Babacan'a AKP'ye yakın gazetecilerden salvo atış! İşte yazdıkları

AKP'ye yakınlığıyla bilinen gazetecilerin her türlü edebiyata taş çıkartacak nitelemelerini sizin için derledik.

AKŞAM GAZETESİ'NDEN TURGAY GÜLER :

İnsanın hakikaten midesi bulanıyor. Iyyy ki ıyyyy! Af buyursun ama söylemesem olmaz! Bir de pişkin pişkin sırıtarak anlatmıyor mu? Sanırsınız ki büyük marifet! Bunun adı en hafif tabirle 'siyasi ahlaksızlıktır'. Aslında dahasıdır da neyse! Ali Babacan'ın CHP'nin resmi yayın organı Halk TV'deki rezil itiraflarından söz ediyorum. Kendi ağzından! '2018'de kötü bir tecrübemiz oldu' diye açıyor konuyu. Nesi kötü! Düpedüz kirli, karanlık ve dahi ahlaksız bir tecrübe! İhanet değil bunun adı çok ama çok daha öte! Babacan'ın Ak Parti içerisinde sinsice iş çevirmesi, kendini uzun süre gizlemesi, karanlık mahfillerde iş tutması, arkadan hançerlemesi, teknik nakavta kalkışması size kimi hatırlattı?

YENİ AKİT GAZETESİNDEN ALİ KARAHASANOĞLU:

Tam göbeğinde olup görünmediğin daha hangi ihanetler var Babacan? Şimdi söyler misiniz, böyle bir kişinin genel başkanlık yaptığı partiye, bu millet nasıl güvensin? Nasıl inansın? Nasıl oy versin? Bu ülkenin cumhurbaşkanı seçimi sıradan bir iş mi? Cumhurbaşkanı seçiminde ayak oyunları ile milletten gizli işler çevrilmesi, başarılamayınca da gerçeklerin yıllarca saklanması, sıradan bir iş mi? Şöyle cevaplamış, detay ile ilgili olarak, cumhurbaşkanlığı seçiminde, Abdullah Gül’ün, Tayyip Erdoğan’ın karşısında, CHP’nin de içinde bulunduğu muhalefet partilerinin ortak adayı yapılması girişimine katılıp katılmadığı sorusunu: 'Tabii tam ortası, göbeğindeydim. Görünür değildim ama tam göbeğindeyim.' İşte bu adamların maskesini indiren deşifre bu.. Milletin karşısına çıktıklarında göstermek istedikleri yüzleri ile, gerçek yüzleri arasında büyük farklar olduğunun itirafı, işte bu.. Adam, AK Parti’de iken, başka partilerin adayını belirlemeye kalkışıyor.. Utanmıyor, sıkılmıyor, bunu itiraf ediyor.. Bunların içinde, İngiliz eksenli işbirlikleri var mı?

SABAH'TAN HİLAL KAPLAN:

... Kelime seçimleri bana aynı FETÖ'cülerin takiye tarifini hatırlattı: 'Görünür değildim ama göbeğindeydim.'
Babasının şirketinin muhasebecisiyken 35 yaşında seni bakan yapan, tüm ismini ve kariyerini borçlu olduğun kişiye, üstelik hâlâ onun partisinin vekiliyken ve imzan onun Cumhurbaşkanı adaylığı dilekçesinin altındayken ihanet etmek...
Allah insanı işte böyle rezil eder... Babacan, Taksim Meydanı'ndan 'Ben karaktersizin önde gideniyim' diye bağırsa, belki bu kadar etkisi olmazdı.

SABAH'TAN HASAN ÖZTÜRK:

“İnsan çiğ süt emmiş. Onun için hayatta şaşırmamak lazım” derdi rahmetli babam. “Her şey insan için” diye de eklerdi. Biz de o gençlik heyecanıyla karşı çıkardık. “Hiç olur mu öyle şey, idealler, verilen sözler, ahitleşmeler ne olacak o zaman” diye itirazımızı yükseltirdik... Siyonistler Mescid-i Aksa’yı kuşatmışken… Aksa’nın avlusunda direnen Filistinliler “Erdoğan” sloganları atarken… Halk Tv’de bir eski Ak Partili, Ak Partili olduğu dönemde Erdoğan’ı devirmek için kurulan tezgahta nasıl rol aldığını sırıtarak anlattı..! Bir tarafta mazlumların dilinde slogan olan, bir yanda mazlum coğrafyalara umut olan isim… Diğer yanda onunla yan yanayken arkasından tezgah kuran isim..! Hayatın cilvesi bu olsa gerek. Ya da “ihanet” böyle bir şey sanırım. Veya vefasızlık mı demek lazımdı bilemedim.

Ali Babacan'ın bu eleştirilere geceyarısı attığı "twit" şöyle:

Siyasetcafe.com