Selçuk DÜZGÜN

Selçuk DÜZGÜN

BAYRAM DEĞİL, SEYRAN DEĞİL FEZA`yı KİM ÖPTÜ?

BAYRAM DEĞİL, SEYRAN DEĞİL FEZA`yı KİM ÖPTÜ?

BAYRAM DEĞİL, SEYRAN DEĞİL FEZA`yı KİM ÖPTÜ?

 

Bir süredir KKTC`li bir avukatın başlattığı kampanya insanların tepkilerini çekmekte ve yerli yersiz sonuçlar doğurmaktadır.

 

İsmini açıkça yazdığı için ben de şahsın adını direk vererek yazımın başlığını belirledim.

 

Feza Güzeloğlu isimli bu avukatın başlattığı kampanyanın sloganlar şu şekilde, "Ezan kutsal değildir gürültü kirliliğine son", "Arap bağırtılarını duymak istemiyoruz"

 

Kampanya için özel afişler bile hazırlayan ve taraftar arayan İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu sözüm ona  bu eğitimli avukatı ilk keşfeden ve gündeme getiren de nedense Türkiye medyasından `Yeni Akit` gazetesi oldu!...Acaba neden?!

 

Herşeyden önce şunu söyleyeyim Avukat Feza`nın İslam`a, Ezan`a ve her hangi bir dini inanca inanıp inanmaması benim umrumda değil!

 

Umrumda olan bu işi bireysel yaptıysa saygısızlığın  bir avukatta  ulaştığı şahsiyetsizlik boyutunu irdelemek ve   eğer belirli bir merkezden idare ediliyorsa bu tavrı ile  neyi hedeflemektedirler?

 

Feza sosyal medyadan Türkiye`nin liderlerine seslenerek bir toplumun genel inancına hakaret ettiği cümleleri yeniden yazmak da istemiyorum, Ama orada `Arab`ın kütürünü almak ` tasvirine bir nevbze katılıyorum. Haklı!

 

Zira biz gerçek anlamda müslümanlaşmamızı Yesevi`ye,  Bektaşi`ye bağlasaydık bu gün bu avukatta geldiği noktadan rahatsız olmayacaktı.

 

Müslümanlaşırken araplaştıran bir anlayış sonuçta inkarcı, inançsız bir Türk`lük anlayışınıda ortaya çıkardı.

 

Peşinen söyleleyim ben ne dinsiz bir toplum anlayışına , ne de milletsiz bir din anlayışına onay veremem.

 

Bu yüzden kendi iç bunalımı ve bilgi kirliliğinde topluma `alık` diyen şahsiyetsiz bir hastaya diyecek sözüm yok, sözüm Kıbrıs Türk Toplumunda zaman zaman çıkan bu aykırı seslerin sosyolojik temellerine.

 

Merak ediyor oradaki dostlarıma  soruyorum `bu kimdir ?` diye.

 

`Hocam!  Deliye hakaret etmemek için ona deli demek istemiyoruz` diyorlar.

 

Bu yüzden bu bayanı hiç dikkate almıyor ama o cahilliği ile  hatırlattığı bazı  noktanın altını çizmek istiyorum!

 

Malesef KKTC`de bu tür çatlak sesler ilk değildir. Bu saçmalıkların temelleri vardır.

 

Bir zamanlar Kıbrıslı gençler Türkiye`ye okumaya geldiğinde KÖP (Kıbrıs Öğrenci Birliği) adı altında sosyalist-komunist yapılanmalar içerisinde oldular.

 

Yine maalesef  bu yapılanmalardan aldıkları temel  iki kronik düşmanlık anlayışı kaptılar;

 

Birincisi islam düşmanlığı!

İkincisi Türkiye düşmanlığı!

 
-Birinci bölümün ana sebebi inançsızlığa itilen bir süreçten geçmelerinin geldiği nokta idi. Ama ne hikmettir ki bunlar din adına sadece İslam`a düşman oldular.

 

-İkinci bölümün ana sebebi `hakların kardeşliği` anlayışına itilen bir anlayış geldiği nokta idi. Ama yine maalesef bu arkadaşlar adadaki her  millet, devlete saygı duydularda bir tek Türkiye`nin olmasından mutlu olmadılar.

