Ahmet YILDIZ

Ahmet YILDIZ

Rus ve ABD istihbarat başkanları Ankara’da ne görüşmüş olabilirler?

Rus ve ABD istihbarat başkanları Ankara’da ne görüşmüş olabilirler?

Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşta kolaylaştırıcı rol oynayan Türkiye, geçtiğimiz günlerde kritik bir toplantıya daha ev sahipliği yaptı.

14 Kasın 2022 günü, Ankara'da Rus ve ABD istihbarat servislerinin temsilcileri arasındaki görüşme G-20 zirvesinin gölgesinde daha mütevazi bir görüşme olarak basında yer aldı.

Haberi duyunca biz de önce önemsemedik, sonra ‘Bayram değil seyran değil eniştem beni niye öptü?’ gibi sorular aklımıza gelmeye başladı.

Görüşen kişiler şu ankanlı bıçaklı hatta savaşıyor görünen Rusya Federasyonu’nun yedi yıldır Dış İstihbarat Servisi Başkanlığını yürüten (daha önce de 2011-2016 arası Rusya Duması Başkanı) SergeyYevgenyeviçNarışkin ve ABD CIA direktörü William Joseph Burns’tü.  

Biz sıradan ölümlülerinöngöremeyeceği dünyanın birinci ve ikinci büyük ülkelerinin en önemli elemanlarının bu görüşmesi de neydi?

Üstelik Ankara’da! 

Ve niçin Ankara’da?!

TASS ajansına göre olay şöyleydi:

“Rusya Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Dmitry Peskov, Rusya Federasyonu ve ABD temsilcilerinin Pazartesi günü Ankara'da yaptığı istişarelerin konuları hakkında Salı gününe kadar sessiz kaldı.

Peskov, daha önce TASS'a Ankara'da ikili istişarelerin yapıldığını doğrulamış, bunların Amerikan tarafının inisiyatifiyle yapıldığını belirtmişti. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yönetiminin iletişim dairesi başkanı Fahrettin Altun da Dış İstihbarat Teşkilatı başkanı ile CIA başkanının Pazartesi günü Ankara'da görüştüğünü doğruladı.”

Reuters’e göre: “Beyaz Saray CIA başkanının 14 Kasım'da Ankara'da Rus Dış İstihbarat Teşkilatı başkanıyla görüştüğünü doğruladı. Aynı zamanda tarafların nükleer risklerin yanı sıra Rusya'da tutuklu bulunan ABD vatandaşlarının mübadelesini de ele alacağı iddia etti.”

Elbetteki iki süper gücün istihbarat başkanları ne görüştüklerini bizlere açıkça anlatmayacak.

Hatta resmî açıklamalar gerçekte ne görüşüldüğünü gizleyen açıklamalardır.
Bize göreyse Ankara’daki bu önemli görüşme şu üç başlıkta devam etmiştir:

BİR: AleksandrDugin çevresinden entelektüeller ve stratejistlerin çıkardığı zavtra.ru sitesinde DenisYorganov’un aktardığı gibi, ABD ve Rusya istihbarat başkanları görüşmede Ukrayna’yı ağızlarına bile almamıştır. Görüşmenin konusu Mihail Kazmin adlı bir uzmanın belirttiği gibi çok daha büyük “küresel sorunlar”, yani “dünyadaki etki alanlarının yeniden dağılımı” konuşulmuştur!

Bu yeni bir “Yalta”dır ki dünyamız için çok büyük bir tehlike arz eder.

(Yalta’dan sonra dünyanın nasıl bir deli kapanına sıkıştırıldığını soğuk savaş, işgaller ve kanlı iç savaşlar, darbeler vs. olarak algılayabilirsiniz.)
Ancaktoplantının Ankara’dayapılması biraz rahatlatıcı; Türk hükümetinin muhtemelen geçmişten ders çıkararak Türkiye’nin ‘oltadaki balık’ olmamasına çalıştığını düşünebiliriz.

Tevekkeli değil Ukrayna Savaşı boyunca Rusya’nın resmi ağızlarının ve özellikle Putin’in doğrudan ABD’yi hedefe koyan açıklamalar yapmadığını biraz dikkat edince anımsarız. Rusya’nın hedefe koyduğu ülke İngiltere’dir.
Aynı biçimde ABD de bir Türlü Ukrayna’yı NATO’ya almaya yanaşmamıştır. Hatta Ukrayna Ordusu nihai saldırıya hazırlanmış ve Kırım’ı hedef göstermişken yalnızca Herson teslim edilerek yolu kesilmiş, gizli bir güç tarafından Rusya’nın tam madara olması durdurulmuştur.

