Özgür Dalgıç

Özgür Dalgıç

Türkiye'nin sorunu muhalefet

Türkiye'nin sorunu muhalefet

Türkiye, Demokrasi rejime geçtiği günden bu yana muhalefet sorunu ile karşı karşıya kalmıştır. 1923’ten 1950’ye kadar 27 sene boyunca tek parti iktidarı ile yönetilen bir Türkiye vardı. 1946 yılında kurulan Demokrat Parti’ye kadar bir çok kez muhalefet parti kurulma çalışmaları olmuş fakat ya kapatılarak yada fesh edilerek çok partili döneme geçilememiştir.

Muhalefet nedir? Muhalefet, Demokrasi ile yönetilen bir ülkenin olmazsa olmazıdır. Muhalefet demek, İktidar olan partiyi denetlemek, iktidardaki partiye yol göstermek demektir. Muhalefet demek, Devletin ve Milletin menfaatlerini siyasi çatışmaların önünde tutmak, ülke için fayda ve yarar getireceği işlere destek vermek varsa eksikleri belirleyip çözüm önerileri sunarak devletin milletin kalkınmasında öncülük yapmaktır. Muhalefet demek, ülke için bir işte sıkıntı ve sorun görüyorsa önüne set çekmek, sorun ve sıkıntıları elindeki bilgi ve belgelerle iktidarı uyarmak varsa çözüm yollarını ilgili makamlara sunmak ve millete anlatmaktır.

Muhalefet demek, her şeye muhalif olmak değildir. Muhalefet demek, siyasi rant peşinde koşmak değildir. Muhalefet demek başkalarına hoş görünmek, takdirlerini kazanmak değildir. Muhalefet demek, Milletin takdirini kazanmaktır.

Dünya’da muhalefet hareketlerine baktığımızda ülkesi içinde siyasi ideolojileri için iktidar-muhalefet çatışmaları olduğunu görüyoruz. Fakat bu çatışmalar kendi içlerinde olup ülkeye zarar verecek şekilde başka ülkelerde kendi sorunlarını dillendirmemektedirler. Kendi ülkelerini başka ülkede şikayet etmemektedirler. Konu ülke menfaatleri olduğu zaman aralarındaki çatışmaya son verip yada ara vererek ülkesi için iktidar ve muhalefetin aynı dili kullandığını görmekteyiz.

Peki ya Türkiye’deki muhalefet ne durumda ? Türkiye’deki muhalefetin ipi kimin elinde ? Türkiye’deki sorunlara çözüm önerileri sunmak yerine, Avrupa ülkelerinde bu sorunları dile getirmek, ülkeyi Avrupa’ya şikayet etmek ne demek oluyor? Ülke yatırımlarla adım adım ilerlerken yatırımlara karşı gelmenin izahı nedir? 83 milyonun gördüğünü görememek ne ile izah edilebilir? Yalan haberler ile çamur at izi kalsın siyasetini yapan dünyada başka bir muhalefet var mıdır? Milletin dili ile değil de, Türkiye’nin kalkınmasını, büyümesini istemeyen, birliğine çomak sokmak isteyenlerin dili ile konuşmak hainlik değil de nedir?

CHP’nin hafta içi grup toplantısında konuşan medyada ve halkın dilinden kaset ile başa getirildi denilen Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun yaptığı açıklamalar taraflı tarafsız herkesin bu ne diyor, bu nasıl bir siyasetçi, bu nasıl bir parti başkanı gibi soruların sormasına sebep olmuştur.

