Süleymancılar imamlarını aforoz etti: Ölmüş adamı Mehdi yaptılar!

Süleymancılar imamlarını aforoz etti: Ölmüş adamı Mehdi yaptılar!

Süleymancıların imamı ölmüş Süleyman Hilmi Tunalı’nın mehdiliğine isyan edince Hristiyanlar gibi aforoz edildi.

Süleymancılara ait mescidin görevlisi imam Ali isimli şahıs, cemaatin üst düzey yöneticilerinin aldığı karar gereği görevden alındı. İmam diğer aforoz edilen cemaat mensupları gibi susmak yerine hakkını aradı ve bu durum yapılan ses kaydıyla medyaya yansıdı.

HRİSTİYANLAR GİBİ AFOROZ ETMİŞLER

Ali hoca görevden alınmayı sorgularken konuyu cemaate de açarak görevden alınma nedeninin açıklanmasını ister. Ali hoca görevden alınması yetmezmiş gibi başka bir Avrupa ülkesinde görevli oğlu Ahmet’te benzer gerekçelerle görevden alınmıştır.

İş görevden alınmakla da kalmaz. Adeta Ali hoca ve oğlu Ahmet hoca Hıristiyanlarda olduğu gibi aforoza uğrar ve cemaatten kovulur.

Görevden alınma gerekçesini sorgulayan Ali hoca bayram namazında İsveç’te üst düzey bir görevlinin de hazır olmasını değerlendirip gerekçenin açıklanmasını ister lakin ilgili görevli gerekçeyi açıklamaya yanaşmayınca sözü alan Ali hoca görevden alınma gerekçelerini sıralar.

Ali hocanın sıraladığı gerekçelerin ilgili görevlice itiraz edilmemesi, hatta yer yer teyit etmesi kendisinin haklılığını ortaya koyuyor.

TARİKATLARIN TEMEL SORUNU

Ali hocanın sıraladığı gerekçelere bakıldığında şu an Süleymancılık Kur’an ve sünnetin ötesinde kendi doğrularını din haline getirmiş farklı bir oluşuma dönüşmüş durumda. ASLINDA BU GERÇEKLER BİR ŞABLON OLARAK İMAMI RABBANİ TEMELLİ TÜM TARİKATLARIN SORUNU...

İslam’a hizmet adıyla çıkılan yolda Süleymancıların geldiği noktada artık Kur’an ve sünnet hakem değil. Gerçekleri söyleyen bir imam “Bizim cemaatin adamı değil” denilerek aforoz edilirken gerekçeler Ali hocanın dediği gibi tamamen nefsi hale gelmiş.

Kendilerini mezhepli ve ehlisünnet gören Süleymancılar en basit sakal meselesinde bile Resulüllah’a muhalefetle hem de peşinde saf tuttukları imamı dahi görevden alacak kadar sünnetten uzaklaşmış durumdalar.

ALİHAN KURİŞ EMİRA'L-MÜ'MİNİN İMİŞ

Süleymancılar Alihan Kuriş’i Emira’l-Mü’minin olarak görmektedirler. Ali hoca ise hakkı teslim ederek “Alihan Kuriş emir olabilir ama ümmetin kabul etmediği bir kimse Emira’l-Mü’minin olamaz” deyip gerçeği haykırmaktadır.

SÜLEYMAN HİLMİ TUNAHAN MEHDİ OLARAK GÖRÜLÜYOR

Süleymancılar, Süleyman Hilmi Tunahan’ı mehdi görüyorlar. Ali hoca cemaatin mehdi konusundaki bilgiye hazır olmadığını görerek uydurma hadislerin çelişkilerinden yola çıkarak Süleyman Hilmi Tunahan’ın mehdi olmayacağını anlatıyor. Ölmüş olan Tunahan’ın mehdi olmasının imkansız olduğunu, mehdi’nin 8-9 yıl hüküm süreceğini aksine Tunahan’ın daha uzun bir ömür yaşadığı, mehdi’nin geldiği dönemde adalet ve huzurun hüküm süreceğini aksine Tunahan’ın kendisinin bile adalet ve kaos ortamında kaldığından hareketle mehdi olamayacağını açıklıyor.

PEYGAMBERDEN SONRA EN FAZİLETLİ KİŞİ O İMİŞ

Ali hoca’nın diğer atılma gerekçelerinden biri de Peygamberimizden sonra Süleyman Hilmi Tunahan’ın en faziletli kişi olarak kabul edilmesi dayatması. Ali hoca tüm cemaatlerin bu dayatmasına nispetle bu anlayışın yanlış olduğunu, ehli sünnet ve’l-cemaat itikadınca dört halife, ehli beyt ve Allah’ın kitabına en güzel şekilde uyanların, uyduğu kadarıyla Peygamberden sonra fazilet sırasının şekilleneceğini belirtiyor ki zaten fazilet konusunda Allah ayette, “Sizin üstününüz en takva sahibi olanınızdır” buyurarak bu konuda yapılan tartışmaları kesip atıyor.

