Tofik Türkel`den Ayaz Mütellibov`a Cevap!

Tofik Türkel`den Ayaz Mütellibov`a Cevap!

Tofik Türkel`den Ayaz Mütellibov`a Cevap!

 

Azerbaycan’ın eski Cumhurbaşkanı Ayaz Mütellibov, Azerbaycan Bağımsızlık Harekatının Lideri Marhum Cümhurbaşkan’ı Erbülfez Elçibey’i cahillikle itham edip, onu dissident ( mühalif, karşıt görüşlü ) olarak kabul etmediğini söyledi.

 

Sonuncu onun kendi düşüncesi, ister dissident olarak Kabul etsin, ister etmesin. Bu hiç bir şeyi değiştirmez. Çünkü Elçibey’ in yargılandığı 1975. yılın Ocak içeren Siyasi Mahkemeye tanıklık eden bizler yaşıyoruz. O mahkemeye tanıklık edenleri şahit getiriyoruz.

 

Ama A.Mütəllibov. Elçibey`e cahil demekte acele etmiş. Yaşça bizden büyük olduğu ve bir zamanlar bağımsız Azərbaycan devletinin ilk Cumhurbaşkanı olduğu için başka bir ifade kullanmak niyetinde değiliz. Batı ve Doğu politikasını ayrıntılarıyla bilen, birkaç yabancı dilde konuşan biri, cahil olamaz.

 

Ama Mütəllibovu anlıyoruz. A.Mütəllibov Elçibəyi iktidardan gitmesinin müsebbibi olarak görüyor ve bu yüzden alay ile konuşuyor. Burada da hatası var. Nedir o yanlış? O yanlış şudur ki, AHC yönetiminde Mütəllibovun iktidardan gitmesini istemeyen tek kişi var idise o da Elçibəy kendisi idi. Ülkede Mütəllibov yönetimine karşı mücadele gitmiyordu ki, bütün bir milletin Özgürlük savaşı gidiyordu. Asaretle özgürlük arasnda mücadele gidiyordu. Cepheler ve taraflar açıktı. Asareti kabul edenlerle özgür olmak isteyenlerin davası idi bu dava. Müətllibovun siyasi kaderini Elçibey değil, kendi yönetim yöntemi, yanlış düşünceleri belirledi.

 

1990 Ocak olaylarından sonra Moskova Mütellibovu birinci Sekreter tayin ediyor. Yani halkın Moskovaya itimadının kalmadığı bir zamanda, Mütellibov ülkenin en önemli makamına getiriliyor. Mütellibov 1990 Ocak olayları sırasında Azerbaycan Bakanlar sovyetinin Başkanı olarak/, ülkenin zor durumda olması ve sovet askerlerinin Azerbaycana yürütülmesi ile ilgili Kremline gönderdiği mektupları unuttu galiba. Bu mektuplar zamanında yaplılan soruşturma dosyesinin içinde yer bulmaktadır. Mütellibov unutmasın ki bir dönemler başkanlığını yaptığı halkı , gönderdiği mektupların sonucu olarak ülkeye yürütülen bu birlikler katletti. Bakudeki şehitlik bu birliklerin şehit ettikleri insanların kahramanlığına saygı olarak yaratılmıştır. Sayın eski Başkan bunları unuttunuz mu ? Eğer unuttunuzsa istediğinizi söylemekte serbestsiniz. Yok unutmadınızsa o zaman bunları söylemeye hakkınız var mı düşünün bir.

 

UNUTTUNUZ MU? Şimdi gelelim meselenin özüne.

 

Bu halk ne istiyordu ? Milli Özgürlük istiyordu. Milli özgürlük İmparatorluğun dağılmasından ve ülkenin bağımsızlık kazanmasından geçiyordu. Siz ne yaptınız bu birlikleri Azerbaycana davet etmekle? Milli özgürlüğe, bağımsız devlet kurulmasına karşı çıktınız. Bundan sonrasını yazmıyorum ki neticeyi kendiniz çıkarasınız. Unutmayın o birlikleri, mektuplarıyla davet edenlerden biri de sizdiniz. Daha sonar ne yaptınız ? Sizin yönetiminiz döneminde bu affedilmesi mümkün olmayan durumlardan biridir. Ulusal özgürlük mücadelesi yürüten, sıralarında binlerce insanı birleştiren milli harekata karşı kardeşlik örgütü biçiminde, yarımharbi birleşme kuruldu. Bu da bir gerçektir.  Ola bilsin ki siz onlara yönetim erdiremiyordunuz ama böyle bir kurumun varlığından ve etkinliğinden habersiz olamazdınız.

