Yazmasam Olmazdı

Yazmasam Olmazdı

Ülkücü hareketin içinde bulunduğu Kurultay tartışmaları sebebiyle, vefa duygularına ve ahlaki ölçülere vurgu yapması ve şahıslar hakkındaki önyargıların ne kadar pervasızca sosyal medyada dile getirilmesi bakımından kayda değer bir serzenişi konu ediniyor

YAZMASAM OLMAZDI

Ülkücü Haber sitelerinde ne var ne yok diye şöyle bir tur atarken, Haberalp.com'daki bir yazı dikkatimi çekti.

'BİR ÜLKÜCÜNÜN DOSTUNA YAZDIĞI MEKTUP!' Başlıklı yazıyı okuyunca, mektuba konu olan serzernişler ve şahıslar ilgimi çekti. Belki de, mektuba konu olan kişi hem hemşerim hem de çok yakından tanıdığım, yaklaşık otuz yıllık dostum, ağabeyim dediğim Rubil GÖKDEMİR olduğu için bir kez daha okuma gereği hissettim.

Yazı Ülkücü hareketin içinde bulunduğu Kurultay tartışmaları sebebiyle, vefa duygularına ve ahlaki ölçülere vurgu yapması ve şahıslar hakkındaki önyargıların ne kadar pervasızca sosyal medyada dile getirilmesi bakımından kayda değer bir serzenişi konu ediniyordu.

Yaptığım araştırmada mektubu yazan A. Erhan AYBERK’in Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde okul başkanlığı yaptığını öğrendim. Vefa ve dostluk gereğince yazılmış bu mektuba bir kaç ekleme yapma gereğini duydum. Bu aslında Rubil GÖKDEMİR'i tanıyan her ülkücünün de, hakikat adına vicdan borcudur. En azından ben öyle düşünüyorum.

Rubil GÖKDEMİR, Ülkücü hareketin Gümüşhane'de 12 Eylül öncesinde bayraklaşmış efsane bir ismidir. Özellikle Keklit’te. Bir zamanlar “küçük Moskova” sıfatıyla anılan ve kurtarılmış bölge ilan edilen Gümüşhane'nin en büyük ilçesinde onun sadece üç beş arkadaşı ile bütün ilçeyi Ülkücülerin kalesi yapmasını unutamam. Bugün Kelkit'te MHP varsa temelini Rubil GÖKDEMİR ve arkadaşlarına boçludur. Rubil Gökdemir’in o arkadaşlarından birisi olan Fuat ALTUN ağabeyimizi de o çetin mücadelede şehit vermiştik.

Rubil GÖKDEMİR; 12 Eylül öncesi tam 7 defa tutuklanmış, Üniversite öğrenimini mücadelesi için o yıllarda yarıda bırakmış, 1980 sonrası eğitimini tamamlamış, memleket, millet endişesiyle okuma yazmayı da hiç bırakmamıştır.

Ben o yıllar ilk okulu bitirip Ortaokula Kelkit’te yeni başlamıştım ki, 12 Eylül darbesi oldu. O çetin günlerin bir çocuğun hatırasına sıkışmış bir cümle olarak kadınlardan bile duyduğum şu sesler hiç kulağımdan çıkmaz: “Bugün solcular eylem olay çıkaramaz Rubil geldi diyorlar.”

Rubil Gökdemir’in, haber sitemizde çıkan ve hak adına, hakikat adına yazdığı yazılar sebebiyle, şahsen muhatap olduğu saldırılar vesilesiyle Erhan AYBERK’in mektubuna iştirak ederek ve hiç değilse hafızamda çocukluğumdan kalan eski hatıralar adına, vefa adına saldırı ve sataşmaların haksız olduğunu bildirmek, benim de insani ve vicdani görevimdir.

Ülkücülerin bir birlerini sevmelerini telkin eden ve asgari nezaketi korumalarını tavsiye eden dost mektubunu bu vesileyle okuyucularımla paylaşmak istiyorum. Bu vesileyle takipçilerimizin bu mektubu okumasını tavsiye ediyorum.

