Hatırşinast Van Halkı Ve Kıymetli Valisi Ozan Balcı
Van gölünün incisi, Doğudaki medeniyet beşiği, hoşgörünün merkezi, Ermeni mezaliminde birçok yerlisini toplu katliamlarla kaybetmiş cefakâr, vefakâr ve bahtiyar ilimiz Van’ı ve geçen yıl göreve başlayan zaman Valisine tebrik yazısı yazacaktım ama ülkemizde eski dostlara yapılan bu tür jestler yanlış anlaşılmakta ne yazık ki. Hazır yeri gelmişken ve eski bir tanıdığın arkasında durulması gerekirken, yıllar önce ilk yüksek öğrenim aldığım o şirin Van ve Valisi ile ilgili samimi düşüncelerimi de sizlerle paylaşmak istedim.
Van valisi Ozan Balcı’yı lise yıllarından tanırım, başarılı olduğu kadar dürüst, çalışkan ve karakterli bir öğrenciydi. Üniversite sınavına hazırlanmak için dershanede hafta sonları kursunda sözel gruplarda farklı sınıflardaydık. Kendisi torpilin ve ayak oyunlarının olmadığı dönemde Ardahan Lisesi 1.cisidir. 2007-2008 yıllarında Şırnak Vali yardımcısıyken ortak dostlar aracılığıyla selamlaşırdık. Dil ve eğitim için yurtdışına görevlendirildi. Devlet içinde yetişen kaliteli ve dürüst bir bürokrattır.
Terörizmle bağı olan bir Belediye başkanının yerine kayyum olarak görevlendirilmesi, kişiliğine ve mesleki onuruna hakaret edilmesine sebep değildir, Sayın Vali’ye hakaret etmek hiç kimsenin haddi değildir. Günlük hayatta karşılaştığımız olaylar gibi bu bölücülük istekleri de bir sebep-sonuç ilişkisi içerir.
Özellikle ihanet içinde bölücülük sevdasına tutulanların dönüp kanlarını veya sütlerini araştırmalarını tavsiye ediyorum. Vatandaşları oldukları ve her türlü nimetlerinden bolca faydalandıkları sonra dönüp ihanet ettikleri Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni yıkma istekleri, yaşamsal döngüde ve gensel özelliklerin taşınmasında önemli olan bu iki fizyolojik sıvının kalite değerinin sıfırın altında olması ile açıklanabilir ancak.
Vermiş olduğun oyunun ve iradenin hakkını aramak için bu soğukta sokakta bekleyip alet yapılmaya çalıştığınız provokasyona bir sorumlu arıyorsanız, adli ve hukuki problemi olduğu ve bir gün terörle mücadele kapsamında ceza alacağını bildiği halde problemli insanları aday gösteren Dem partisi aday belirleme organlarını ve de sabıka kaydı incelemesinde bu durumu gözden kaçıran makamı karşınızda göreceksiniz.
Madem partinizden aday çıkaracak ve oy vereceksiniz sicili tertemiz ve sizlerle aynı görüşte olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin imkanları ile meslek sahibi, akademisyen olmuş Türk Ulusunun bireyi gariban Anadolu çocukları var. Yıllardır Kürt halkının hakkını savunuyoruz diye bizden kesilen vergilerle milyonlarca lira maaş alıp henüz hiçbir gariban çocuğuna eğitim bursu vermeyen ama kendi çocuklarını yurtdışındaki seçkin okullarda okuturken anasının babasının boğazından kestiği ile okuyanlar etnik ayrım yapmadan Türk Ulusunun her bir bireyini daha iyi temsil etmez mi?
Devlet görevlileri kendilerine tevdi edilen görevleri yasalar çerçevesinde, görevin yetkileri dahilinde izin verildiği ve gerektiği kadar sınırları olan, devletin ve vatandaşlarının yasal ve toplumsal fayda alacakları menfaatler doğrultusunda otorite kullanarak yaparlar. Sosyal medya ve parlamentoda bulunan bir takım cahil kesimin Van halkını kışkırtıp terörizm çirkinliğine bulaştırmak adına Sayın Vali’nin kişiliğine hakaret etmek ancak yukarıda yazdığım fizyolojik bozukluğun, gen kalitesizliğinin sonucudur.