 

Buna Kuran-i Kerim üzerine yemin edip, inkar etmeğe çalışsanız bile bizzat ben yine de inanmam…

 

Farkına varmamak. Bu kardeşlik kime gerekiyordu.. Ulkede Bakülü, Şekili, köylü ,şehirli savaşı gitmiyordu. Bu bir Mahalle kavgası değildi. Bir milletin ulusal özgürlük davasıydı. ama sizler bunu herhangi bir mahalle, köy ne bileyim bölge davası gibi görüyordunuz .

 

Sizin siyasi takımınız vardı. Aynı takım sizden farklı olarak harekâta karşı değildi. Derdim ki, bu takım milli özgürlük konusunda daha duyarlıydi. Bu takımı ortadan AHC kaldırmadı! Resmi Kremlin emriyle ortadan kaldırıldı. Biliyor musunuz neden?

 

Kremlin en kritik noktada bu kişilerin ulusal çıkarları satmayacağını sizden daha iyi biliyordu. Kremlin size inandığı gibi onlara inanmıyordu. Bu yüzden de de bu kişiler ortadan kaldırılmalı idiler ve kaldırıldılar da .

 

Düşmana inanmak!

 

Diğer bir hatanız kremle inanmanızdı. Düşünürdünüz ki, Karabağ'ı para ile elde edeceksiniz. Evet, birkaç köyü, hatta birkaç bölgeyi Rus askerine verilen parayla satın ala bilirdiniz. Ama Rus askerinin kendisinin de hizmet ettiği imparatorluk politikası olan karabağ sorununu çöze bilmezdiniz. Karabağ sorunu Kremline gerekiyordu.

 

Yani, siz gerçekten politikaçı olarak, piyasadan biri gibi imparatorluk politikasının Azerbaycana karşı kullandığı tehit aracını para ile elinden alacağınızı düşündünüz öyle mi ? İşte, bu siyasi cehalete hayret etmemek mümkün değil.

 

Yani, siz gerçekten politikacı olarak, piyasadan biri gibi davrandınız, imparatorluk politikasının Azerbaycana karşı kullandığı tehit aracını para ile elinden alacağınızı düşündünüz öyle mi ?

 

İşte, bu siyasi cehalete hayret etmemek mümkün değil.

 

SSCB İmparatorluğu dağılıyordu, bu imparatorluğu yaratan Rusya kendisi kurduğu Sovyet rejiminden vazgeçmişti. Siz ise Papadan daha fazla Katolik olmak istiyordunuz. Polyaniçkonun kışkırtmalari ile.

 

Daha bir tarihi hatırlayın istiyorum. 1991 yılının Mart ayında SSCB yi oluşturan kristiyan ülkeleri bu imparatorluğun dağılmasına, imparatorluğun elinde bulunan Müslüman ülkeleri ve aynı zamanda, Azerbaycanın bağımsızlığına onay veriyordu. Böyle anlaşılıyordu ki, asaret azatlıktan daha üstündür ve güzeldir... Yahut 40 yıl özgür yaşamaktansa bir gün köle gibi yaşamak iyidir. Bu sahtekarlıkların arkasında ise doğrudan siz duruyordunuz. İşte siz bunları yaşattınız bu millete .

 

Düşmana övgü

 

KKCP dönemi başladı. Tüm Sovyet cumhuriyetleri sustu, nefesini içine çekti. Henüz bu süreçlerin sonunun ne olacağı bilinmədyi zaman huntanı kötüleyen toplam 3 bildiri verildi, onun da biri milli azerbaycan milli-özgürlük hareketinin lideri Elçibəyin beyanı idi. Ama siz hariç, kalan hiçbir cumhuriyet yöneticisi KKÇP ye açık destek ifade etmedi. Hem siz ne zaman destek verdiniz? O zaman ki, KKÇP nin ortadan kaldırılacağı gün gibi beyandı ve bir an meselesi idi.

 

Sırası gelmişken, AHC yönetimi haber göndererek bu adımı atmamayı size tavsiye etmişti. Bakın,  Ayaz bey, sizi uyardılar, bu adımı atmayın. Cehaletle suçladığınız kişinin Komuta ettiği teşkilat bunu yaptı. Şimdi allaha ve inandığınız her şeye hatır ne olur söyleyin, siz mi cahil çıktınız, yoksa, çoğunluğu çocuklarınız yaşta bulunan örgüt yöneticileri ve onun lideri mi? Bize itiraf etmeyin, bunu istemiyoruz, ama Allah'la aranızda bilin ki haklı olanla haksız olan arasındaki mesafe ne kadardır Olur mu?