 

Yukarıdaki saygısızın dışında veya içinde olduğu gurup zaman zaman `Türkiye ne seni ne paranı istiyoruz defol!` sloganları gündeme gelen insanlardı.

 

İyi hatırlıyorum; Eski Cumhurbaşkanlarından Talat bir zamanlar Eğitim Bakanı idi ve kendisininde içinde olduğu gurup EZAN`dan rahatsızlıklarını her daim bu kız gibi  gündeme getiriyorlardı.

 

Talat`ın o dönem ilginç çalışmalırıda  vardı.

 

Örneğin;Orta okullarda cinsel eğitim dersi gibi!

 

Orta okullar için hazırlanan  ders kitabında üzülerek yazıyorum; eşşeğe bakıpta cinselliği keşfeden bir fantaziyi ders olarak okutmak istemişlerdi.

 

Bunun karşılığında yine KKTC`de bir milliyetçi-muhafakar misyonun sahibi olan şimdi de milletvekilliği yapan Zorlu Töre Talat`a  tepki olarak kapısına bir eşşek bağlamıştı.

 

Merak edenler  arşivlere girip bu olayı bulabilirler.

 

Evet bu tür çıkışları olanlar o dönem kimseden karşılık bulamıyor ve  bir türlü bunlar iktidar olamıyorlardı.

 

Bir süre sonra adaya ANNAN PLANI diye bir plan dayattılar.

 

Bu plana KKTC`nin kurucusu rahmetli Denktaş hem de Türkiye Cumhuriyeti hükümetini karşısına alarak kati suretle karşı çıktı.

 

Ve Talat`ın muhalefetin en güclü adayı olduğu için yolu bu şekilde Cumhurbaşkanlığına gidecek kadar açıldı.

 

Yine hiç unutmam Talat  Cumhurbaşkanı olduktan sonra bir gün TV`de canlı yayında iken ` Ezan okunuyor biraz ara verebilirmiyiz` deyip Hala Sultana bile kutsal ziyarete gitmişti.

 

Amacı;

Türkiye hükümetine yaranmaktı!

 

Nitekim bir süre bu şekilde ömründe bir daha göremeyeceği bir şekilde saltanat güttü.

 

Onun emekçi diye  yola çıkan sosyalis partisi yolsuzluktan damga yedi. başbakanı ahlaksızlıktan kaset skandallarına düştü.

 

İşte bu hatırlatmaları  asıl o avukata bayan sormak lazım `sizce yobaz kim?`

 

Herşeye rağmen bunlar ada da çok az bir kitleyi temsil etmektedir.

 

Fakat bazı odakların işine geldiği için sürekli gündemdedirler.

 

Feza`da onlardan veya yan ürünlerinden  biridir.

 

Kurduğu cümlerden anlaşıla gibi de saygısız, kişiliksizbir hastadır.

 

Ben din alimi değilim ama hayatıma `Saygıda zorunluluk, sevgide serbestlik vardır` ilkesini monte  etmiş ve ona azemi derecede uymaya çalışan biriyim

 

Burada Feza`yı eleştirmek gerekirse inanıp inanmaması değil, saygısı ve kültürel temellerinin dayandığı  anlayış eleştirilmeli.

 

Asıl üzerinde durulması gerekse kendi çapında  meşhur olmaya çalışan bir zavallıyı `Sık sık İslâm düşmanı çevrelerin provokatif eylemleriyle gündeme gelen KKTC'de şimdi de bir grup 'Ezanlar Sussun' kampanyası başlattı.` diyerek gündeme getiren ve bu sayede hem ülkeye, hem ülkedeki halka gizlice hakaret eden  Yeni Akit  Gazetesidir!

 

Acaba bunu yaparak ne amaçlamakdadır?

 

Evet,  'Bayram değil, seyran değil AKİT FEZA`yı niye öptü?'

 

Çünkü;oda bu işten para kazanıyor. Gazete sütünlarına  ne kadar 'islami fobi' taraftarı  taşırsa  kendisine o kadar taklidi, slogancı taraftar buluyor da ondan.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
5 Yorum
Selçuk DÜZGÜN Arşivi