Şehit mezarlarındaki testilerin sırrı

Soma Madenleri Eynez Ocağı'nda meydana gelen ve sonuçları nedeniyle 'katliam' olarak nitelendirilen kazanın acı tablolarına sahne oluyor şehir mezarlığı. Mezarlığa 40 madenci defnedilmiş durumda, 38 mezar ise yeni definler için hazır.

Soma Belediyesi tarafından dün çiçeklendirilen mezarların üstünde birer toprak testi bulunuyor. Anadolu mezar geleneğinin bir parçası olan toprak testiler, Soma için farklı anlamlar taşıyor. Bir belediye görevlisi “Madenci susar, kan kana su içmek ister” sözleriyle anlatıyor toprak testinin bu kömür coğrafyasındaki anlamını. Kimi mezarların üzerinde Türkiye’nin dört bir yanından gelerek, yakınlarını kaybedenlerin acılarına ortak olmak isteyen bazı futbol taraftarlarının bıraktığı takım atkıları var.

Soma mezarlığının üniversitelileri

Yer yer ağıtların yükseldiği mezarlığın kendine has ulvi havasını değiştirenler ise çevre üniversitelerden gelen gençler. Neredeyse tümü hayatlarında ilk defa ölüme bu kadar yakın bu gençlerin kimi su dağıtıyor, kimi lokum, kumanya; kolonya döküyor mezar başlarında kaybettikleri için ağıt yakanlara. Bazıları mezarlığın temizliğini üstlenmiş. Günlerdir Soma’da Kızılay gönüllüsü olarak çalışan bu gençlerin büyük bir bölümü 9 Eylül ve Ege Üniversitesi öğrencileri. “Soma’ya gidiyoruz biz” diye haber verdikleri ailelerinin tek dilekleri, “Kendinize dikkat edin, yeter” olmuş.

İsimlerini soruyorum, “İsmimizin bir önemi yok, Ece, Ali, Can, Zeynep, hangisiyse” cevabını veriyorlar. Ortak bir duyarlılıkla tek bir öğrenci bile ismini vererek, bir başka arkadaşının önüne geçmek istemiyor. “Biz buraya acıyı paylaşmaya geldik. Acıların paylaşılarak azaltılabileceğini biliyoruz. Şu ya da bu düşüncede, şu ya da bu partiden değiliz. Çoğumuz birbirimizi tanımıyoruz bile. Sosyal medya üzerinden Soma’da bize ihtiyaç olduğunu duyduk, geldik. Kimimiz mezarlıkta, kimimiz madenin orada, kimimiz de Kızılay’ın kent içindeki ve çevre ilçelerdeki yardım merkezlerinde çalışıyor. Birlik ve beraberlik zamanı olduğunu düşünüyoruz. Tek amacımız var, insanlık” demekle yetiniyorlar.