 

Esaret Özgürlükten Üstün müdür?

 

1991 yılının martındakı referandumda Azerbaycan'ın SSCB içinde, yani asarette kalmasına oy verdirdiniz. Altını çizerek söylüyorum ki, bu meselenin de arkasında doğrudan siz vardınız. aynı yılın Aralık ayında, SSCB'nin dağılması sonucu alındı. İşte bunu anlayamıyorum. eğer SSCB'yi tutmak iyiydise Mart'ta iyi Aralık'ta kötü olamazdı değil mi ? Demek ki iktdar denilen sizlerin, çıkarlarına göre bu sonuçlar ortaya çıkıyor. Xocalı dramına gelince, ben o zaman da, şimdi de inanıyorum ki, bu azerbaycan tarafın işi değildi. Bu ermenin de gücü değil. Nasıl ki, 1990 yılının Ocak ayında suçlu moskva idi, hocalı da Kremlin onayı ve hayır duası nın neticesidir.

 

Ama Hocalı'da katliam yapılacağı hakkında size bilgi verildi. En basiti 1990 Ocak Bakü'ye gelen bir dizi Arap kişiler bu konuda bilgi vermiş, ortada harita muhabbeti de var. Bu harita iş masanızıın üstünde duruyordu. Ama Hocalının kurtuluşu için önlem görmemişsiniz. Biliyor musunuz neden? Sonuna kadar inanmak istememişsiniz ki, Kremlin böylesi bir vahşet yaratan acımasız ceza işlemine karar verebilir. Kremlin bu facia ile sizi değil, Azerbaycan'ın ulusal özgürlük harekatını boğmaya çalışıyordu.

 

Nasıl ki, 1991 yılı Kasım ayında Türkiye'nin, Bağımsız Azerbaycan Cumhuriyetini tanımasına karşılık olarak Kremlin bilinen helikopter faciasını gerçekleştirdi, aynı zamanda da 1992 yılının Ocak ayında Pakistan'ın Azerbaycan'ın bağımsızlığını tanımasına karşılık olarak hocalı katliyamını gerçekleştirdi

·


Ama elinizde bilgi olduğu halde insanların güvenliğini sağlamamak sorumluluğu sizin üzerinizde kalıyor.

 

SON Milli Bağımsızlık davası size ait Değil. Siz bu davanın içinde yer almadınız. Sizin iktidarınız bittikten sonra saygısızlık mı yapıldı ? Hayır! Size maaş bağlandı, koruma ayrıldı. Ama siz ne yaptınız ve nereye gittiniz? Moskova'ya, kremle.

 

Bunlardan böyle neticeye varılıyor ki kim nereden geldiyse oraya da döner. Ne demek istədiğimizi muhtemelen siz anladınız. Ama itham değil, sadece hatırlatmadır. Eğer milli harekete karşı ilk kez konuşuyor olsa idiniz düşünü rdik ki, ilk kez. Ama bu birkaç kez tekrar edildi. Bundan sonar da açıklamalarınız olursa, saygı-izzet bir kenara konulabilir.

 

Elçibey hakkındaysa, fazla konuşmak istemiyorum, ona göre değil ki konuşmaya söz bulamıyorum, aksine intehasızdır. Bence, bir milletin Özgürlük dvasına önderlik eden, onun arzu ve isteklerinin tercümnaına çevrilen, adını tarihe kazımış tek Azerbaycan ulusal özgürlük hareketinin lideri Ebulfez Elçibey ifadesi bile her şeyi açıkça ortaya koyuyor .

 

Bir milletin şeref ve haysiyet meselesi olan özgürlük davasına öncüllük eden kişi hatta istese bile cahil olamıyor. Esaret yanlısı kişi eğitimli olsa bile, çürük inanç sahibi olarak bilinir. Çürük inanç sahibinin bilgisi ise kimseye gerekmez.

 

Ebulfez Elçibey'den bana söylenen Urfanı nokta aklında tut: Erkan, yol her şeyi çözer, her bir kişi ise gittiği erkan kadardır. Kulun kendinden üstün özgürlükleri, özgürlüklerinden üstün ise sadece ve sadece Cenabi Allahtır. Esaret hakkın inkarı, özgürlüğün inkarıdır...

 

Tofik Türkel

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.