HER ŞEYİ GÖREN VE BİLEN BİR İLAH; SÜLEYMAN HİLMİ TUNAHAN

Süleyman Hilmi Tunahan’ın her zaman, her yerde müntesiplerini gördüğüne dair hurafeleri de Ali hoca şirk olarak değerlendirip bunun kerametle izah edilmesinin imkansız olduğunu açıklıyor.

RABITA ADI ALTINDA ŞİRK TAPINMASI

Aynı şekilde rabıtanın da ahlakın güzelleşmesinden öte artık tapınma aracı haline geldiğini anlatan Ali hoca maalesef tüm ikazlarına rağmen cemaatten atılmaktan kurtulamaz. İlgili görevlinin, “Bu bizim kurallarımız. İşte sen bu kurallara uymadığın için bizim cemaatten değilsin” demesi Süleymancılar ve tüm cemaatlerin içine düştüğü küfür ve şirk bataklığını izah etmeye fazlasıyla yetiyor.

Süleymancıları hak ve hakikate davetle kendi cemaatine gerçekleri söyleyen imamın yaşadığı ilginç diyalog şöyle:

Ali hoca, “Ben cami görevlisi olarak görevime son verildi. Cemaat, imamdan İslam’a uymayan aykırı bir sebep görmüş mü? Hizmeti savsaklamış mı?”

Cemaat, “Hayır, kendisinden memnunuz...”

Cemaatin görevli olan sorumluları, “Arkadaşı imam olarak merkez gönderdi. Şu an alınmasını uygun gördü” diyor.

Cemaatten birileri, “İlgili merkez birini gönderdi ortalığı karıştırdı gitti. Biz hocamızdan memnunuz.”

Ali hoca, “Hocamız yüz kızartıcı bir şey mi yaptı? Görevini mi aksattı? Cemaati burada kargaşa ve kaosa sevkedecek bir şey mi olmuş. Para mı yemişim? Çocuklarla mı ilgilenmemişim? Ben gidince bu insanlar bu hoca niye görevden alındı diye fitneye sebep olacak işlere mahal vermemek lazım...”

Cemaatin yönetim tabakasından görevlendirilen şahıs, “Bana ne görev verilirse onu yaparım. Balkanlardaydım bu gün de buradayım.”

İlgili görevli Ali hoca'nın sorusuna cevaben, “Dediğiz noktada tek bir şikayetimiz yok. Prensiplerimize uymadın. Ali Hocam iki haftada bir yapılan toplantılara katılmadı. Bizim cemaatin adamı değil. Sebebi budur. Ali hocamız İslam Kültür Merkezlerinin hocası. Bizim işimiz Ali hoca, sizin değil. Biz seninle diğer tarafta konuşmadık mı? Niye buraya getiriyorsun konuyu..”

Ali hoca, “Ben izah edeyim. Sadece ben değil. Benim oğlum. Tekamül bitirdi ve hoca oldu. Çocuğum memnun olduklarından yaz talebesi hizmetine çağrıldı. Ve gitti çocuğum. Şu sebeplerde dolayı Ahmet hoca orada arkadaşlarıyla tartışmış. Orada ses kaydı yapmışlar. Yukarıya göndermişler. Yukarının verdiği karar: 15 dakika içinde kursu terketsin. Çocuğum pırıl pırıl bir talebelik hayatı geçirdi. Ehli Sünnet kaynaklar okudu. Osmanlı medreslerinde Süleyman Hilmi Tunahan hocamızın aldığı eserleri aynen okudu. … Çocuğum yanıma geldi. Görüştüğümüz meseleler şunlardı. Sen sakal bırakıyorsun. Yani bize uymuyorsun. Kılık kıyafet olarak. Elhamdülillah Müslümanım. Sakal bırakmak dinimin vecibesi ve bundan dolayı herhangi bir sakınca görmüyorum. Sizin gösterdiğiniz irfanı gösteremediğim için kimse kusura bakmasın, dedim. Ben dinimin ölçüleriyle hareket ediyorum.

İlgili görevli, “Ya sen çok ileri gidiyorsun ama…”

Ali hoca, “Ben size konuşma fırsatı verdim anlatmadınız.”

