Bugünler de gündemde olmamasına karşın, dünyanın en büyük sorunlarından biri de kadına şiddet ve kadın cinayetleri. 

Türkiye’de 2021 yılında 280 kadın öldürüldü, 217 kadın ise şüpheli şekilde ölü bulundu. 

2022 yılının ilk iki ayında ise 49 kadın cinayeti, 49 da şüpheli kadın ölümü oldu.

Sadece Şubat ayında 23 kadın öldürüldü.

21 kadın ise şüpheli şekilde ölü bulundu.

28 gün süren Şubat ayında bile 44 kadın ölü bulundu. 

Ya şubat ayı 31 gün falan olsaydı? 

Kaç kadın hayatından olurdu? 

Yazının devamında ölümlerden bahsedip içinizi karartmayacağım. 

Bu olayları önleyecek yöneticilere birkaç eleştirim olacak. 

Geçelim… 

Bugün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü!

Kadınlar yine gündeme gelecek!

Kadınlar konuşulacak!

Sadece bir günlüğüne!

Mesela kravatlı beyler, sadece “siyasi emel uğruna” sokaklara çıkıp kadınlara karanfil dağıtacak. 

Sosyal medyada kadın hakları konusunda ahkâm kesecek. 

Mesajlar yayımlayacaklar. 

Tüm yıl kadına değer vermek için bugünü bekliyormuşçasına…

Sorsanız o kravatlı beylere; kadınların istihdam oranı yükselmeli mi? diye. 

“Otursun evinde, çocuklara baksın” cevabını verir. 

Karanfil dağıtılıp sosyal medyada paylaşım yapıldı mı?

Görev tamam!

Bir sonraki 8 Martta görüşürüz.

Kutlamayalım mı?

Yok mu sayalım 8 Martı? 

Kutlayalım ama sadece 8 Martta kadına değer vererek değil!

Memleketimizde kadına karşı yanlış bir hava esiyor; ya kadının hukuku hiç tanınmıyor ya da feminizm teranesi altında kadına imtiyazlı bir sınıf muamelesi yapılıyor.

İki grubunda toplumda yer edindiğini görmedim.

Kadını istismar edenlerde bu zümre zaten. 

Tamam, Kadın-Erkek eşitliği hayatın her köşesinde olmalı. 

Kadınlar devlet eliyle korunmalı. Kadınlara pozitif ayrımcılık yapılmalı.

Kim bunu sağlayacak?

Politikacılar yasalarla sağlayacak! 

“Balık baştan kokar” demiş atalar.

Yani insan büyüğünden neyi görürse onu uygular. 

Erkek siyasetçiler, kadınların; “kahkahasına, giyimine” dil uzatırsa,

Kadın siyasetçiler “bir kereden bir şey olmaz” derse,

Diğer siyasetçi çıkıp “şehit bacısına küfür ederse”  ve bu sözler cezasız kalıyorsa, millet daha neler yapar…

Önce siyasi partiler kendi içlerinde kadın-erkek eşitliğini sağlasın.

Aday belirlemede kadın kotası konulmasın.

8 Martta tüm siyasi partilerin “Kadın Kolları Genel Başkanı” çıkıp “Kadın Haklarından” ve eşitlikten bahsedecek.

Eşitlik istiyorsanız neden “kadın kolları” diye bir makamınız var? 

Partinizde kaç erkek varsa o sayı kadar kadın olsun. 

Daha eşit ve adaletli olmaz mı? 

“Üzerinde çalışıyoruz.”

Lafla peynir gemisi yürümez.

Uygulamaya geçin!

Erkek egemen siyaset dünyasında kadın siyasetçiler ciddiye alınmama korkusundan dolayı saç modelleri bile erkek gibi. 

Uzatmayacağım. 

Önce iğneyi kendinize batırın çuvaldızı başkasına.

Kadın cinayetleri meşrulaştırılmamalı. 

Her kim olursa olsun suçu neyse cezası verilsin. 

Devletin milletine borcu adalet ise borcunu ödesin. 

Her yerde kadın-erkek eşitliği gözle görülür olsun! 

Dünya Kadınlar Günü Kutlu Olsun!