Sayın Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından birkaç satır örnekler vermek gerekirse, söylediği bir söz herkesin şaşkın bakışlarına ve kafalarında soru işaretleri doğmasına neden oldu. Konuşmasının bir bölümünde Cezaevindeki gazetecilere atfen ‘’Barış Pehlivan, Müyesser Yıldız, Barış Terkoğlu, Murat Ağırel ve Selahattin Demirtaş suçsuz yere hapiste, nerede adalet’’ demiştir. Grup toplantısında bulunan CHP’liler de dahil olmak üzere ekran başındaki milyonlar bu nasıl bir açıklama diye afallamış durumdalar. Selahattin Demirtaş, bir iki kitap, bir iki makale yazdı diye gazetecimi oldu da bizim haberimiz yok. Cezaevindeki suçu, gazetelerde yazdığı yazılardan dolayımı yoksa Yasin Börü ve 53 vatandaşımızın katili olarak mı yatmakta diye kendilerine sormadan edememiştir. PKK terör örgütüne bile terör örgütü diyemeyecek kadar bir partinin başkanı değimlidir? Bebek katili Abdullah Öcalan için meydanlarda APO’nun heykelini dikecez diye bas bas bağıran partinin başkanı değil midir? Sen kimin için adalet istiyorsun Kılıçdaroğlu, teröre ve teröristlere destek verenlere mi adalet istiyorsun? Grup toplantısında bir tane adam gibi adam çıkıpta sen ne diyorsun diyemedi. Konuşmasından bir örnek daha vermek gerekirse ‘’Bizim bütün belediyelerimiz birer destan yazdı. Tüm belediye başkanlarımız tarihe geçti’’ dedi. Bu cümle ile bizzat şahsım olarak oldukça şaşkın gözlerle izledim. İstanbul’u kazanan CHP, hangi hizmetleri yapmıştır. İstanbul’da Haliç’te balık tutulurken, eski kokuşmuş haline geri döndü. İSKİ ve İgdaş hizmetlerini sıfıra indirmiş, kullanılmayan su ve doğalgaz faturalarına 2-3 misli fatura çıkartarak hizmet vermiş, bir hastane yolu dahi yapamayan bir belediye destan yazmıştır. Evet tarihe geçti doğru, en başarısız belediye başkanı olarak tarihe geçti. Güzelim İzmir, lağım kokusundan geçilmeyen bir yere, Adana’da fuar alanına paneller koyup, şezlonglar atan ve hastane yaptık diye utanmadan boy gösteren bir belediye başkanı destan yazmış, tarihe geçmiştir. Haklısınız sayın Kılıçdaroğlu tarihe geçtiniz. Hizmette en başarısız belediye başkanları dönemi olarak tarihe geçtiniz. Konuşmasının en komik ve en saçma cümlesi ise insanlara pes dedirtecek cinsindendi. Konuşmasında; ‘’Vatandaşa bir tane maske veremediler. Bir tane ya bir tane maske. Kaç para bir maske ya, maliyeti ne kardeşim. Bir tane maske veremediler’’ demiştir. Ekran başında şahsım olarak kendimi tutamayarak ‘’yuh yazıklar olsun sana’’ dedim. Olaya siyasi olarak bakmaya gerek yok. Devlet, milletine hem de ayağına kadar bedava milyonlarca maske göndermiştir. Kör olsa insan bu yapılanı görür. Dünya’da 140 ülkenin yardım talebinin 120 küsürüne cevap vermiş. Milli cihazlarımız bu ülkelerde hizmet verirken bu ülkelerin bakanlarından, başbakanlarından hatta cumhurbaşkanlarından teşekkür ve takdir mesajları, açıklamaları gelirken, yapılan bu açıklamanın hiçbir akla ve mantığa sığmadığı aşikardır.

Türkiye, bu pandemi sürecini dünyadaki bütün ülkelere nazaran en iyi idare eden ülke olmuştur. Eksikler ve hatalar olmuş olabilir, fakat bu yanlışlar dahi bu gerçeği görmemize engel değildir. Devletimiz bu dönemde milletimizin yanında yer almıştır.

Türkiye, coğrafi bakımdan çok öneme sahip bir konumdadır. Ülkenin menfaatleri gereği dış operasyonlar yapılmaktadır. Muhalefet ülke menfaatlerini değil, maşası olduğu ülkelerin dili ile konuşmaktadır. Diğer ülkelerin yaptıklarına bakıp eleştirmek yerine, Türkiye’nin önünü tıkayacak faaliyetlerde bulunmaktadır.

Türkiye’nin gücüne güç katması, dünyada sahada olduğu kadar masada da güçlü olması için ilk başta yapılması gereken kendi içindeki parazitleri temizlemesidir. Ülkenin milli muhalefete ihtiyacı vardır. Bunun içinde görev en başta milletimize düşmektedir. Güzel günler görme dileğiyle, Allah’a emanet olun.

Saygılarımla,

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Özgür Dalgıç Arşivi