Atatürk'ün bize ihtiyacı var mı?

Atatürk'ün bize ihtiyacı var mı?

Yazarlarımızdan Özgür Uyanık, 'Atatürk'ün bize ihtiyacı var mı?' başlıklı bir yazı kaleme aldı. İşte Özgür Uyanık'ın köşe yazısı;

Küba’da birkaç Latin Amerikalı ulusal kurtuluş önderi dışında yabancı ülke siyasetçilerinin heykeli yoktur. Havana’nın tarihi ve en turistik liman kısmında bir Atatürk büstü var.Küba’da tüm Asya ve Avrupa coğrafyasından Lenin ve Vietnam’ın önderi HoChiMinh dışında bir tek Atatürk’ün heykeli var.

Havana’ya yaptığımız her ziyarette mutlaka Atamızı ziyaret ederiz. Bu ziyaretlerimizin birinde oradaki parkın bakımından sorumlu görevliyle tanışmıştık. Bu Kübalı emekçi Türkiye ve Atatürk hakkında geniş bilgi sahibiydi. Ziyarete gelen Türklerin büste sahip çıkması için ona hediyeler bıraktığını söyledi. Bence bu Küba’da bir Atatürk büstü olmasından da önemliydi. Zira belki de orada kendi halkı tarafından sahip çıkılan tek eser budur.

İnsanlar ve toplumlar liderleriyle ilerler. Tarihsel bir kırılma ya da sıçramayı lidersiz gerçekleştirmiş bir millet yoktur. Süreç aşılıp fırtınalar durulduğunda, yani ulus kendini yeniden inşa ettiğinde toplum zor zamanlarında kendilerine önderlik eden kişileri unutmaz. Millet, önderi ve ulusal kahramanları ile bir bütündür. Hatıralarını canlı tutar ve onlardan güç alır. Bir milletin tarihinde belirleyici role sahip kişiler o millet tarihten silinmedikçe yok edilemez. O yüzden heykeller cansız, boş, anlamsız eserler değildir. Sadece heykeller değil mezar taşları dahi milletin varlığını ve devamlılığını simgeler.

Tuhaf ama milletsiz ülkeler de vardır. Bazı Arap ülkelerinde mezarlar isimsizdir. İyi bir şey zannedenler var. Oysa bu tarih silicilikten başka bir şey değildir. O ülkelerde iktidarı ele geçiren aile kendinden önceki egemenleri toplumun hafızasından kazımak için bu yöntemi seçer. Böylece tarihi kendiyle başlatır. Bu nedenle de toplum ilerleyemez olduğu yerde sayar.

Söz konusu Atatürk’se salt bir ulusal önderden fazlasıdır. Mustafa Kemal, tarihte bağımsızlık mücadelesine önderlik etmiş ulusal kurtarıcılar içinde, aynı zamanda kurucu niteliğe sahip birkaç kişiden biridir. Hem üç kıtada savaşmış, hem de bağımsızlıktan sonra milletin yeniden inşası için gerekli olan siyasal, ekonomik ve kültürel atılımlara önderlik etmiş kaç lider var tarihte? İktidara geldikten sonra bizzat dilin alfabesini yaratmış, okullarda okutulsun diye geometri, tarih, sosyal bilimler kitapları yazmış(ya da katkıda bulunmuş) kimi tanıyorsunuz?

Marks diyor ki “Devrim, olguları kökünden kavramaktır”. Atatürk, kendisine karşı büyük düşmanlıklara neden olacağını bildiği halde Türkiye’nin sorunlarına kökünden, yepyeni çözümler getirdi. Oysa Cumhuriyet’i kurmuş, ulusun önderi olarak ömrünün sonuna kadar suya sabuna dokunmadan yaşayabilirdi. Üstelik bu onun tarihsel önemini azaltmazdı. Çünkü zafer kazanmış bir komutanı lafla yenemezsiniz. Onu ancak savaş meydanında yenebilirsiniz. Bu dün de böyleydi bugün de böyledir.

Devrimcilik ise kuşkusuz an'la ilgilidir. En çok da belli tarihsel görevleri gerçekleştirme iddiasıdır. Bu nedenle devrimci liderler sıradan siyasetçilerden belirgin biçimde ayrılırlar. Onlar, çoğu zaman, orta vadede bile sonuçları görülemeyecek mücadelelere girerler. Oysa insanların büyük kısmı, doğası gereği, yalnızca o günkü ihtiyaç ve basit çıkarları için yaşar. Bu anlamda bir toplumun devrimci bir lideri kabul etmesi ancak olağanüstü koşullarda gerçekleşir. Cumhuriyetin kuruluşuyla sonuçlanan Türk Milli Bağımsızlık Savaşı, Mustafa Kemal'in devrimci liderliği için gerekli koşulları sağlamıştır. Fakat Kemal, kendi iktidarının kısa vadeli ihtiyaçları yerine bir ulusun ve modern bir devletin yaratılması mücadelesine girişti. Bir asker ve siyasetçi olmakla beraber sanat, kültür, tarih ve bilimle yakından ilgiliydi. Birikimini toplumsal devrimci mücadelesine kattı. Ayrıca görgü ve zevk sahibi kişiliği, örneğin eğitim ve kentlerdeki sosyal hayatın şekillenmesinde "politik kabalığın" önüne geçti. Denizle ilgisi olmayan müslüman bir topluma denize girmeyi, dans etmeyi, insan bedeninin sanata dahil olduğunu, sofra adabını, doğa sevgisini ve belki de en önemlisi kadının eşit bir birey olarak sosyal hayatta erkeklerle varolmasının gerekliliğini O gösterdi. Bugün, batı komşuları hariç içinde bulunduğu coğrafyada bu özellikleri en çok taşıyan toplumun Türkiye'de olması O'nun başarısının kanıtıdır.

Mustafa Kemal, milletimiz ve insanlık adına tarihin tanık olduğu en önemli zaferlere önderlik etti. Hayata gözlerini kapattığı ana dek onu hiçbir düşmanı yenemedi. Onun zaferleri bir ulusun tarihini ve kaderini belirledi. O bir insanın verebileceğinden çok daha fazlasını bize verdi. Onun çağdaş bir ulus olma yolunda önümüze koyduğu hedefleri bugün dahi gerçekleştirebilmiş değiliz. Onu aşmak isteyenler bile önce bu hedefleri gerçekleştirmek zorunda. Atatürk’ün vazgeçilmezliği ve zorunluluğu devrimlerinden bağımsız olarak düşünülemez.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.