Selçuk DÜZGÜN

Selçuk DÜZGÜN

GALİP MENDİ PAŞA!

GALİP MENDİ PAŞA!

15 Temmuz 2016  Saat 19 :00 suları…

 

J.Gn. Komutanlığı’na gün içerisinde hiçbir olağanüstü durum görülmemektedir...

 

J.Gn. Komutanı Galip Mendi mesai sonrası J.Genel Komutanlığından ayrılarak saat 19.45 sularında evine gidiyor.... Eşini de alıp bir dostunun kızının düşününe gidecektir…

 

Düğüne eşi ile katılan Mendi`nin yanına Saat 21.00’den sonra astsubayı geliyor ve Genelkurmay nizamiye giriş kapısında silah seslerinin duyulduğunu ve bir çatışma olduğunu söylüyor…

 

Haberi alır almaz düğün salonunun dışına çıkan Mendi Jandarma Genel Komutanlığı Harekât Merkezi’ni arar ama ve telefonlar kesiktir… Genelkurmay’ı da arar orada da telefonlar kesiktir…

 

Oradan da cevap alamayınca J.Genel Komutanlığı Harekât Başkanı Tümg. Arif Çetin’i arar Çetin  “komutanım ben de ulaşamıyorum, siber saldırı olmuş olabilir” der.

 

Org. Mendi,  durumdan emin olmak için Arif Çetin’e komutanlık karargâhına hemen gidip durumu açıklığı kavuşturmasını ve kendisinin de karargâha geleceğini bildirir…

 

İşte o ana kadar olayı bir yılan gibi izleyen emir subayı devreye girer!

 

O emir subayı Piyade Yarbay Murat Yılmaz’dır. Yılmaz koşarak Mendi`nin yanına gelir, işin ilginç yanı emir subayı sivildir…

 

Emir Subayı Yarbay Yılmaz komutana “komutanım Gn. Kur Bşk ile 2nci Başkan Genelkurmay Karargahı’nda sizi acele bekliyor” der…

 

Org Mendi de, eşine “arabaya bin, seni bırakır, Gn. Kur. Karargâhına geçerim” dese de  Emir subayı eşiniz  için ayrı bir araba geldi,  onu arabayla evine gönderecek hemen arabaya binmeniz ve beraber Gn. Kur.’a gitmememiz gerekiyor ` diyerek arabaya bindirir.

 

Netice de yanında 8 yıldır görev yapan emir subayıdır, ona güvenmeyecekte kime güvenecektir….

 

Org. Mendi, arabaya bindikten hemen sonra birden aracın sol arka kapısı açılır ve Konya J. Bölge Komutanı Tuğg. Timurcan Ermiş üzerinde eğitim elbisesi ve belinde tabancası ile arabaya biner….

 

Org Mendi bu esnada Tuğg. Ermiş’e “benden habersiz niye buraya geldin?” diye sorar bu soru sorulur sorulmaz araba hızla hareket eder…

 

Tuğg. Ermiş bu sırada “burada ben size bir şey söyleyemeyeceğim, Akıncılar Kışlası’nda size tebliğ edilecek” diye cevap verir…

 

Arabanın ön tarafında da Emir Subayı Murat Yılmaz vardır, araba için hızla Akıncılar Kışlası’na gideceği söylenince ve bunu Org. Mendi öğrenince hem Murat Yılmaz’a hem de Timurcan Ermiş’e “hani bu araba Gn. Kur. Karargahı’na gidecekti” diye bağırır…

 

Fakat iş işten geçmiştir, Mendi`ye durum anlatılır ve “sizi de aramızda görmek istiyoruz” denir…

 

Bu duruma şiddetle karşı çıkan Org. Mendi “Siz kimsiniz ki? Allah hepinizin belasını versin” diye haykırır,  onu susturmak için Timurcan Ermiş belindeki tabancasını çıkartıp kafasına dayar ama Mendi  zerre kadar korkmaz ve  her ikisine de  “siz de çetenin içindeymişsiniz. Murat; 8 yıldır sen benimle çalışıyorsun. Sen de çetenin içindeymişsin, yazıklar olsun sana “ diye bağırmaya devam eder…

 

Sonuçta Mendi büyük bir ihanet senaryosu ile esir alınır ve Mendi’ye ‘yurtta sulh komitesi’ adına kendisini tutukladıklarını söylenir…

 

Bu tutuklama öyle insani bir tavırla da olmadı, yıllarca kendi yanında evladı gibi baktığı askerleri ona şiddet uygulayarak, kelepçe takarak, darp ettiler Org. Mendi`nin ağzından ise şu cümleler dökülüyordu; “ben başka ülkelerin askerlerine esir olsaydım bu muameleyi görmezdim.”

 

Hiç utanmadan Org. Mendi siyah bir bere gibi bir şey geçirdiler, ağzına da bant yapıştırdılar...  

 

Koskoca Türk ordusunun Orgenerali hem de kendi mesai arkadaşları tarafından düşman askerine bile layık görülmeyecek derecede muameleye tabi kalıyordu…

O ordu Romen Diyojen`i yenince misafir gibi davranan ve sağ salim kendi ülkesine teslim eden Anadolu’yu bize ebedi yurt kılan Alparslan`ın torunlarıydı… Ama kendi komutanına adice muamele yapıyorlardı…

 

Bu muameleye sadece Mendi değil, darbeye karşı çıkan askerler de tabi tutuluyordular..

