Mürteza ÖZTÜRK

Mürteza ÖZTÜRK

Atatürk ve Muaviye

Atatürk ve Muaviye

Cumhuriyetin ilanı, 630 yıllık Osmanlı İmparatorluğu ile birlikte Hanedan, Hilafet ve Saltanat Dinciliğini de tarihe gömdü.


Üç Kıta’da hüküm süren İmparatorluk, her ne kadar Türk-İslam İmparatorluğu gibi bilinse de 630 yılın sonunda ne Türklüğü ne de İslamiyet’i ihya etmemiştir.


Özellikle Fatih’ten sonra ve Yavuz Sultan Selim ile başlayan Türklerin-Türkmenlerin- dışlanması neticesinde Mezhep İmparatorluğuna dönüşmüştür.


Türklerin yerine azınlıkların muteber sayıldığı Osmanlıcılık, İslamiyet yerine de Emevi Saltanat dinciliği hüküm sürmüştür.


Osmanlının bu iki değerinin  ( Osmanlıcılık ve Emevicilik) Cumhuriyet ile birlikte ortadan kaldırılması Atatürk ve Cumhuriyet karşıtlığının en önemli sebepleridir.


Bu karşıtlık siyasi eleştiriler noktasında kalmayıp düşmanlığa dönüştü.     

                        

Bu gün Din adına Atatürk ve Cumhuriyete saldıranlar genellikle etnik unsurlar ile Siyasal İslamcılardır.


Atatürk Siyasal İslamcıların Kâbe’sini yıkmış, putlarını kırmış ve gerçek yüzlerini deşifre etmiştir.


Atatürk’ün Türk Milliyetçiliği fikri esasına dayanarak kurduğu Milli Devlet, Siyasal İslamcıların yüzlerce yıldır süre gelen saltanatlarına yaşam alanı bırakmamıştır.


Atatürk’ün ne kadar dindar olduğu, dini ne kadar yaşadığı sorgulanmaya başlanmış ve İnançsız olduğu yönünde toplumsal algı operasyonları yapılmıştır.


Ancak bilinen bir gerçek var ki, O da Atatürk’ün İslam dinini ve İslam tarihini çok iyi bildiğidir.


Siyasal Ümmetçilik batağında olan Osmanlı tebaasının Biat ve Kul kültüründen kurtulup özgür bireyler olarak yaşamasını istemesi, bu bilginin ve inancın neticesidir.


Gerçek Din ile uydurulmuş din arasında ki farkı açıkça ortaya koymuş, Toplumun hastalıklı zihniyetten arınarak gerçek din ile tanışmasının önünü açmıştır.


İslam tarihinde Dinin siyaset ve kişisel çıkar olarak kullanılması Muaviye zamanında başlamıştır.


Din saltanat ve hükmetme aracı olarak kullanılmaya başlanmış, bu amaca uymayan din kuralları da uydurma hadis ve sözde âlimler vasıtası ile tahrif edilmiş ortaya bu gün Emevi Saltanat Dinciliği dediğimiz Siyasal İslam çıkmıştır.

 

Atatürk’ün, Emeviler ve Muaviye hakkında söylediklerine bakalım:

 

“Efendiler! Gerçek Âlimler İle Dine Eziyet Eden Âlimlerin Birbirlerine Karıştırılması Emeviler Zamanında Başlamıştır. Hz. Peygamber’in saadetti zamanında da Peygamberimizin Dünyadan Göçmesinden Sonra Onun Işığıyla Selamet Bulan Ve Doğru Yola Giden, Gerçek Paklık, Kalpten Hürmet ve Yüce Bir Saygı Vardı.”

 

“Ta ki Muaviye ile Hz. Ali karşı karşıya geldiler. Sıffin olayında Muaviye’nin askerleri Kur’an-ı mızraklarına diktiler ve Hz. Ali’nin ordusunda böylece kararsızlık ve zayıflık oluşturdular, işte o zaman dine bozgunculuk ve Müslümanlar arasına nefret girdi.”


“O zaman hak olan Kur’an haksızlığı kabule araç yapıldı. En zorba hükümdarlardan olan Muaviye’nin nasıl bir hile ile hilafet sıfatını takındığını biliyorsunuz. Ondan sonra bütün istibdatçı hükümdarlar hep dini alet edindiler. İstibdat ve ihtiraslarını desteklemek için hep ulema sınıfına başvurdular. Gerçek ulema, dini bütün âlimler hiç bir zaman bu zorba hükümdarlara boyun eğmediler. Onların emirlerini dinlemediler, tehditlerinden korkmadılar.”


Üç buçuk dört yıl öncesine kadar hayatta olan Osmanlı hükümdarları da aynı şeyleri yapmışlardır.

 

“Dört Halife’den sonra din sürekli siyaset aracı, çıkar aracı, istibdat aracı yapıldı. Bu durum Osmanlı tarihinde böyleydi. Abbasiler, Emeviler zamanında böyleydi. Böyle adi ve sefil hilelerle hükümdarlık yapan halifeler ve onlara dini alet yapmaya tenezzül eden sahte ve imansız âlimler tarihte daima rezil olmuşlar, rezil edilmişler ve daima cezalarım görmüşlerdir.”


(Atatürk’ün 20.03.1923 tarihinde İzmit’te yaptığı konuşma. Atatürk Söylev ve Demeçleri, C. II, s. 63-64)


Tek malzemeleri, bilgi ve becerileri din olan, inançlı insanların masum dini duygularını sömürerek iktidarda bulunanlar işte bunun için Atatürk’e ve Cumhuriyete düşmanlar.


Türk Milleti Osmanlı rüyasından ve Emevi dinciliğinin etkisinden kurtulup bu gerçekleri gördüğünde hak ettiği insanca yaşama kavuşacaktır.


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mürteza ÖZTÜRK Arşivi