Selçuk DÜZGÜN

Selçuk DÜZGÜN

BİR ATEŞKES YAZISI!

BİR ATEŞKES YAZISI!

İşgal edilmiş toprakları yüzünden 30 yıldır kendisine uygulanan çifte standarda artık dur demek için sahaya inen Azerbaycan , bir kez daha masaya oturtuldu.

 

“İŞGAL EDİLMİŞ” cümlesini Türk milleti ağzından söylemek, hemde 30 yıldır söylemek ne acı değil mi?

 

İşte işgalin mimarı Rusya'nın gözetiminde Moskova'da yapılan ve yaklaşık 10 saat süren üçlü toplantıda, Azerbaycan ile Ermenistan arasında ateşkes sağlandığı duyuruldu.

 

Ve masadan şu dört madde çıktı;

  1. Uluslararası Kızılhaç Komitesi kriterlerine uygun olarak, savaş esirlerinin ve diğer tutukluların ve ölülerin bedenlerinin değişimi için insani amaçlarla 10 Ekim 2020 saat 12.00’den itibaren ateşkes ilan edildi.

  2. Ateşkes rejiminin belirli parametreleri ayrıca kararlaştırılacaktır. 

  3. Azerbaycan Cumhuriyeti ve Ermenistan Cumhuriyeti, AGİT Minsk Grubu eşbaşkanlarının arabuluculuğuyla, çözümün temel ilkeleri temelinde, mümkün olan kısa sürede barışçıl bir çözüme ulaşmak amacıyla esaslı müzakerelere başlayacak. 

  4. Taraflar, müzakere sürecinin formatının değişmezliğini kabul ediyor.




 

Bu süreci öyle bir ustalıkla yürüttü ki ; Rusya sustu, sustu damgasını  ateşkes ile vurdu.

 

Damgasını vururken;

- Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile Zohrab Mnatsakanyan'ın görüşmeler esnasında Ermenice konuştu. 

- Toplantının ardından açıklamayı Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov yaptı; asıl taraflara söz verilmedi.

- Anlaşma metni Azerbaycan Türkçesi'yle, Ermenice veya İngilizce değil, sadece Rusça yazıldı. 

 

Yani Rusya adım adım Ermenistandan yana  mesajını  vererek bu metine Azerbaycan’ın imza atmasını sağladı.

 

Moskova'da açıklanan ateşkes metininde tek olumlu taraf; "14 gün içinde alınan yerlerden Azerbaycan ordusu geri çekilecek" denilmemiş olması! 

 

Süreçte ne kazandık?

Rusya’nın  KARABAĞ’IN  AZERBAYCAN'A ait olduğunun teyidini.

 

Sonuç;

Bu ateşkes metininin 3.madesinde müzakirelerin Minsk formatında (Fransa,Rusiya,ABD) davam edeceği vurgulanıyor.

 

4.Maddesinde ise tekrar olarak başka bir tarafın masaya katılmayacağının alta çizilerek Türkiye'ye mesaj veriliyor.

 

Oysa Türkiye bu konuda her zaman “masa da ve saha da Azerbaycan’ın yanındayız” diyor…

 

30 sene önce olduğu tarih tekerrür ediyor...Azerbaycan yönetimi bu oyuna gelmemeli.

 

Türkiye ‘yi masa dışına itmek , Azerbaycan ‘ı kaybetmek kadar önemlidir . 

Türkiye ‘nin buna rıza göstermesi Akdeniz’de , Libya’da kaybetmesi Yunanistan’a teslim olması sonucuna gidecektir.

 

Ateşkes dediğiniz süre sonunda hareket devam etmese Türk’ün ateşi nasıl yükselecek bunu önce masaya oturanlar görecek ...

 

Türklerin hedefe ulaşmadan masaya oturduğu hiç bir anlaşmada başarı ile kalktığı maalesef görülmemiştir.

Biz  yine de masaya oturanlara halen güveniyoruz, bu yüzden ateşkesin sonunu bekliyoruz.

 

Ateşkese bir tarih verilmemside ayrı bir garabet.

 

Ayrıca ve belki de en önemlisi;  Azerbaycan Cumhurbaşkanı'nn savaş boyunca ısrarla “Ermensitan topraklarımızdan çekilmediği sürece ateşkes yok” demesinin üstü bu metinle  çizilmiştir.

 

Aliyev’in bu sefer durması ne kendi hayrınadır,  ne de millet hayrınadır.

     Bu yazıyı itina ile yazan kalemin Azerbaycan’ın hedefine ulaşmadan geri adım atması halinde verilen şehitler adına muhataplarına en sert yazıları yazacağı da bilinmelidir.

Umudum şudur ki; 10 saat masada ikna edilmeye çalışılan Azerbaycan kararlılığından vaz geçmeyecektir.

30 yıllardan bıktık, bekleyip göreceğiz, inşallah 3 günü aşmaz aşarsa gerisini unutun.

Unutmayın !

Od’lar yurdunda ateş  sönmez, o yurtlar bin yıllık acılarla doludur o acılar sizi boğar .

Son söz :

“Ne düşer yurdu batmış bir yiğidin payına? 

Ya şerefli istiklâl, ya kızıl kan, a dağlar.”

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Selçuk DÜZGÜN Arşivi