlar arasında nasıl bir tartışma yaşanırdı? Hz. Osman sosyal medyada tweet attığında veya Instagram’da resim paylaştığında altına kim nasıl yorum yapardı?

Hz. Osman dönemiyle başlayan tartışmalar Hz. Ali ve Muaviye arasındaki tartışmalarla daha çok büyüdü. İktidar mücadelesi adına yapılan savaşlarda her iki liderin taraftarları ve kendileri sosyal medya kullansaydı, bugün “zaman tüneli” arşivlerinde nelere rastlardık? Hz. Ayşe ve Hz. Ali’nin karşı karşıya gelip savaştığı, Müslümanların birbirlerini öldürdüğü, kılıçların ucuna Kur’an yapraklarının takıldığı bir dönemde Twitter olsaydı, kim kime neler yazardı sizce?

Bu sorulara cevap vermek için yazmıyorum bunları. Bu sorular üzerine düşünün ki, bugün yaşanan durumları daha iyi anlayın diye yazıyorum.

Mezhep İmamları ve Sosyal Medya

“Mezhep imamları sosyal medya kullansaydı nasıl bir tartışma ortamı olurdu acaba?” sorusunun cevabını hiç düşündünüz mü? Birbirlerini neyle suçlardılar mesela? Nasıl bir üslup ile cevap verirdiler birbirlerine? Mezhep imamı ile aynı fikirleri paylaşan birisi diğer mezhep imamına ne yazardı mesela? Diğer mezhep imamı taraftarıyla tartışma yapsalar, hangi üslup ile yazışırdılar? Fake hesap kullanırlar mıydı? Kendi fikirlerini savunmak için paralı trol ekipleri olur muydu?

İmam-ı Azam lakabı almış Numan bin Sabit tweet atmaktan veya bir tweeti beğenmekten korkar mıydı? Sosyal medya kullanımını mezhep imamlarının yaşadığı döneme uyarlarsak, karşımıza şu tür haberler çıkar mıydı?

“İmam-ı Azam, Twitter hesabından İmam-ı Şafii’yi etiketleyerek çok sert cevap verdi.”

“İmam-ı Malik Twitter hesabından İmam-ı Şafii’yi engelledi ve hesabını kapattırmak için taraftarlarının spam yapmalarını istedi.”

“İmam-ı Şafii taraftarları organize olarak İmam-ı Malik’in sosyal medya hesabını kapattırdı.”

“İmam-ı Şafi’nin öğrencileri İmam-ı Azam’ı fena yakaladı. Geçmiş tweetlerini gündeme getirip ‘dün ne dedin şimdi ne diyorsun?’ diye eleştiri topuna tuttular.”

“Bu paylaşımı en çok Hanbeli’nin talebeleri yapıyor: İmam-ı Azam’ın talebesi hocasını eleştirdi! ‘Daha en yakın talebesini bile ikna edememiş’ diye alay edenler de oldu.”  

Bu tür haberleri haber sitelerinin manşetlerinde görecektiler, şayet yaşadıkları dönemde sosyal medya olsaydı. Onların yaşadığı dönemde sosyal medya yoktu ama biz ve gençler sosyal medyanın hâkim olduğu bir çağda yaşıyoruz. Bu tartışmaları hayali olarak değil, tüm gerçekliğiyle yaşıyoruz. Türkiye özelinde son yıllarda daha yoğun bir şekilde yaşadığımız tartışmalar var.

Peygamberler Sosyal Medya Kullansaydı!

Daha önemli bir soru sorayım: Peygamberimiz sosyal medya kullansaydı nasıl bir kullanıcı olurdu? Fake hesap kullanır mıydı mesela? Bir haberin doğruluğundan emin olmadan retweet (RT) yapar mıydı?

Ya da siz onun yazdıklarını beğendiğinizi belli etmek için “beğen” tuşuna basar mıydınız? Güç sahibi amirinizden korkmadan destekleyebilir, takip edebilir miydiniz? Gençlerin bir kısmı “elbette takip eder, O’nu yalnız bırakmazdım” diye düşünebilirler. Ancak bu desteği karşısında makamını kaybetme, daha iyi bir makama gelme ihtimalinden uzaklaşma riski olan büyüklerin veya makam sahiplerinin aynı cevabı vermesi beni pek ikna etmez. Bugün ne yapıyorsalar o günlerde de aynı şeyleri yapacaklarını düşünüyorum. Hz. Musa’nın yanındaki sihirbazlar gibi, hakikati görür görmez ölümü göze alır mıydınız? Yoksa “Sen haklısın ama karnımızı Firavun doyuruyor” diyenlerden mi olurdunuz?

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sait ÇAMLICA Arşivi