Cemaat, “Allah, Allah... Böyle misafir mi olur yaa... Dur karışma…”

Ali hoca, “Bizim teşkilatın prensipleri Allah ve Resulünün prensipleri önüne geçmemiştir, geçmez geçemez. Geçiyorsa böyle bir prensip varsa çöpe atacaksınız. Allah’ın resulü benden sonra takip edeceğiniz yol Kur’an ve sünnetimdir, buyurmuş. O Kur’an ve sünneti belki tam anlayamayabiliriz ama o yol müçtehit imamlarımız sahabei kiram yoluyla bu güne kadar bu din gelmiştir. Ve biz bu dini ehli sünnet vel cemaat çerçevesinde bu dini anlatıyoruz.”

Ali hoca devamla, “İkinci husus, ben başımdaki emire, emir Alihan Kuriş beydir. Ben emir olarak kabul ettim. Onda bir sıkıntı yok… Ben emir olarak kabul ediyorum. Ama Ahmet, arkadaşlarıyla tartışırken ‘Abimiz, Alihan Kuriş bey abimiz emira’l mü’minindir, bu doğru mu?’ Ahmet bana da telefon etti. Oğlum, emirimiz emirdir. Bir Müslüman, Resulullah (as) 3 kişi bile olsanız içinizden birini başkan seçiniz, diyor. Müslümanlar emirsiz olmaz. Ama emira’l-Mü’minin mefhumu halifelik makamıdır. Velayeti kübra makamıdır. Bütün Müslümanların biat etmesi gereken bir makamdır. Emira'l-Mü’mininde olması gereken şartların olması gereken şartları olması lazım. Alihan bey abi de emirdir ama Emira’l-Mü’minin değildir.

Diğer bir husus, Süleyman Hilmi Tunahan efendi hazretlerinin mehdi olduğu, meselesidir. Benim de üstadım. Veli nimetim. Süleyman Hilmi Tunahan efendi Hazretleri en zor zamanlarda Allah demenin yasak olduğu zamanlarda dine hizmet etmiş alim bir zattır. Ama kalkıp mehdidir demek onu kendiside söylememiş ben bunları söyledim kendisi söylemediği halde halde mehdidir demek ne demek. Bir defa hayatta değil. Bir defa mehdi sahih hadisler var ki yaşayacağı gün 8, 9 gündür en fazla.. onun geldiği zamanda hadislerde onun geldiği zaman dünyadaki kaos adaletsizlik son bulacak, herkes ona boyun eğecek.

Dolayısıyla Süleyman Hilmi Tunahan efendi hazretlerini mehdi kabul etmediğim için üçüncü husus.

Sakal, emiral mü’minin ve mehdilik...

Dördüncü husus, Süleyman peygamberimizden sonra en üstün kişi ehli sünnet itikadına göre Hz. Ebu Bekir, Ömer, Osman, Alidir, aşeri mübeşşeredir, ehli beyttir, sahabei kiramdır. Onlara en güzel şekilde onlara uyanlardır. Peygamberimizden sonra en üstün kişi Süleyman Hilmi Tunahan efendi hazretleridir dediler. Ben de buna karşı çıktım. Ehli sünnet vel cemaat hizmeti yapıyorum. Dördüncü husus bu.

Diğer husus, neymiş efendim Süleyman bizi her yerde her zaman her anımızı görürmüş müttali olurmuş. Bunun da Allah’ın bir vasfı olduğunu, keramet haktır amenna ama bunu kerametle izah etmek mümkün değil. Bu durumun Allah’ın bir vasfı olduğunu söyledim. Böyle bir şeyin şirk olduğunu insanı şirke götürdüğünü söyledim.

Tarikatta terbiye usulü olan rabıta meselesinin adeta tapınma aracı haline getirildiğini söyledim. Bu rapor İstanbul’a gitti. Bu rapor en büyüğe başta emira’l-Mü’minin olarak itibar edilen zata verildiğinde “Bu hoca işine baksın” talimatı verilmiş. Önceki gün 4’te benim çağırıp bu talimatı bana ilettiler. Bu talimatı Alihan Kuriş vermemiştir. Olsa olsa bu raporu orada bir komisyon tarafından rapor tetkik edildi ve bu karar verildi şeklinde söyledim. Danimarka idaresinde olan İlyas Güçlü de bunu teyit etti.

Ben bu bildiğim gerçekleri her ortamda her yerde Allah rızası için İslam namına ehli sünnet ve'l-cemaat müntesibi olarak Allah’ın dininin hadimi olarak yapacağım. Allah’ın dinine hizmet sadece sizin çizdiğiniz şu kendi din anlayışınız içinde çizdiğiniz ortam ve şartta yoktur. Allah müsaade ederse bu can bu tende olduğu müddetçe rabbim ihlastan ayırmasın hizmet bir şekilde devam eder, dedim.

İlgili görevli, “Bu arkadaşlar bu şekilde inanıyor siz inanmıyorsanız zaten bizim cemaatten değilsiniz. Bizim cemaatimizden olmak zorunda mısınız?”

Siyasetcafe.com

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.