Süleymancıların eski lideri Ahmet Arif Denizolgun'un ölümüne inceleme başlatıldı

Süleymancıların eski lideri Ahmet Arif Denizolgun'un ölümüne inceleme başlatıldı

İstanbul Beykoz Cumhuriyet Başsavcılığı, Süleymancılar cemaatinin eski lideri Ahmet Arif Denizolgun'un 2016 yılındaki şüpheli ölümüyle ilgili inceleme başlattı.

İstanbul Beykoz Cumhuriyet Başsavcılığının, Süleymancılar cemaatinin önceki lideri Ahmet Arif Denizolgun’un şüpheli ölümü hakkında inceleme başlattığı belirtildi.

Eski AK Parti Milletvekili Fatih Süleyman Denizolgun ve Avukat Burak Bekiroğlu, Başsavcılığın konunun üzerine gittiğini bildirdi.

Denizolgun, “Amcamın cinayeti konusuyla ilgili olarak, terörist örgüt olan Kurişiilik sisteminin Adli Tıpta çevirdikleri filmlerle, fırıldaklarla ilgili olarak; geçtiğimiz aylarda Beykoz Başsavcılığımıza suç duyurusunda bulunduk. Başsavcılığımız dosyası incelemektedir. Kamuoyuna saygılarımla arz ederim.” paylaşımını yaptı.

Bekiroğlu da “Beykoz Cumhuriyet Başsavcılığı, 15 Temmuz darbe girişiminden yaklaşık 2 ay sonra suikast sonucu öldürülen ve/fakat doğal ölüm süsü verilen, Süleymanlıların lideri Arif Ahmet Denizolgun cinayeti dosyasını meğer öncesinden yeniden açmış ve soruşturmayı derinleştirmiş. Soruşturma çok yönlü devam ediyormuş. Bu çok önemli bir durum. Teşekkürler Beykoz Başsavcılığı. Teşekkürler Sn. Başsavcı.” ifadelerini kullandı.

7 Eylül 2016’da hayatını kaybeden Ahmet Arif Denizolgun’la ilgili soruşturma dosyasında, Beykoz Cumhuriyet Başsavcılığının, Denizolgun’un ölümünün şüpheli bulduğuna dair bilgi notu yer aldı.

Başsavcılığın hazırladığı bilgi notunda, “Ahmet Arif Denizolgun’un vefatının şüpheli olması sebebiyle başlatılan soruşturma kapsamında edinilen bilgiler ve belgeler şüpheli ölüm ihtimalini güçlendirmektedir.” denildi.

‘36 SAAT HABER ALINAMADI’


Raporda, Denizolgun’un vefat ettiği Beykoz’daki çiftlikte çalışan Türkmenistan uyruklu Rufat Kadyrow’un 8 Eylül 2016’daki Emniyet ifadesinde dikkat çeken hususlar şöyle aktarıldı:

İfadesinde Ahmet Bey’in at binmek üzere Çiftlik’e geldiğini söylemesine rağmen, 36 saat boyunca Ahmet Bey’i görmemiş, haber almamıştır. Buna rağmen halen hiçbir şekilde merak etmemiş, şoför Murat’ın ricası üzerine eve girmiştir.

Ev anahtarının kapıda bırakılması hayatın olağan akışına uygun değildir.

Şoför Murat’ın Çiftlik’e gelip 6 saat Ahmet Bey’i beklemesi ve çıkma ihtimali bulunan saatten 2 saat önce Çiftlik’ten ayrılması dikkat çekicidir.

İfadesinde Ahmet Bey’i yukarıda bulduklarını söylediği Ahmet Bey (şoför Murat ile gelen) kimdir? İfadesinde bahsetmemiş, hiçbir şey söylememiştir.

Polis tutanaklarında Ahmet Bey’in ağzından kabarcıklı yoğun kan çıkışı olduğu yer alırken, şahıs verdiği ifadede Ahmet Bey’in hareketsiz olduğunu ve seslendiğini söylemiştir. Kan’dan bahsetmemiştir.

‘8 SAAT 30 DAKİKA NİÇİN BEKLENDİ?’


Öte yandan Başsavcılığın bilgi notunda şu çelişkiler ve şüpheler yer aldı:

Türkmenistan uyruklu Rufat Kadyrow ifadesinde, saat 19.00’da Ahmet Bey’i 2. Katta hareketsiz bulduğunu söylemiştir. Rica Polis Merkezi’ne ihbar saati “Olay Yeri İnceleme Raporu Formu”na göre 03.30’dur. 8 saat 30 dakika niçin beklenmiştir. Bu sürede ne olmuştur?

Olay Yeri İnceleme ve Ölü Muayene Tutanağı’na göre, Ahmet Bey’in özel doktoru olduğunu beyan eden Nurettin Demirkol, 07.09.2016 günü saat 21.30 sularında kötüleştiği haberini aldığını söylemiştir. Oysaki Türkmenistan uyruklu Rufat Kadyrow ifadesinde bundan hiç bahsetmemiştir. Bilakis ifadesinde saat 19.00’da Ahmet Bey’in bulunduğu söylenmektedir. Saat 19.00’da vefat etmiş olarak bulunan bir kişi ile ilgili kim ve niçin Nurettin Demirkol’a “kötüleştiği” bilgisini vermiştir? Nurettin Demirkol kendisine kimin haber verdiğini de söylememektedir.