12 Eylül Öncesi Gümüşhane Ülkü Ocakları Başkanı Cevat NAS Anlatıyor

“RUBİL GÖKDEMİR BEY !

Değerli gönüldaşım, çıktığınız yolda size başarılar dilerim. Orada bir Rubil Gökdemir var, dimdik ayakta ve Bozkurtça bir duruş sergilemek için sancağı olduğu yerden kapmış, yola çıkmış,elinden geleni yapacağından kuşkumuz yok. Tıpkı Gümüşhane ülkü Ocakları yönetiminde henüz bıyığı çıkmamış bir gençken, Rubil Gökdemir ile ilgili duyduklarımızı anarcasına !

*

Kelkit o zamanlar solun ayrılıkçı militanlarınca işgal edilmiş, Kelkit'in içine Ülkücü olan hiç kimsenin girip gezme şansı yok olduğu günlerde, teşkilatımıza bir telefon gelir. Kelkit'te olaylar var diye ... Durumu net anlamak için Kelkit'ten bir arkadaşımızı aradık, orada ne oluyor diye sorduğumuzda; Ankara'da ikamet eden bir Ülkücü arkadaşımız Rubil Gökdemir. Kelkit'teki bu hegemonyaya isyan etti ve Kelkit çarşısını bastı dedi. Kim o dedik, kaç kişi ile?

*

Cevap: Sadece kendisi dediler, yani bir kişi. Şu an caddede tüm koministler kaçmışlar ve sadece çarşıda Rubil Gökdemir var, diye de ekledi. Bir arkadaşımızın o andaki ortamla ilgili şu cümleyi kurduğunu hatırlıyorum: ''Kürşat İhtilali mi oluyor Kelkit'te !''

*

Rubil Gökdemir'in bu tavrı, o zaman ki arkadaş kitlemize moral ve motivasyon kazandırmış ve Kelkit'te de bir tabu yıkılmıştır. Rubil Gökdemir'in o zaman ki tavrına o militarist kuşatılmışlıkta çok ihtiyaç vardı. Sizler belki düşünebilirsiniz, adam ne olmuş, genç bir adam bir delikanlılık yaptı da ne oldu, diyebilirsiniz! O zamanki baskı ve kuşatılmışlıkta bu yiğitliği yapacak çok az kişi vardı? Böyle bir tavıra da o zaman çok ihtiyaç vardı.

*

Daha sonraları inişler, çıkışlar, MHP yönetimlerinin tutuklanması, dağınıklıklar ,bazı arkadaşların başka yerlere gitmesi, ekmek derdi gibi meseleler derken, Rubil Bey bu arada ne yapar ne eder onu bilemem? Uzun zaman geçti bilgim yok . Ankara da okuduğunu bildiğimiz Rubil Beyle, karşılaşma fırsatımız da olmadı. Avukat olduğunu duyduk. Ama bu gibi gözü pek insanları ,davaya zerre katkı koymuş olan insanları işittiklerimizle hatırlar yadederiz. Şimdi MHP'nin listelerine bakınca Rubil Gökdemir ismine rastladım ve isme bir daha baktım. Evet Rubil Gökdemir, işte O zaman ki Rubil'in bir ara kesitten sonra bugüne akseden hali dedim ve yüzümde, ruhumda dışa vuran sevinç sinyallerini açıkça farkettim.

*

Nasip, ya kısmet... Seçilseniz de seçilmeseniz de gönlümüze bir köprü kurdunuz. Bu delikanlı işte o eski Rubil Gökdemir olduğunu bizlere hatırlattığınız için size minnettarız. Allah size ve tüm camiaya kolaylıklar versin İNŞALLAH... Seçilmek o kadarda önemli değil, nasip işidir. Sizler çıkarsızca varız, burdayız, yalnız değilsiniz arkadaşlar, ses verdim, ayaktayım demekle bizi onurlandırdınız, yüreklendirdiniz. Çünkü bize bizden hayır var. Bu ülkenin ekmeğini yiyip suyunu içip de bu ülkeye ihanet etmeyen herkes bizimdir, kardeşimizdir bilinci ile ...

Allah'a emanet olasınız. Saygı ile kalın. Selamlar.”

Muharrem KILIÇ

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.