 

Bir süre sonra darbe başarısız olunca ve o cuntacılar paniğe kapılınca Mendi ve yanındaki askerle kaçmayı başardılar.

 

Bu yaşananları Gelip Paşa zamanla tek tek anlatacaktır, ben ona çok yakın bir kaynaktan o gece olanları sizlere özetlemeye çalıştım.

 

Tüm bunlarda ortaya çıkan gerçekler şunlardır:

 

 

Org Mendi’nin bu olayların olmasına yönelik olay tarih ve saatinden önce hiçbir bilgisi bulunmamaktadır. Eğer önden bir bilgi gelseydi, 81 ilde de teşkilatı bulunan jandarmanın baştan önlem alabileceği ve olayların bu noktaya gelmeden önlenebileceği tahmin edilmektedir.
 
Org Mendi’yi derdest eden Emir Subayı Yb. Murat Yılmaz’ın paralelci olabileceği ile ilgili 8 yıldır hiçbir istihbarat ya da bir önsezi oluşmamıştır. Bu nedenle gece boyu Org. Mendi darbecilerin elinde tutsakken kendisinin güvenli bir yerde olduğu ve sağlığı yerinde olduğu bilgisini sağlam bir şekilde olduğunu komutanın eşini koruyan korumalara ve de ailenin diğer üyelerine bildiren ve herkesi yanıltan Emir Subayı Yb. Murat Yılmaz’dır.
 
Olay gecesi darbe yapma çalışması içinde olanların çoğunluğunun jandarma askeri olduğu bilgisi gerçeği yansıtmamaktadır. Jandarmanın başta komutanı olmak üzere üst düzey karargâh subayları bu işe karşı çıkmışlar ve sabaha kadar darbeciler tarafından tutsak edilmiş komutanları haricindeki bazı generalleri başta Jandarmanın Beştepe’deki karargâhı olmak üzere, Beytepe kışlası ve helikopterlerin bulunduğu Kara Havacılık Komutanlığı’nda yer alan darbecilere karşı mücadele etmişlerdir. Bu noktada JÖAK timleri de operasyonlara katılmıştır. Ankara’da yer alan Jandarma generallerinden sadece biri (J. Okullar Komutanı) bu işe karışmış ve yaklaşık 70-80 kadar asker ve bazı Jandarma Okulu öğrencisiyle karargâhı gasp etmeye çalışmıştır. Darbe girişimine katılmaya çalışan diğer generaller genelde illerde yer alan bölge komutanları arasından çıkmıştır (tıpkı Timurcan Ermiş gibi)
 
Galip Mendi Jandarmadaki paralel bağlantılı subaylar hakkında çok geniş bir çalışma yaptırmıştır. Bu çalışmayla MİT’ten, EGM’den, Genelkurmay’dan ve duyumlar üzerinden FETÖ ile bağlantısı olduğu tahmin edilen toplam 747 general, subay ve astsubay hakkında soruşturma dosyası hazırlatmıştır. Dosya işlem yapılmak üzere tüm ilgili yerlerle paylaşılmıştır. Katılacağı son YAŞ toplantısında da bunu gündeme getirecektir. Ayrıca İstanbul, Tunceli, Antalya gibi bazı illere 1 ay önceki emirle daha önce FETÖ kumpası ile zarara uğramış bazı subayları Alay K. Olarak atayan da Org. Mendi’dir.
 
Son olarak J.Gn. Komutanı Galip Mendi, zaten bu yıl 65 yaşında olduğundan kurallara göre YAŞ kararı ile kadrosuzluktan emekli olacaktı. 15 Temmuz akşamı olaya karışmış ya da bağlantılı olduğu tahmin edilen yaklaşık 600 civarı paralel şüphelisinin ordu ile ilişiğinin kesilmesi kararını olaydan hemen bir gün sonra Org. Mendi imzalamıştır.
 
Son olarak:
 
Ben Galip Mendi Paşa`yı Kıbrıs`ta görev yaptığı dönemlerden tanırım. Diyebilirim ki hayatımda gördüğüm en milli Paşa`lardan birdir. Kıbrıs`ta ve görev yaptığı diğer bölgelerde yaptığı işler, gösterdiği başarılar bunun kanıtıdır.
 
O Jandarma Genel Komutanı olduğunda buna en çok sevinenlerden biri olmuş ve bunu da açık açık söylemiştim.
 
Zira onun pkk`ya ve bölücü tüm unsurlara karşı olan mücadelesine yakından tanık olmuş biriydim.
 
Diye bilirim ki, paralel yapıya karşı en etkin mücadeleyi veren paşalardan, devlet adamlarından biride oydu.
 
Bu yüzdendir ki en yakınına girecek ve ustalıkla girecek kadar Paşa`yı hedef almışlardı.
 
Mendi`nin Güneydoğu`da süren pkk`ya operasyonlarda en önemli görevi üstlendiğini de düşünürsek durum vahamiyeti ortadadır.
 
Mendi ayrıca Kocaeli Garnizon Komutanı iken Ergenekon davasından içeride yatan askerleri cesaretle ziyaret etmiş, cesur bir komutandı.
 
Mendi muhtemelen o emir subayının sahipleri tarafından Kıbrıs`ta yaptıkları ile dikkat merkezine alınmış, uzun yıllar üzerinde çalışma yapılmış, Ergenekon davalarında ise iyice kıskaca alınmış bir hedefti.
 
Öldürülecekti, başaramadılar.
 
Mendi ailesine ve milletimize geçmiş olsun.

 


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Selçuk DÜZGÜN Arşivi