26 yıldır dinmeyen gözyaşlarının adı: "Başbağlar Katliamı"

26 yıldır dinmeyen gözyaşlarının adı: "Başbağlar Katliamı"

Erzincan'ın Kemaliye ilçesine bağlı şehre 150 kilometre uzaklıktaki Başbağlar köyünü basıp bir saatten uzun bir süre PKK propagandası yapan bir grup daha sonra 28 erkeği kurşuna dizdi.

26 yıldır dinmeyen gözyaşları 5 Temmuz 1993 günü başlamıştı. 1993 yılının Temmuz ayının ilk haftasında Türkiye arka arkaya gelen iki haberle sarsılmıştı. Sivas’ta yaşanan Madımak Katliamı’ndan sonra Erzincan’ın Kemaliye ilçesine bağlı Başbağlar Köyü’ne silahlı bir grup baskın düzenleyerek 33 kişiyi katletmiş ve köyü ateşe vermişti.

Daha sonra; Şubat 1999’da Kenya’da yakalanarak Haziran 1999 yılında İmralı’da mahkemede yargılanan PKK'nın İmralı Cezaevi'ndeki lideri Abdullah Öcalan; mahkemedeki ifadesinde meşhum saldırının "Doktor Baran" kod adlı örgütün yerel sorumlululardan biri tarafından düzenlendiğini söylemişti.

Başbağlar’da neler yaşanmıştı?

Erzincan'ın Kemaliye ilçesine bağlı şehre 150 kilometre uzaklıktaki Başbağlar köyünü basıp bir saatten uzun bir süre PKK propagandası yapan bir grup daha sonra 28 erkeği kurşuna dizdi. Tarihler o gün 5 Temmuz 1993'ü gösteriyordu ve zamanlama çok manidardı, Sivas Katliamı’nın hemen ardından başka bir katliam yaşanıyordu.

Kadın erkek karışık 5 kişilik de bir grup sığındıkları evde yakılarak öldürülmüş, katliamda ölenlerin sayısı 33 ü bulmuştu, daha sonra köydeki evlerin büyük bölümü (214 ev) , köy okulu, köy camisi

Katliamda 33 sivil ölmüş, katliam sonrasında, köyün telefon ve elektrik hatları da kesilmişti. Komşu köydeki halkın haber vermesi ile olay ortaya çıkmıştı.

basbaglar-31.jpg

Başbağlar Muhtarı neler anlatmıştı;

Katliam sonrası Cumhuriyet gazetesinden Ferit Demir'e konuşan Başbağlar köyü muhtarı Ali Akarpınar şunları söylemişti:

"Teröristler önce bölücü içerikli propaganda yaptılar ve kesinlikle kimseye zarar vermeyeceklerini söylediler. Köyümüze ilk kez teröristler geldiği için olayın nereye varacağını tahmin edemiyorduk. Zira köyün dışında topladıkları insanların tamamı silahsızdı ve onlara karşı yapabilecekleri bir şey yoktu. Bunun için de bunların bir an önce gitmelerini bekliyorduk.

"Köy halkını kurbanlık koyunlar gibi dizen teröristler daha sonra üzerimize kurşun yağdırmaya başladılar. Bir taraftan da bütün köyümüz alev alev yanıyordu."

Başbağlar muhtarı, katliamdan kurtulanların da kurşunlandığını da sözlerine eklemişti.

Büyük bir tesadüf eseri kurşunlardan kaçan 60 yaşındaki Hakkı Keskin de tüm erkekleri köy meydanında topladıklarını ve silahla taradıklarını, kendisinin de kaçarak kurtulduğunu anlatmıştı. Keskin, PKK'lıların topladığı kadınlara şu konuşmayı yaptığını aktarıyordu:

"Siz Sivas'ta Kürt halkının temsilcilerini katlettiniz. Biz de sizin erkeklerinizi cezalandıracağız. 1938'de Dersim'de yaptığınız katliamların hesabını da soracağız. Bütün erkeklerinizi öldürüyoruz."

basbaglar2.jpg

Yaşayanların ağzından Başbağlar Katliamı;

13 yakınını kaybeden Muharrem Baltacı: Gözü dönmüş caniler, 13 yaşındaki yeğenim İbrahim Baltacı'yı katletti. Yengem ve yeğenim ilk kez köye gelmişlerdi. Korktukları için evden çıkamayarak yatağın altına saklanmışlardı. Daha sonra yengemi iki çocuğunu kucaklamış şekilde bir oğlu ile şehit edilmiş olarak bulduk.