‘20 SAAT SONRA HALA KAN GELİYORDU’

Olay Yeri İnceleme ve Ölü Muayene Tutanağı’na göre, Dr. Ergül Demiral bilirkişi olarak atanmış ve kendi beyanında, 08.09.2016 saat 02.30 sularında olay yerine geldiğini ve geldiği saatten itibaren en az 24 saat önce ölüm olayının gerçekleştiğini düşündüğünü ifade etmiştir. Doktor bilirkişinin beyanına göre ölüm 07.09.2016 günü saat 02.30’da gerçekleşmiştir. Ahmet Bey’in bulunduğu saat 07.09.2016 günü saat 19.00 civarında bulunmuştur. Bulunduğunda ağzından halen kan geldiği belirtilmiştir. 19-20 saat boyunca ağzından kan gelmesi olağan mıdır?

Kamuoyunda Ahmet Bey’in vefatı beyin kanaması olarak servis edilmiştir. Dosyadaki belgelerden anlaşıldığı üzere Ahmet Bey’in ağzından kan gelmiştir. Beyin kanaması belirtisi/neticesi ağzından kan gelmesi midir?

‘SALDIRI İHTİMALİ AKILLARA GELMEKTE’


Olay Yeri İnceleme ve Ölü Muayene Tutanağı’na göre Ahmet Bey’in boynunun sol tarafında yaygın ekomotik alanlar olduğu tespit edilmiştir. İnternetten yapılan araştırmalarda Ekomotik alan alan bir dış etkenle oluşan kanama/morarmaya maruz kalan bölgedir. Bu halde Ahmet Bey’in boğazının sıkılması, ağız-burun kapatılmak suretiyle nefessiz bırakılması vb. saldırı ihtimali akıllara gelmektedir.

KARDEŞİ VE YEĞENİNDEN SUÇ DUYURUSU


Ahmet Arif Denizolgun’un şüpheli ölümünün araştırılması için kardeşi Mehmet Beyazıt Denizolgun ve yeğeni Fatih Süleyman Denziolgun, savcılığa suç duyurusunda bulunmuştu.

Suç duyurusuna ilişkin belgeleri sosyal medya hesabından paylaşan Fatih Süleyman Denizolgun, Süleymancılar cemaatinin mevcut lideri Alihan Kuriş ile Gülderen Kuriş'ten şikayetçi olduğu görüldü.

Suç duyurusunu sosyal medya hesabından duyuran Fatih Süleyman Denizolgun'un paylaşımı şöyle:

"Amcamın şaibeli vefatı, tüm gölge kalan yerleriyle birlikte tümüyle aydınlatılmalıdır. Hem vefat öncesi ve hem de vefat sonrası; neticeleriyle, şüpheli hal ve hareketleriyle, baş şüphelilerden olan Kurişler kanun önünde hesap verip, yargılanmalıdır.

Türkiye ve Dünya kamuoyunun gözü önünde; itiraflar, ifşalar, soruşturmalar, bulgular, suç duyurularıyla tüm hakikatlar ivedilikle gün yüzüne aslıyla çıkarılmalıdır. Tüm hakikatların açığa çıkarılması ve akabinde adaletin sağlanması hususunda; Türkiye Devletine ve Türk Yargı sistemine inancımız tamdır.

Gerçek adı Ali Erhan Kuriş olan şahıs ve halam Gülderen Kuriş hakkında, amcamın şaibeli vefatından dolayı suç duyurusunda bulunduk. Başta Cumhurbaşkanlığımızın; İstihbarat ve Emniyet Teşkilatlarımızın, Tüm Bakanlıklarımızın, Tüm Başsavcılarımızın, Tüm Komisyon Başkanlarımızın, Hakimler ve Savcılar Kurulumuzun, Tüm Türkiye ve Dünya Kamuoyunun, Tüm Milletimizin ve Tüm İnsanlığın Bilgilerine; Saygı ve Selamlarımla, ihbar ederek arz ederim."

ŞİKAYET TERÖR SAVCILIĞINDA


45 yıldır Süleymancılar cemaati mensubu olduğunu belirten Rüstem Şahin, Ahmet Arif Denizolgun, Hasan Arıkan, Mehmet Arıkan ve Burhan Candemir’in ölümlerinin araştırılması için savcılığa suç duyurusunda bulunmuştu.

İstanbul’da yaşayan Şahin, suç duyurusunun ardından 28 Haziran’da İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosuna’na ifade vermişti. Cemaatin yıllar içinde FETÖ’ye hizmet eder hale geldiğini söyleyen Şahin, Süleymancıların Türkiye’yi tehdit ettiği konusunda uyarmıştı.

Siyasetcafe.com

Kaynak:Aydınlık

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.