Selçuk DÜZGÜN

Selçuk DÜZGÜN

FETİH, FATİH ve İŞGAL!

FETİH, FATİH ve İŞGAL!

İstanbul’un Fethi!

Yani, Türk-İslâm mefkûresinin kanına kan katan mukaddes bir ideâl, KIZIL ELMA ülküsünün en önemli günü.

Delikanlı!

Dünyanın hiç bir lügatinde olmayan bir kelime.

Yazmak istersen kitaplar dolusu anlamı olan bir tefekkür cümlesi.

Biri için `o nasıl biri?` diye sorulunca `Delikanlı` demesi yeter.

Hatta kız almaya giden ailelere `benim oğlum çok delikanlıdır’ dense yeter…

Zira delikanlı; haram yemez, kul hakkı yemez, ekmeğini taştan çıkarır, zalimin hasmı mazlumun dostu olur… Vatanperver olur, yiğit olur… Vatanı için kırk okla surlarda kurşunlanır ama canı yanmaz… Yani adamdır adam bu adamlıkla içerse ecel şerbetini ebedi hayatta hoş geldin diye karşılanır mutlak

İşte bu kelime sadece Türkçe `de ve Türklerde vardır…

Başka milletlerde de bu tür şeyler olabilir ama işte 1453 destanını sadece o delikanlı Türk`lerin ulvi gayesidir…

Bu ulvî gâye uğruna Türkler Müslüman olman önce de, olduktan sonrada seve seve can verdiler ve şehadet mertebesine kavuştular.

İstanbul, 1453 tarihine kadar bir çok defalarca çeşitli millet, devlet ve topluluklar tarafından kuşatılıp, işgal edildi.

Peygamber efendimizin ;“İstanbul muhakkak fethedilecektir. Bu fethi yapacak hükümdar ne güzel hükümdâr ve onun askerleri ne güzel askerlerdir.” hadîs-i şerîfi, bütün İslâm hükümdar ve kumandanlarının bu şehri fethetmek arzu ve gayretlerini harekete geçiriyordu.

Ve birgün!

-Yelkenler biçildi, yelkenler dikildi, dağlardan çektirilen, kalyonlar çekildi ve hatta kerpetenlerle surların dişleri söküldü!

-Anandan, yardan, serden geçildi ve kanı Göç Destanından, Ergenekon’dan, Gılgamış’tan, Türeyiş `ten gelen kutlu bir bir destanlar yazıldı.

-Yüzüne çarpıldı Bizans’ın acizliğini, kabardı sular, hor görmedik kimseyi…

-Kırık âbideler yeniden yükseldi…

-Kitaplar Fâtih dedi, Selim dedi, Süleyman dedi…

Kısacası; TÜRK dedi, İslam dedi…

Çok denemişti Konstantin’i İstanbul kılmak!

Müslümanlar “Feth-i Mübîn”i gerçekleştirmek için pek çok teşebbüste bulundular.

Ama nasip orayı fetih ederek ismine FATİH dedirten Mehmet Han`a düştü.

Antik Yunan`dan, Roma`da Bizans’tan, Latin’den tapu Devlet-i Ali-yi Osmaniye`ye geçti…

Ve o tapu onun devamı olan ve sonsuza kadar tarihe adını Türkiye Cumhuriyeti olarak yazdıran devlete şu an.

Evet, Türk`ler için başlangıç işte 29 Mayıs`tır ve ebediyete kadar İstanbul’un kaderi Türkiye Cumhuriyeti`ne tapuludur.

29 Mayıs'ta Fatih'in "Ya İstanbul beni alır, ya ben İstanbul'u" diye başladığı macera I. Dünya Savaşı sonunda Osmanlının topraklarını ve dolayısı ile İstanbul’u işgal edenlere karşı Mustafa Kemal'in "Geldikleri gibi giderler!" sözü ile düşman kovulmuş ve İstanbul'un Türk yurdu olması ebediyet kazanmıştır.

İşte bütün bunlara FETİH denir.

Bu sonuçları bize gösteren komutanlara da, millete de FATİH denir.

Bu fetih Kavimler Göçünden sonraki Türker’in Çağ açıp çağ kapadığı en önemli gündür.

Türkün gittiği her yer FETİH içindir.

Mazlumlara adalet içindir.

Göçten Malazgirt’e, Malazgirt’ten İstanbul’a bu hep böyle olmuştur.

Bugün Türkiye’nin Afrin’de, Memriç’te yaptığı mücadelede bir FETİH mücadelesidir.

Bugün İstanbul’un tadını en çok çıkaran bir zümre var.

Onlar boğazda yudumladıkları rakılar ile hdp’ye oy veren ve AFRİN’e KIZIL ELMA sevdası ile giden Mehmetçiğe ‘işgalci’ diyen kesimdir.

Eminim bu kesim Fatih’in İstanbul’a yaptığı sefer döneminde yaşasaydı Fatih’e ‘katil komutan’, Ulubatlı Hasan’a ‘işgalci’ asker diyeceklerdi.

Evet Delikanlım!

Fatih’in FETİH aşkını içimizde bu kadar Bizans kırıntısı varken asla yüreğinden silme.

29 Mayıs Konstantin’eyi Ebedi Türk Yurdu kıldığımız, İSTANBUL yaptığımız gündür.

Geldiğimiz gibi Fatih’le kaldık, geldikleri gibi Mustafa Kemal onları gönderdi.

Onu yıpratma, onu çiğnetme.

Fetih ruhunu hep içinde diri tut.

Çünkü sen; FATİH olacak yaştasın.

Çünkü sen; Atatürk olacak ruhtasın.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Selçuk DÜZGÜN Arşivi