Selçuk DÜZGÜN

Selçuk DÜZGÜN

DAĞLICA`YA AĞIT!

DAĞLICA`YA AĞIT!

DAĞLICA`YA AĞIT!

 

İnandığımız din buyuruyor ki; ….Ve Allah yolunda öldürülenlere “ölüler” demeyin! Bil‘akis (onlar) hayatlardırlar, fakat (siz) anlayamazsınız. (Bakara-154)

Resmi açıklamalara göre yine 16 fidan it sürüsünün haince tuzağına düşerek  yukarıdaki ayete masar olup bu dünyadan uçmağa vardılar

Ne kolay değil mi?

16 can haince öldürülüyor, biz de yukarıdaki o ayeti okuyarak kendimizi rahatlatıyoruz?

Oysa bir yerlerde rahatlamayan canlar var, cananlar var…

Göz pınarları kurmuş, beddua edikleri dillerinde kelimeler tükenmiş durumda olanlar var...

Kim öldü?

Şehitler…

Pardon onlara ölü demeyecektik, zira onlar yaşıyor da biz anlamıyoruz…

Tamam, biz biraz yüreğimize su serpelim de çocuklara bunu nasıl anlatacağız?

Mesela 11 yaşındaki Ahmet babasının artık eve gelmeyeceğini biliyor…

2 yaşındaki Tuğçe şimdi anlamasa da büyüyünce anlayacak düğününde yalnızlığını…

Beşikteki Hüseyin üzerine dökülen gözyaşlarının manasını bilmiyor. İleride anladığında ölen çoktan ölmüş olacak zaten.

Veya!...

Ya daha 2 aylık evli Hatice, söyleyin onun hayatını artık kim güzel kılacak?

Hatice daha 20 yaşında ve 2 aylık evli.

Şimdi o nasıl bir hayat kuracak kendine?

Bir şehit karısı olarak ölen mi kurtulmuş oluyor, yaşayan mı ölü şimdi?

Kimler öldü Bedir’in aslanları, Malazgirt`in yiğitleri, Çanakkale`nin Mehmetçikleri…

Ve biz onlara ŞEHİT dedik, kahraman dedik, nutuk attık…

`Şehitler ölmez, Vatan bölünmez` diyerek gaz alıcı sloganlar attık…

Bal gibi şehitler ölüyor, bal gibi vatan bölünüyor…

Hiç kimse kendi kenedini sloganlarla kandırıp, milletin gazını almaya kalkmasın.

Şehitler ölüyor, ölüyor be kardeşim… Görmüyor musunuz?

Şimdi çıkar kendisinden başkasına Müslümanlığı yakıştırmayan iki zibidi, kendisi dışında herkes de kusur arayan iki din tüccarı yukarıdaki cümleler için bana der ki; Allah`ın ayetine mi karşı geliyorsun?

Daha abartıp derimin yüzülmesini de isteye bilir…

Bire korkak, bire zındık Allah o ayeti indirmiş ve peşinden şunu demiştir, Bakara süresi 179`da:  Ey akıl sâhipleri, kısâsta sizin için hayât vardır, böylece korunursunuz.

Hiçbir ayet birbirinden bağımsız anlam taşımaz.

Bre çokbilmiş Müslüman, yukarıdaki ayeti gaz almak için kullanırsında aşağıdaki ayeti gereğini niye yapmasın?

Niye yapmasın biliyor musun?

Çünkü korkaksın, basiretsizin, ne iraden var, nede milli olan bir ahlakın…

Haaa şehit cenazelerini kıldıracak olan imam efendi sana sesleniyorum!

'KISAS' gerçekleşmeden o protokol zibidilerine dönüp 'Şehide hakkınızı helal ediyor musunuz ?' diye sakın sorma.

 
Vicdanın varsa, adamlığın varsa sorma.

……..

Hal böyle iken ben de çaresizliğimle Dağlıca`ya iki satır şiir yazdım ve Kısas`da eksikliğime kahrederek şehitler için AĞIT`a sığındım

 

DAĞLICA`YA AĞIT!

Sizi gördüm rüyamda yatağıma ter düştü

Uyandım da kâbustan sabaha ezan düştü 


Her hecede bin ağıt dökerim Dağlıca`ya  
Kader ah çekmekmiş hasrete hüsran düştü 

Bir ben miyim kendini vatan ile yandıran 
Bir Hazar küleğinde yüreğime OD düştü 

Kimsesizim derdim var öfkemle savaşırım 
Sabredişim boşuna gözlerime kan düştü 

Zibidi medeniyet bir `barış` türküsünde 
Benim içim yanıyor yüreğimden can düştü 

Yeşil bakmaz gözlerim kızılcıktır şerbetim 
Bu nasıl bir imtihandır Mehmet toprağa düştü

Kapıma gelsen şehit çökebilsem dizine 
Vefan ile göçerken vuslat hazana düştü 

Dağılmış dişlilerim merhameten muhtacım 
Şehit seni yazdıkça yanağımdan yaş düştü 



SELÇUK DÜZGÜN 


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Selçuk DÜZGÜN Arşivi