Yediğimiz gıdalarda zehir tehlikesi!

Yediğimiz gıdalarda zehir tehlikesi!

Yediklerimize odaklanan iki araştırma kitabı yayımlandı. Gazeteci Soner Yalçın’ın kaleme aldığı “Saklı Seçilmişler” adlı kitap ile Yine gazeteci Gürkan Akgüneş’in yazdığı “Organik Gerçeği” isimli kitap gıda sektörüne adet ışık tutuyor.

Her 5 ölümden birinin nedeni kanser. Diyabet riski çığ gibi büyüyor, endokrinoloji kliniklerinde randevu bulmak neredeyse imkansız. Doktorlar, reçeteyle birlikte beslenme listeleri veriyor, çünkü artık “yediklerimiz” başrolde!

Yediklerimize odaklanan iki araştırma kitabı yayımlandı son dönemde. Gazeteci Soner Yalçın’ın kaleme aldığı “Saklı Seçilmişler”, gıda endüstrisinin perde arkasını açığa çıkarıyor, gıda terörüne ışık tutuyor.

Yine gazeteci Gürkan Akgüneş’in yazdığı “Organik Gerçeği” adlı kitap da, özellikle “tarım ilacı” olarak lanse edilen pestisitlerin, gıdalarda kalıntı yoluyla nasıl bir zehre dönüştüğüne eğiliyor.

Kitapta, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın ‘Pestisit Kalıntı Analizleri’ne dair ayrıntıları neden kamuoyuyla paylaşmadığını ortaya koyan bilgiler mevcut.

-ÇARPICI ANALİZLER DE VAR-

Akgüneş, bakanlık veri paylaşmayınca pestisit kalıntılarının izini, Avrupa’ya ihraç ettiğimiz tarım ürünlerinde sürmüş. AB kurumlarının laboratuvarlarından çıkan ilginç sonuçları paylaşıyor. Sadece geçtiğimiz yıl 330 parti tarım ürünü, pestisit zehri kalıntısı nedeniyle AB’ye sokulmamış. Son 6 yılda ise 2 bin parti ihraç tarım ürününün pestisit kalıntısı nedeniyle AB’den geri çevrildiği yazıyor. Bu ürünler arasında fındıktan incire, limondan kiraza yok yok.

Çarpıcı da bir analiz sonucu var kitapta. Avrupa laboratuarlarında yapılmış. 15.01.2016 tarihinde… Türkiye’den ihraç edilen üzüm yaprağı salamurasında çıkanlar şu şekilde sıralanıyor:

chlorpyrifos (0.16 mg/kg - ppm)

pyrimethanil (1.6 mg/kg - ppm)

triadimenol (0.467 mg/kg - ppm)

tebufenpyrad (1.5 mg/kg - ppm)

iprodione (0.27 mg/kg - ppm)

tebuconazole (0.66 mg/kg - ppm)

methoxyfenozide (13.2 mg/kg - ppm)

dimethomorph (0.06 mg/kg - ppm)

azoxystrobin (8.1 mg/kg - ppm)

boscalid (1.1 mg/kg - ppm)

myclobutanil (0.13 mg/kg - ppm)

metrafenone (2.1 mg/kg - ppm)

fluopyram (0.1 mg/kg - ppm)

spirotetramat (0.28 mg/kg - ppm)

cyhalothrin (0.06 mg/kg - ppm)

Listenin başındaki “Chlorpyrifos” önce AB, ardından da Türkiye tarafından yasaklanan bir zehir. Yasağın nedeni de bu zehrin anne karnındaki bebeğe bile ulaştığının saptanması. Bu madde, sirayet ettiği organizmada sinir sistemini baskılayarak felce uğratıyor ve canlıyı öldürüyor. Kitap, Türkiye’den ihraç edilen tarım ürünlerinin bazılarında özellikle de biberde hâlâ “Chlorpyrifos” çıktığına dikkat çekiyor ve okura, “İhraç için özenle seçilen ve kontrolden geçirilen gıdalarda bile durum buysa, pazardaki marketteki sebze-meyveye şüpheyle yaklaşmamak mümkün değil” uyarısını yapıyor.

-"EN ÖNEMLİ ZEHİRLİ 12 MADDEDEN BİRİ"-

"Chlorpyrifos" Soner Yalçın'ın yeni kitabı Saklı Seçilmişler'de şu şekilde anlatılıyor:

"Türkiye’de kullanılan tarım ilacı, –örneğin Monsanto ürünü ot öldürücü “glifosat/roundup”– miktar olarak aşmaması gereken üst sınırın 50 kat üstünde! Net satışlarının yüzde 27’sini bu glifosat oluşturan Monsanto, yabani otlara karşı en yaygın kullanılan bu kimyasal ilacına 1970’te patent aldı.

Kurt-böceksavar haline getiren tohumu toprağa attığınızda glifosat tohumla birlikte köklerden gövdeye-dallara-yapraklara- yemiş tanelerine kadar ilerliyor. Bunları yiyen böcek-kuş-insan bu zehri almış oluyor. Öyle yıkanınca da geçmiyor. Pişince etkisi ortadan kalkmıyor. Kurutulsa da, dondurulsa da, işlense de bana mısın demiyor!

Peki sonuç? Türkiye’de 2017 yılında (Ocak-Temmuz) bir önceki yıla göre 'klorpirifos' miktarında ciddi artış var! 2016 Ocak- Temmuz ayında 'klorpirifos' içerdiği tespit edilen örnek sayısı 8 iken, 2017 yılının aynı döneminde 12 oldu! Ya yakalanmayan? Çünkü tespit edilenler ihraç ürünleri! Bu sebeple ihraç edilen ürünler iade ediliyor. İç piyasaya satılanları siz tahmin edin!

-TEHLİKELİ KİMYASALLARA GÖZ YUMULUYOR-

Göz göre göre neden tehlikeli kimyasallara göz yumuluyor? Hibrit tohumdan nerelere geldik!

Yazdım, mesele çok boyutlu. Kısır tohumu almakla iş hallolmuyor. Keza... Hep aynı açıklamalar yapılır ülkemizde: 'Çok şükür Türkiye’de GDO’lu tohum yok!' İnanalım mı? Hayvanlara yem olarak ithal ediliyor! Bu 'başarı' AKP iktidarının! 26 Ekim 2009 tarihli ve 27388 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 'Gıda ve Yem Amaçlı Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizmalar (GDO) ve Ürünlerinin İthalatı, İşlenmesi, İhracatı, Kontrol ve Denetimine Dair Yönetmelik' çıkarmasıyla GDO’lu yemler Türkiye’ye resmi olarak da gelmeye başladı.

Siyasetcafe.com

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.