Türkiye büyük bir beladan kurtuldu
Belki ağır bir başlık ama bu sütunlarda, artık tarihe gömülen –anımsayanlar da pek hayırla anmayacak– Kemal Kılıçdaroğlu hakkında epey yazı yazmıştım; okuyanlar benim bu nitelemeyi yapmamı anlayışla karşılayacaklardır.
Kılıçdaroğlu, giderayak –darmadağın– konuşmasında aslında şimdi yazmak istediğimi itiraf etti: “Ben zaten CHP’yi değiştirmiştim!”
CHP koltuğuna oturduğu günden itibaren belki de doğru konuştuğu tek konuşma bu!
Genel Başkanlık koltuğuna oturduğu günden beri siyaseti yalnızca yalan söylemek olarak algıladığı anlaşılmıştı. Baykal’la görüşmelerinde valla billa ben genel başkan olmayı istemiyorum dediği halde ilk fırsatta aday yapıldı ve sevinçle genel başkan oldu.
Önce seçildiği 33. CHP Olağan Kurultayı açılış konuşmasında ‘Bir genel başkan en fazla iki dönem kalmalı’ demiş, daha sonra Fatih Altaylı’ya konuşmasında ‘Başaramayan genel başkan en fazla iki seçimden sonra istifa etmeli’ diye kabarmıştı.
Ondan sonra ne seçimler kaybedildi ama o Türk siyasetinin muhalefetinin önünde bariyer gibi durarak nice olumlu gelişmeyi tıkayan bir tıkaç olmaktan utanmadı.
CHP tabanından gelmeyen tek genel başkandı. Önce parti parti gezdirildi. Yüz bulamayınca bir süre Vatandaşın Vergisini Koruma Derneği'nin genel başkanlık görevini üstlendi.
(Bu derneğin adı da çok ilginç: Mustafa Yıldırım’ın, Sivil Örümceğin Ağında kitabındaki ‘örümcek’lerin kurdurduğu örgütlerin adına çok benziyor; incelenmeye değer.)
En sonu Baykal’a Önder Sav tarafından önerilerek ilk kez CHP’li olan Kılıçdaroğlu beş yıl sonra açık bir ‘katagulli’yle CHP’nin başına oturtulmuştu.
(Artık mefta olmuş biri genel başkan hakkında yazmak okurlar için ilginç gelmeyebilir: CHP’yi nasıl değiştirdiğini vurgulamak istiyorum yalnızca.)
Tek tek saymıyorum, CHP’yi adeta PKK’nın kucağına oturtmaya çalıştı. CHP’lilerin gözünün içine bakarak “Ben Dersimli Kemal”im diyerek sizin Kemalinizi artık takmıyorum “eski CHP” artık yok demek istedi. CHP ilkelerini benimsememiş hatta düşman, küfür etmiş kişileri yönetim saflarına getirmekten çekinmedi.
Ancak onu o koltuğa oturtanların ondan belki de isteği tam da buydu: CHP’yi alabildiğine küçültmek, Cumhuriyet Mitingleri düzenleyen PKK’ya mesafeli duran iradedeki CHP’yi çürütmek, beynini bozmak, CHP’li kafaları cacık etmekti.
Ne var ki gün geldi onu o koltukta tutanlar için, Fetö darbe girişiminden sonra ellerinden kayan AKP iktidarı karşısında canlı bir muhalefet ihtiyacı doğdu.
İşte dağıtmakta usta olan Kılıçdaroğlu, bir türlü bu toparlama işlevini yerine getiremedi!
Ne kadar AKP artığı liboşlar, etnik bağnaz hainler, ne kadar sivil örümcek üyesi gazeteci fetöcü varsa toplamaya çalıştı ama ‘jeopolitik konjonktür’ her şeyi ulusal olana zorlamaya başlamış, neoliberal rüzgâr sönmüştü.
Bir de ‘Dersimli Kemal’in aksine Gazi Mustafa Kemal’in CHP tabanının gönlünde bir türlü sönmemesi ve hatta giderek AKP saflarında bile yeniden parlamaya başlaması sonunun başlangıcı oldu.
Son bir hamleyle her türlü yalan dolan siyasetle Cumhurbaşkanlığına canını atmak istemişti ama nafile.
Yapması gereken hemen seçim sonrası istifa etmesiydi ama yine katakullilere başladı. Ne var ki mızrak çuvala sığmıyordu.
Burası Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyetti ve orası CHP’ydi…
Her türlü aşağılanmayı göze alarak ikinci turu bile denemek istemesi, ekran başında izleyenlere ve CHP’lilere nasıl bir bela olduğunu ve Türk siyasetinin özellikle muhalefetinin sırtında nasıl bir gereksiz yeteneksiz yük olduğunu gösteren son kişilik gösterisiydi.
ÖZGÜR ÖZEL
Özgür Özel adaylığını açıklayınca Mustafa Balbay “Tavşan aday” demişti. Herkes, ben de Kılıçdaroğlu’nun tavşan adayı sanırken Ekrem İmamoğlu’nun tavşan adayı olduğu ortaya çıktı.
Ne yapacak ne edecek -Kılıçdaroğlucu Cübbeli’nin korktuğu gibi- gelen gideni aratacak mı bilmiyorum.
Özgür Özel’in Kavala’ya, Demirtaş’a selam göndermesi Kılıçdaroğlu’nun özenle seçtiği kafası karışık delegeleri ürkütmemek için olabilir ‘pozitif’ düşüncesiyle bekleyelim.
En azından bir süre tartışma, doğruyu bulma önünde bir engel olmayacak.
Bu büyük bir gelişmedir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.