Vedat DEMİRBAĞ

Vedat DEMİRBAĞ

Harun Reşid’den günümüze 'Had Bilmemek'

Harun Reşid’den günümüze 'Had Bilmemek'

Harun Reşid’den günümüze “Had Bilmemek”

 

 

Halife Harun Reşid, Bermekîlerden olan veziri Cafer bin Yahya ile birlikte, Saray’ın bahçesinde gezerken, canı meyve çekiyor... Elmayı dalından koparmak için uzanıyor, ne var ki; orta boylu olduğu için, meyveye yetişemiyor!..

 

Veziri Yahya’ya diyor ki;

 

-Omzuma çık, o meyveyi kopar ve bana ver!

 

Vezir zayıf olduğu için, Halife’nin omzuna çıkıyor ve meyveyi koparıp, veriyor...

 

Meyveyi yiyen Halife Harun Reşid,

 

-Çok lezzetliymiş diyor, Bana bahçıvanı çağırın... Bu lezzetli meyveden dolayı onu ödüllendireceğim...

 

Zaten az ileride duran ve olan-biteni hayretle seyreden bahçıvan geliyor... Halife, ona; -Sana bir ödül vereceğim, dile benden ne dilersen diyor...

 

Bahçıvan diyor ki;

 

-Sultanım, sizden bir tek isteğim olacak... Bana, benim Bermekî olmadığıma dair bir belge verir misiniz?

 

Halife şaşırıyor!..

 

-Herkes devlet kademesinde görev almak için bir Bermekî şeceresi uydururken, herkes Bermekî olmaya can atarken, sen niye Bermekî olmadığına dair belge istiyorsun ki?..

 

-Kaldı ki, sen bir Bermekî’sin!.. Bermekî olmaktan niye kaçınıyorsun?..

 

-Belge”yi almakta ısrar eden bahçıvan diyor ki;

 

-Evet, bir Bermekî’yim... Ama, madem ki, benden bir istekte bulunmamı istediniz... Ben bu belgeyi istiyorum, başka da bir isteğim yok!

 

Halife Harun Reşid de;

 

-Madem ısrar ediyorsun, istediğin belgeyi vereceğim sana diyor ve daha sonra da, o belgeyi veriyor bahçıvana...

 

Aradan yıllar geçer....

 

Halife Harun Reşid, yattığı “uyku”dan uyanır, “göz”leri açılır, “kulak”ları duymaya başlar...

 

“Civar ülkelerden gelen uyarıların ve halktan yükselen tepkilerin”, hiç de yersiz olmadığını düşünmeye başlar!..

 

Bermekîler; Halife Harun Reşid’in kendilerine beslediği büyük güven ve yakın ilgiyi istismar ederek, sadece Saray kademelerini değil, eyaletleri de kendi yandaşları ile yönetmeye başlarlar!..

 

Devletin her kademesini anlayacağınız bir “ur” gibi sarmışlar, en ücra yerlerine bile “kendi adamlarını” yerleştirmişlerdir!..

 

Yattığı “derin uyku”dan uyanan Halife, Bermekîlerin “devlet içinde devlet” kurmak için uğraştıklarını “ülkenin her yanını ele geçirdiklerini” ve “kendisini devre dışı bıraktıklarını” fark edince, derhal emir verir:

 

“Bermekîleri kılıçtan geçirin!..

 

Yaşlılarını da zindana atın!”

 

Emir, yerine getirilir!..Bermekiler öldürülür.

 

Peki, “bahçıvan”a ne olur?..

 

Halife’nin emri üzerine, görevliler “bahçıvan”ın evine de giderler... Ya kılıçtan geçirecekler, ya hapse atacaklardır!..

 

Ama, bahçıvan; hemen, “Bermekî olmadığına” dair, “Halife imzalı belge”yi gösterir!..

 

-Gördüğünüz gibi, ben Bermekî değilim. der ve kellesini kurtarır!..

 

Kılıçtan geçirme ve zindana atma operasyonu sona erince, Harun Reşid, son durumu öğrenmek için kurmaylarını çağırır ve sorar;

 

-Emrimi yerine getirdiniz mi?

 

Kurmaylar der ki;

 

-Listedeki herkes; ya kılıçtan geçirildi, ya zindana atıldı... Sadece bir adam kaldı... Ama, ona dokunamadık, çünkü elinde sizin imzaladığınız bir belge vardı!

 

Halife;

 

-Hatırladım ben onu... Onu bulun ve bana getirin der...

 

Bahçıvan huzuruna getirilince, Harun Reşid sorar adama;

 

-O gün, Bermekî olmadığına dair, benden ısrarla belge istedin... Bende verdim... Peki, bugünlerin geleceğini nereden anladın?

 

Bahçıvan der ki;

 

-Sultanım; hani, o elmayı koparmak isterken, vezir, sizin omzunuza basmıştı ya... İşte o an dedim ki; Eyvah! Bizim sonumuz geldi!

 

Harun Reşid, araya girip;

 

-Ama ben söyledim omzuma basmasını, deyince, bahçıvan der ki;

 

-Farketmez sultanım. Sizin, Sultan olarak, vezirinizin omzunuza basmasını istemeniz bir alicenaplıktır, büyüklüktür. Siz istemiş olsanız bile, vezirinizin omzunuza basması ise; hem şımarıklık, hem hadbilmezlik, hemde küstahlıktır!..Sizin omzunuza basıp meyveyi koparmak yerine, pekâlâ beni çağırabilir ve benden isteyebilirdi! Bir adam, vezirde olsa, sultanının omzuna basacak kadar cüretkâr ve had bilmez olduysa, bunun sonu felâkettir! Ben, işte o gün bu felâketi gördüm ve sizden o belgeyi istedim.

 

Evet, atalar ne demiş:

 

-İslamın şartı beş ise altıncıs haddini bilmektir.

 

Zira, unutulmamalı ki, haddini aşanlara Allah eninde sonunda haddini bildiriyor!..

 

Hz Ali (Rah) cennet mekanıda unutmamak gerekiyor.

 

Her şeyin affı olur ancak devlete ihanetin asla! Buyurmuş.

 

15 Temmuz darbe girişimine sebep olan FETÖ cemaatinin gelinen süreç içerisinde Halife Harın Reşid tarafından Bermekilere tanınan ayrıcalıklara günümüz de iktidarlar aracılığı ile sahip olduğu ve devleti ele geçirdiği bir gerçektir.

 

Devir artık devletten bu ur halindeki yapıdan temizlenme vaktidir.

 

Selam dua ile...


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Vedat DEMİRBAĞ Arşivi