İKİ: Eğer yeni bir “Yalta”ysa Çin’i hedefe koymadan bu anlaşma yapılamaz. Çin’in son günlerde Rusya’yı daha şiddetle suçlayan açıklamaları boşuna olmasa gerekir.

Ancak Çin’i hedef alan bir gizli anlaşma, Türk Cumhuriyetleri’ni hesaba katmadan başarıya ulaşamaz. 

Burada soru ABD’nin Türk Birliği’ne üye Türk Cumhuriyetlerini hesaba katmak için Türkiye’yi mi yoksa Rusya’yı mı terazinin kefesine koyacağıdır.
Toplantının Türkiye’de yapılması kefede Türkiye’nin olduğudur. ABD, Çin’i dize getirmesi için bir Rus-Türk ittifakını düşünmeden adım atmayacak kadar bu işlerde deneyimlidir. (Yalnızca kabaca haritaya bakması yeter.)

Aynı biçimde Rusya’nın da ABD karşısında ayaklarını yere sağlam basması için Türk Birliği’ni yanında tutması gerekmektedir. Türk Cumhuriyetleri’ni yok sayan bir Rusya’nın özellikle Ukrayna Savaşında düştüğü durum göstermiştir ki millet olma vasfı bile tehlikededir. (Bir ülke böyle yaşamsal bir savaşta bile asker toplayamıyorsa durumu vahim demektir!)

ÜÇ: Görüşme yeni bir Haçlı İttifak’ı olabilir. Bu olasılık uzaktır ama oldukça ürkütücüdür. Dünyanın dümdüz edilmesi Türkiye’nin de topa koyulduğu anlamına gelir. 

Rus yönetiminin bir ‘Haçlı İttifakı’nda gönlü olmadığını kimse söyleyemez. Katolikler ve Ortodokslar hâlâ birçok aynı doktrine, benzer kilise yapılanmasına ve benzer ibadetlere sahiptirler. İki inancın birleşmesi için yakın zamanda birçok kez görüşülmüş, birçok konuda uzlaşı sağlanmıştır. 
Türkiye’nin tezleri karşısında Ermeni ve Rum tezlerineBatılı ve Ortdodoks Hristiyan ailesinin tümünün aynı cephede yer alması, bunun ne kadar kolay sağlanabileceğinin göstergesidir.

Yeni ‘Haçlı İttifakı’nda birinci hedefinin, tarihte olduğu gibi Anadolu coğrafyası ve bin yıl önceki kıpırdanmanın aynısını göstermeye başlayan Türkler olacağı açıktır.

Türk devletleriyle büyük bir ittifak ve stratejik derinlik sağlamaya çalışan Türkiye için bu durum endişe verici olabilir.  

Her ne kadar yeni bir Haçlı İttifakı’nı dikkate alarak Dışişleri Bakanlığı’nda bir masa oluşturmamız gerekli olsa da bu yine de uzak bir olasılıktır.

Rusya’nın, nüfusunun % 10’unu oluşturan ve topraklarının yarısında özerk de olsa devleti olan bir topluluğu karşısına alması zayıf bir olasılıktır.
Görüşmelerin, Rusya Dışişleri Bakan yardımcısı SergeiRyabkov’un bugün (18 Kasım 2022)açıkladığı gibi “Rusya'da tutuklu bulunan Amerikalı basketbol yıldızı Brittney Griner'in, Rus silah kaçakçısı ViktorBout ile takas edilmesini umut ettiği” gibi naif konuları kapsadığını umut edelim.

Çünkü Türkiye’nin, stratejik hazırlığını yani silah sanayinin biraz daha gelişmesi, ekonomisini rahatlatması ve Türk Birliği’nin biraz daha muhkemleştirmesi için birkaç yıl daha zamana ihtiyacı vardır.

*
FETÖ alçak örgütünün Türkiye’ye kaybettirdiği tahminen bir 15 yılın ne kadar kıymetli olduğu şimdi daha iyi anlaşılmaktadır.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet YILDIZ Arşivi