Türk'ün bayramı Nevruz kutlu olsun

Türk'ün bayramı Nevruz kutlu olsun

Bugün 21 Mart. Nevruz Bayramı.

 

Bugün dünya çapındaki milyonlarca Türk'le birlikte baharın ilk günü olan 21 Mart'ı bir bayram olarak kutluyoruz.

 

Nevruz, yüzlerce yıllık geçmişi olan bir sözcüktür ve "yeni gün" anlamına gelir. "Yeni gün" Türk geleneklerinde sadece baharın değil, yeni bir yılın da habercisidir. Bu nedenle tarihsel Türk takvimlerinde, Çin'den Balkanlar'a kadar uzanan geniş bir coğrafyada yılbaşı 21 Mart olarak belirlenmiştir.

 

Türk mitolojisinde 21 Mart aynı zamanda kâinatın ve Türk insanının yaratıldığı gün olarak geçer. Türk yaratılış efsanesine göre dünya, gün ile gecenin eşit olduğu baharda, yani 21 Mart'ta yaratılmıştır. Bir başka Türk efsanesine göre ise, ilk insanın yaratılış tarihi de 21 Mart'a denk düşmektedir.

 

Ergenekon Destanı'na göre ise 21 Mart, Türklerin Ergenekon'dan çıkış günüdür. Dönemin Çin kaynakları bile Ergenekon destanındaki olayları aynen doğrulamakta, Türklerin Ergenekon'dan çıkış tarihi olarak da 21 Mart'ı kabul etmektedir.

 

Nevruz Bayramı, tarihe mal olmuş ve unutulmuş bir bayram değildir. Yüz milyonlarca Türk'ün yaşadığı geniş bir coğrafyada kutlanmaya devam etmektedir.

 

Nevruz, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan ve Türkmenistan'da günler süren törenlerle kutlanır. At yarışları, sportif gösteriler yapılır. Kurbanlar kesilir. Özel yemekler pişirilir, kımız içilir ve "kötülüklerden ve hastalıklardan arınmak" için ateş üzerinden atlanır. Kırlarda "Nevruz çiçeği" denilen kardelen toplanır. Salıncaklarda sallanılarak günahların döküldüğüne inanılır. "Nevruzname" adı verilen Nevruza özgü şiirler yazılır. Bu ülkelerde Nevruz, "resmi milli bayram" olarak kabul edilmiştir.

 

Azerbaycan'da da Nevruz Orta Asya Türklerine benzer geleneklerle kutlanan çok önemli bir milli bayramdır. Farklı olarak, yüzlerce yumurta haşlanır ve kabukları boyanır. Yedi çeşit meyve veya kuruyemiş dağıtılır.

 

Bağımsız Türk Cumhuriyetlerinin dışında, bugün Rusya'ya bağlı, Hakasya, Yukarı Altay, Tuva, Yakutistan, Başkurdistan, Çuvaşistan, Kırım ve Tataristan özerk cumhuriyetlerinde yaşayan Türkler de yüzlerce yıldır Nevruzu benzer şekillerde kutlanmaktadır.

 

Doğu Türkistan'daki Uygur Türkleri Nevruzu, Anadolu'daki Ramazan ve Kurban bayramlarına benzer bir bayram gibi kutlar. Akrabalar ve aile büyüklerinin mezarları ziyaret edilir. Büyük kazanlarda "Nevruz aşı" pişirilir ve fakirlere dağıtılır.

 

Afganistan, İran, Irak, Suriye, Romanya, Bulgaristan, Yunanistan ve eski Yugoslavya coğrafyasında yaşayan Türkler de Nevruz geleneklerini yaşatmaya çalışmaktadır.

 

Bugünkü Moldavya'da yaşayan Gagavuz Türklerinin Nevruz bayramları ise son derece ilginçtir. Ortodoks-Hıristiyan olan bu Türk topluluğu Nevruzu çeşitli Hıristiyan geleneklerle birleştirerek kutlamaktadır.

 

Görüldüğü üzere Nevruz, Balkanlar'dan Çin'e kadar çok geniş bir coğrafyada yüz milyonlarca Türk'ün benzer geleneklerle kutladığı bir bayramdır.

 

Nevruz baharın gelişinin kutlandığı bir barış bayramıdır. Dostluk-kardeşlik günüdür. Akrabalar ziyaret edilir, dargınlar barışır, fakirlere yardım edilir. Yüce Türk ahlakının bir ürünü ve göstergesidir.

Günümüzde ise bölücülüğün simgesi haline getirilmeye çalışılmaktadır. Kürtler, uydurma tarihlerine, binlerce yıllık bir Türk geleneğini de eklemeye çalışmakta, Nevruz'u bir Kürt bayramına dönüştürmek için çabalamaktadır. Öyleyse sormak isteriz, PKK'dan önce Kürtlerin Nevruz kutladığı hiç görülmüş müdür?

 

Türklerin "barış ve kardeşlik bayramı" olarak kutladıkları Nevruz, bölücülerin elinde bir "terör bayramı"na dönüşmüştür. Alışveriş merkezlerine bomba koyan, otobüsleri molotoflayan, askerimizi-polisimizi şehit eden, insanlarımızı çoluk çocuk demeden sadece Türk olduğu için öldüren bu ırkçı terör zihniyetinin Nevruzla hiçbir ilgisi olamaz.

 

Türkler olarak geleneklerimize, bayramımıza, tarihimize sahip çıkmalıyız.

 

Bugün Nevruz bayramımızı gasp etmeye çalışan bölücü hareket, tarihsel değerlerimizi de sahiplenmeye çalışmaktadır. Hedefleri elbette bununla sınırlı değildir. Bayramlarımızı ve tarihsel değerlerimizi ele geçirdikten sonra vatanımıza da göz dikeceklerdir.

 

Bugün geleneklerini, tarihini, bayramlarını savunmayan bir millet, yarın vatanını nasıl savunacaktır?

 

Öyleyse, Nevruza, bayramımıza, tarihimize, geleneklerimize sahip çıkmak aynı zamanda vatanımıza sahip çıkmaktır.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.