Türkiye'de Temel İhtiyaçlar Ateş Pahası: Asgari Ücret %242 Artsa da Faturalar 30 Katına Çıktı!
Türkiye'de 2002'den 2025'e enflasyon %3.000'i aşarken, elektrik, doğalgaz, gıda ve kira gibi temel harcamalar 30 kata varan artışlarla vatandaşın belini büküyor. Asgari ücrette %242'lik reel artış ise "enflasyon tsunamisi" karşısında eriyor.
Türkiye ekonomisi, 2002'den bugüne hiperenflasyonun pençesinde kıvranıyor.
Resmi verilere göre kümülatif enflasyon oranı yaklaşık %3.000'i buldu; yani 2002'de cebinizdeki 1 TL, 2024 sonunda ancak 31 TL'lik bir alım gücüne eşdeğer kaldı.
Ancak bu rakam, günlük hayattaki gerçek tabloyu yansıtmıyor:
Elektrik, doğalgaz, gıda ve kira gibi temel harcamalarda fiyatlar enflasyonun 5 ila 30 katı hızda yükseldi. Vatandaşın cebi delik deşik olurken, uzmanlar döviz kurlarındaki çalkantı, vergi yükü ve küresel emtia fiyatlarını işaret ediyor.
TÜİK ve EPDK verileriyle doğrulanan bu tablo, orta sınıfı yoksullaştıran bir "fiyat fırtınası"nı gözler önüne seriyor.
2002'de bir konutun ortalama elektrik faturası 10-20 TL arasında seyrederken, bugün 500-1.000 TL'ye fırladı. Kilovat-saat (kWh) başına fiyat ise 0,02-0,03 TL'den 2,24 TL'ye sıçrayarak %10.000'lik bir artış gösterdi – bu, genel enflasyonun tam 30 katı!
EPDK'nın son raporuna göre, doğalgazda da benzer bir felaket yaşanıyor: 2002'de metreküp başına 0,15 TL olan fiyat, 2025'te 13-14 TL/1.000 m³'e ulaştı (%8.000+ artış).
Aylık faturalar kışın 500-2.000 TL'yi buluyor; yani bir ailenin ısınma maliyeti, 23 yılda 40 katına çıktı. Enerji Mühendisleri Odası Başkanı, "Döviz bazlı ithalat ve vergi zamları, sabit gelirlileri ezerken, yenilenebilir enerji yatırımlarını geciktiriyor" diyor.
CEP TELEFONUNDAN ET KİLOGRAMINA: İTHALAT VERGİSİ TUZAĞI
Teknolojiye elveda demek zorunda kalanlar için tablo daha vahim. 2002'de temel bir cep telefonu 200-300 USD (yaklaşık 1,5 milyon eski TL) iken, bugünün ithal akıllı telefonları ortalama 411 USD (14.000 TL) seviyesinde.
TL bazında %9.000+ artış, vergi ve ithalat maliyetleriyle 30 katı aşıyor; hatta kayıt ücreti bile 31.000 TL'ye varıyor. TCMB verileri, USD/TL kurunun 1,5'ten 42+'ya zıplamasını suçlu gösteriyor.
Gıdada ise yıllık ortalama %20,3'lük enflasyon, genel oranın iki katı. 2002'de aylık temel sepet (ekmek, süt, et) 50-100 TL'yken, bugün 2.000-4.000 TL. Et kilogramı 500 TL'ye dayandı; kümülatif %4.000+ artış, tarım ithalatına bağımlılığı ve kur şoklarını yansıtıyor. Ziraat Mühendisleri, "Gıda enflasyonu, yoksulluk sınırını 20 milyon kişiye çıkardı" uyarısında bulunuyor.
KİRA VE YAKIT: ŞEHİRLER YAŞANMAZ HALE GELDİ
İstanbul'da 2002'de aylık kira 300-500 TL iken, bugün 15.000-30.000 TL (%6.000+ artış).
Konut balonu, spekülatif yatırımlarla şişiyor.
Benzin litre fiyatı da 1-1,5 TL'den (1 USD) 52 TL'ye (1,28 USD) yükselerek %3.500+ artış yaptı; aylık dolum maliyeti 10 katına çıktı.
Sağlıkta özel muayene 20-50 TL'den 1.000-2.000 TL'ye (%4.000+), toplam harcamalar ise 10 milyar TL'den 1,24 trilyon TL'ye sıçradı.
Su faturası deseniz, m³ başına 0,5-1 TL'den 20-25 TL'ye (%2.000+) – aylık 10-20 TL'den 200-400 TL'ye dönüştü.

BAKANDAN 'ASGARİ ÜCRETE REEL OLARAK %242 ARTIŞ SAĞLADIK' AÇIKLAMASI
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, son açıklamasında asgari ücretteki artışları vurguladı:
"2002’de net asgari ücret 184 TL idi. Bugün 22.104 TL. Asgari ücrete nominal olarak 119 kat, reel olarak %242 artış sağladık."
Ancak bu olumlu tabloya rağmen, AK Parti hükümeti döneminde yaşanan fiyat artışları, vatandaşın alım gücünü eritiyor.
Örneğin, elektrik faturalarında %10.000'lik artış (enflasyonun 30 katı), doğalgazda %8.000+, cep telefonu fiyatlarında %9.000+ (vergi ve ithalatla 30 katı aşan), gıdada %4.000+, kirada %6.000+, benzinde %3.500+, sağlık harcamalarında %4.000+ ve su faturalarında %2.000+ gibi oranlar, nominal ücret artışlarının reel hayatta yetersiz kaldığını gösteriyor.
Ekonomistler, bu "enflasyon tsunamisini" döviz volatilitesi, yüksek vergiler ve düşük verimlilikle açıklıyor.
İstanbul Teknik Üniversitesi'nden Prof. Dr. Ayşe Yılmaz, "2002'deki istikrar umutları yerini kronik krize bıraktı. Gelir dağılımı bozuldu; asgari ücretin alım gücü %70 eridi" diyor.
Hükümet yetkilileri ise "Enflasyonla mücadelede son virajdayız" mesajı verse de, sokak anketleri umutsuzluk haykırıyor: Bir ankete göre, ailelerin %65'i "Temel ihtiyaçları karşılayamıyoruz" diyor.
Bu tablo, Türkiye'nin ekonomik rotasını sorgulatıyor. 2025 sonuna doğru enflasyon %3.500'ü aşarsa, sıradan vatandaşın hayatta kalma mücadelesi daha da zorlaşacak. Peki, çözüm nerede? Uzmanlar, yapısal reformlar ve döviz istikrarı çağrısı yapıyor. Aksi takdirde, 1 TL'nin 31 kat erimesi, sadece bir başlangıç olabilir.
Siyasetcafe.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.