Bir tarikat sapkınlığı: Karımı cenneti kazansın diye şeyhime götürdüm, badeledi!

Bir tarikat sapkınlığı: Karımı cenneti kazansın diye şeyhime götürdüm, badeledi!

Din adı altında, sapkınlığı kazanç ve itibar kapısı haline getiren sahte şeyhlerin toplumda yarattığı tahribata örnek olacak ibretlik bir yazı. Eşini kendi elleriyle başka erkeğe sunan kişinin bunu din adına yapması ise daha korkunç.

Gazeteci İsmail Saymaz’ın “Şehvetiye Tarikatı” adlı kitabında geçen ibretlik bir hikâye kan donduracak cinsten.

Saymaz’ın tamamen ifadelere dayanarak ele aldığı yazıda geçen olayın detayları inanılacak gibi değil.

Önce kendisi, sonra kardeşi ve kardeşinin eşinin gittiği dergâhta yaşananlar, nasıl bir tehlikeyle karşı karşıya olduğumuzu gözler önüne seriyor.

**

 

Bir arkadaşının yanına giden internet kafe sahibi de bilgisayar tamircisi Mustafa S. Ziyaret için gittiği arkadaşın dükkanında duvarda sakallı adamın fotoğrafını görüyor.

“Bu kişi kimdir?” diye sorunca, Arkadaşı, “Mürşidi kâmil bir zattır” diye cevaplıyor.

Sorduğu kişi tarikat şeyhi Uğur Korunmaz’dır.

Saymaz kitapta şöyle anlatıyor:

Mustafa S. Bir mürşit arayışı içindeydi. Sakallı adamın adını öğrenip akşam dergâha gitti.

Zikire katılan Mustafa S’ye “dersimize katılmanda mahzur yoktur” denince, Mustafa bir yıl sonra badelenmek istediğini söyledi. Korunmaz müridi odasına aldı, üç ayrı tarihte ilişkiye girdiler.

Evli ve bir çocuk babası olan 1980 doğumlu Mustafa S. “ona iman ettim birçok yerde kerametini gördüm” diyecek kadar bağlanmıştı şeyhe!

 

KARDEŞİNİ GÖTÜRDÜ

 

Mustafa yaşadığı mutluluğu tatması için kendisinden üç yaş küçük olan kardeşi Ümit S.’yi de Dergâha çağırıyor.

Evli ve iki çocuk babası Ümit S. Kırklarilere katılınca ağabeyi o da gibi badeleniyor.

 

EŞİNİ GÖTÜRÜYOR

Uğur S. Eşinin, “Allah’a yakınlaşmak cenneti kazanmak için Bade olması gerektiğini” düşünüyor ve bunun için şeyhinin sır odasına kendi elleriyle götürüyor.

 

Uğur S, ifadesinde olayı şöyle anlatıyor:

 

Eşime gerekli gerekli uğur hocam Allah’a yakınlaşmak cenneti kazanmak için Bade olması gerektiğini söyledik. Bir ay önce eşime Bade alması söyledim ve dergâha gittik. Eşim sır odasına tek başına girdi. Amacı bade yapmaktı. Yarım saat sonra çıktı. O sırada Dergâhın yan odasındaydım. Dergâhı eşimle terk ettik. Yolda bademin nasıl geçtiğini sordum, ilkinde zorlandığını, alıştığını anlattı. Sonra eşimi bir kere daha dergâha götürdüm ve hocaya bade yaptı.

Eşimi zorlamadım... Sadece hocamıza bağlandığım ve cennati kazanmak için bunların doğru olduğunu anlattım. Uğur hoca ile eşimin ilişkiye girip girmediğini bilmiyorum. Fakat tabi olabileceğini (ilişki) tahmin ediyorum. Ben de hocayla de ilişkiye girmedim

 

Ümit S. C.nsel ilişkinin maneviyatta bağlı gerçekleştiğini söyleyerek şöyle devam ediyor:

 

“İnancım gereği devam edeceğim. Hocama bağlılığım süreklidir. Tamamen ibadet amacıyla yapmaktayım. Hocam ayet mealleri göstererek, tarikata bağlanmamızı sağlamıştır. Tarikatın amaçlarından birisi de bade ve tabi olmaktır.”

 

Uğur S.’nin eşi Ayşe S. 9.06.2011 günü dergâh kapısında gözaltına alınıyor. 1979 doğumlu Ayşe S. “Uğur hocanın elini öpmeye gelmiştim” diyor.

 

Ancak Uğur Korunmaz ise şöyle anlatıyor:

Ümit’i sadece badeledim. Ayşe’yi çok kere badeledim ve c.nsel ilişkiye girdim. Bugün gündüz beni aradı. Dergâhta görüşmek istediğini bildirdi. Ben de çağırdım. Dergâha gelmeden alındı. İstese yine kendisini badeler ve cinsel ilişkiye girerdim.

 

Ayşe S. Yargılama sırasında şikayetini geri çekiyor. Ve Şöyle savunuyor yaptığını:

 

“Kimse bana zorla bir şey yaptırmadı. (Badeleme) Zikirden ve teşbihten sonra, başta görüldüğü gibi çirkin görülmemektedir. Bir kandırma yoktur. İnsanın iradesini etkileyecek bir şey verildiği doğru değildir.

 

 

muftu-001.JPG

 

siyasetcafe.com

 

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum