Selçuk DÜZGÜN

Selçuk DÜZGÜN

Doğru karar doğru uygulanmazsa!

Doğru karar doğru uygulanmazsa!

Devlet salgınla mücadelede ani bir karar aldı ve gecenin bitimine 2 saat kala 48 saat belli illerde sokağa çıkma yasağını açıkladı.

Bu karar öyle masa başında keyfi alınmış bir karar değil elbette…

Bir aydan fazladır bilime teslim olmuş bir siyasi irade ile süreç yürütülmektedir.

Kimse sürecin diğer ülkelerle kıyasla başarısını inkâr edemez.

Fakat sürecin en can alıcı ve tarihe geçen zamanı işte bu yasakla anılacak.

Zira yasağı duyar duymaz bir halk yığını marketlere saldırıya geçti.

Bu saldırı belki de 1 aydır yayılamayan virüsün 1 yıllık yayılma alanını oluşturdu.

Peki bu bir hata mı?

Hata ise sorun kim de?

Bence alınan karar hata değildi ama uygulama biçimi hesaba katılmamış sonuçlara sebep oldu.

Ben şöyle olsaydı, böyle olsaydı tartışmalarına girmeden iki olgunun devleti idare edenler tarafında hesaba katılmadığına dikkat çekmek isterim.

1-YIĞIN PSKOLOJİSİ

2-İHTİYAÇ HİYARARJİSİ

İkincisinden başlayalım!

İhtiyaç hiyerarşisi denince MASLOW akla gelir

O meşhur üçgen piramidi

Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisi şöyledir:

-Fizyolojik gereksinimler (nefes alma, besin, yemek, su, cinsellik, uyku, sağlıklı metabolizma, boşaltım)
-Güvenlik gereksinimi (beden, iş, kaynak, ahlak, aile, sağlık ve mülkiyet güvenliği)
-Ait olma, sevgi, sevecenlik gereksinimi (arkadaşlık, aile, cinsel mahremiyet)
-Saygınlık gereksinimi (özsaygı, özgüven, başarı, başkalarına saygı duymak, başkaları tarafından saygı duyulmak)
-Kendini gerçekleştirme gereksinimi (erdemli, yaratıcı, içten, problem çözücü, önyargısız ve hakikatleri kabul eder olmak)

Yasak dolayısı ile sokağa çıkanlar evde kalanlar, acayip acayip yorumlar yapanlar, “aha açık bulduk” mantığı ile yönetime yüklenenler bu sıralamanın neresinde olduklarına dair kendilerini test edebilirler…

Gelelim 1. eksiğe!

YIĞIN!

Evet anlaşılan yığını hesaba karmamış karar alıcılar.

- Yığını oluşturan kişiler anonimdirler ve birbirlerine yabancıdırlar.

Evet bu akşam çıkanlar uyuyor…

- Yığın örgütlenmemiştir. Statü ve işlevlerin oluşturduğu ast - üst ilişkisi yoktur.

Evet bu akşam çıkanlar tan buna uyuyor

- Yığınlarda toplumsal ilişki yok denecek kadar azdır.

Evet bu akşam çıkanlarda yoktu.

-- Yığınlar sürekli değildirler

Evet bir süre sonra dağıldılar…

Bu akşamın ortaya çıkan tek gerçeği... devlet yığınını hesaba karmadan bir karar almış…

Bilim kurulunda var mı bilmiyorum ama keşke o kurulda bir de psikolojik harp uzmanı olsaydı keşke.

Aylardır korku ile yaşayan toplumun ani kararlar karşısında nasıl refleks vereceği hesaba katılmalıydı...

Biz bu süreçte ne sokağa çıkanları suçluyoruz, ne de bu karar nasıl alınır diye karar vericilere kızıyoruz.

Bir şeylerde hata yapıyoruz, ona dilimiz döndüğünce dikkat çekiyoruz.

Doğru karar almak kadar kararı doğru uygulamakta önemlidir.

Buna da biz de “KAŞ YAPARKEN GÖZ ÇIKARMA” denir…

Yazık oldu onca mücadeleye.

Peki, nasıl bir karar alınmalıydı?

Çok net!

Bu işe karar verildiyse olağan üstü hal gibi bir anda asker, polis sokak başlarını tutmalıydı. Kolluk kuvvetlerinin gözetiminde hoparlörlerden duyurularla, basın yayın yoluyla yasak halka duyurulmalıydı. Yasak ilan edildiği anla uygulanmaya başladığı an aynı zamana getirilmeliydi. Yasağa uymayanlara ağır cezalar verileceği çok net bildirilmeliydi.

Bunlar yapılmadığı sürece ister iki saat önce, isterse günler önce yasak ilanı haber verilsin sonuç yine aynı olurdu.

Ama olmadı, inşallah sonuçları ağır olmaz.

Bu arada bu olaydan dolayı sosyal medya da “hükümet istifa etsin ” sevdasına düşenlere şunu hatırlatırım, hükümet TWİT ile istifa etmez, sandık ile eder.

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Selçuk DÜZGÜN Arşivi