Ayaklarımızın kızgın topraklara bastığını, gözümüzden kan damladığını yürümemiz durduktan sonra 40 km sonra fark ettik. Hâlâ ayaklarımızın altında ateş var ve hâlâ gözümüzden kan damlıyor acılar dinmiyor... Bir köyde dozerlerle ceset arandığı nerede görülmüş? 1993 yılına kadar Türkiye'de ilk defa bir ibadethaneye baskın yapılmıştır. İnancımıza sıkılan kurşunların hesabının sorulmasını istiyoruz.

Başbağlar mağdurlarının avukatı Hüsnü Tuna: Sivas ve Başbağlar katliamı, 28 Şubat darbesinin zeminini hazırlamak için planlanmış, Özellikle irticai tehlikenin birinci sıraya çıktığını teyit etmeye çalışan operasyon olarak palanlandı.

Sivas'ta Alevi vatandaşların ağırlıkta olduğu bir katliam gerçekleştirildi. Sivas olayı gerçekleşmeden 29 Haziran'da Tunceli Ovacık'taki birkısım köylerde Başbağlar'da operasyona gideceklerine dair DHKP-C ve PKK'lı teröristler olduğu mahkeme dosyasına girdi. Başbağlar, Sivas olayından sonra spontane gerçekleşmiş bir olay değil.

Başbağlar katliamını görenler teröristlerin köyü yaktığına jandarmaya haber veriyor, kimse gelmiyor. Jandarma, Başbağlar'a geldikten sonra köylülere kasayla kaleşnikof teslim ediyor. Köylüler, 'Bu silahları ne yapacağız' diyor, muhtar tutanaksız bu silahları almayacağını söylüyor.

Jandarma köylülere 'Bu silahlarla kendinizi koruyun' diyor. Silah verilerek yakınında bulunan Alevi köyüne köylülerin saldırması hedefleniyor. Başbağlar davası 28 Şubat darbe hazırlıklarına kurban edilmiştir.

Saat Saat Başbağlar Katliamı’nda yaşananlar

5 Temmuz 1993- 20.00

Teröristler; Başbağlar Camisi cemaatinden 30 erkeği köyün çıkışına götürdü.

20.45

Evler, cami ve ilkokul yakıldı. Nazife Baltacı, oğlu İbrahim Baltacı ile Nurettin Aydın, Şakir Aydınlı ve Süleyman Orhan yanarak şehit oldu.

20.48

27 erkek kurşuna dizilerek şehit edildi.

20.50

Yakılan minibüse girmek istemeyen Hasan Sandıkçı'yı şehit edildi.

22.00

İmamı Mahmut Fidan, Başpınar Köyü Jandarma Karakol Komutanlığı'nı aradı. Karakol Komutanı Başçavuş Nafiz Canbaz telefona dahi bakmadı.

Dönemim Valisi sorumlunun PKK olduğunu açıklıyor;

Dönemin Erzincan Valisi Recep Yazıoğlu da katliamın PKK tarafından gerçekleştirildiğini, örgüt üyelerinin baskın sırasında bildiri dağıttıklarını anlatan sözlerinde şunları diyordu; "Sivas olaylarının ve orada katledilen vatandaşların kanı yerde kalmayacaktır. Onların öcünü aldık. Almaya devam edeceğiz."

Yargı süreci nasıl gelişti?

Başbağlar Katliamı'ndan yaralı kurtulan muhtar Ali Akarpınar ve Başbağlar köyü ahalisi saldırının faillerinin bulunamamasına tepkili.

14 sanık suçlarını itiraf etti. Erzincan Devlet Güvenlik Mahkemesi, teşhislerin usulsüz yapıldığını iddia ederek tetikçileri serbest bıraktı. İtirafçı iki kişi, PKK'la yardım ve yataklık suçunu işlediği gerekçesiyle ceza aldı. Başbağlar davasında ise, ceza alan tek sanık olmadı.

Başbağlar Katliamı’nda şüpheli olaylar

Ölenlerin otopsisi dahi yapılmaması, iş makineleri evleri delil bırakmamak için dozerle dümdüz etmesi, olay yerinde bulunan 585 boş kovan bulunmasına rağmen kovanlara balistik inceleme yapılmaması, Nazife Baltacı ve 13 yaşındaki oğlu İbrahim Baltacı, Nurettin Aydın, Şakir Aydınlı ve Süleyman Orhan naaşlarına ulaşılamaması katliamda göze batan şüpheli olaylar…

Başçavuş Nafiz Canbaz'ın, köylülere kaleşnikof silah teklif ettiği tespit edildi. Başbağlar köylülerinin silahları tutanakla almak istemesi üzerine silahların verilmesinden vazgeçildi. Söz konusu olay ört-bas edildi. Bu da diğer bir şüpheli olay olarak tarihe geçti..

 

Siyasetcafe.com

İlgili Haberler
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.