Van Valisi Sayın Ozan BALCI beyefendi hatırşinast kıymet bilir Van halkına devletin emanetidir. Kırsal bölgele törelerinde de modern toplum yasalarında da emanete ihanetin vicdanen ve madden cezası bellidir. Kırsal ve modern Van halkı bu töreyi en iyi bilenlerdendir bizleri de kendilerine emanet ettiklerinde kendi evlatlarından üstün tutmuşlardır sağ olsunlar.
Van demişken, Sivas olaylarında 36 canımızla birlikte katledilen kıymetli Türk Halk Müziği sanatçısı Hasret Gültekin’in derleyip söylediği “Giderim Van’a Doğru” isimli Türküyü dinleyerek 1992 yılında ilk defa Üniversite kaydı için gittiğim, ülkenin ve insanlar tarafından otantik ve folklorik kültürün en güzel örneklerini gözlemlediğim doğası, yumuşak huylu konuksever hatırşinast insanı ve iklimi ile görülmeğe değer yaşanılacak bir şehirdir. Kısa geçici görevlerle orada bulunmuş babamın tavsiyesi ve teşviki ile çok sevinerek gittim ve her aklıma geldiğinde “iyi ki gitmişim” dediğim çok hoş bir şehirdir.
2020 yılında bir daha gittiğimde ise, değişen tek şeyin şehrin imarının ve Akdamar adasının hikayesinin kahramanları olduğunu gördüm. Dostluk hala aynıydı, okul arkadaşım, sevgili dostum İsmail Gültekin’in konuk severliği, Öğretmen olan sevgili yeğenim Kübra ve eşi Ali Karlıdağ çiftinin misafirperverlikleri, Elazığ’da sporu terörize eden holiganların şiddetine maruz kalan bir dönem süper lig temsilcisi Van Spor sportif direktörü olan dostum Bayram Oral’ın dostluğu gibi. Van insanın yukarıda saydığım özelliklerini barındırıyordu. Çarşı esnafında Bazı illerin tersine, özlemini duyduğunuz o masumiyeti ve içtenliği görebilirsiniz. Sonrasında okul kampüsümüzün Tatvan’da olması sebebiyle iki yıl boyunca ancak hafta sonları kaldığımız Van’daki birçok güzel dostla hala irtibatımız var tabi ki.
Çok önemli bir dezenformasyon örneği olarak karşıma çıkan ve yüzyıllardır anonim bir şekilde anlatılan, dramatik olan Akdamar adası hikayesi kahramanları otuz yıl öncesine kadar, Asur Kralı ve kızı Tamarra olarak anlatılırken, son Van ziyaretimde Asur kralı ülkemizde yapılan yanlış eğitim politikaları yüzünden Ermeni papaza dönüşmüştü. Oysa gerçek tarihçiler çok iyi bilir, Ermen boyunun içine yerleştirilerek onlardan olmadığını belirtmek için -i eki alarak adlandırılan Ermeniler yani tarihsel gerçek isimleri ile “HAY” ların Anadolu ve Kafkasya bölgelerine geçiş tarihi Mısır’ın fethinden sonraya dayanır 1600’lerin başıdır Hay’ların bu topraklarda kitlesel halde varlıklarının görülmesi.
Kars’a giderseniz Ani yerleşim yerinde levhalarda Ani kralı “Aşotu” nu size Ermeni ismi diye okuturlar. Aynı dezenformasyon ve cehalete orada da rastlarsınız.
Yazıyoruz çiziyoruz ama kimsenin aklına bir soru işareti gelmiyor ne yazık ki. Doğa ve tabiat dini olan Şamanizm de çocuklara doğadan isimler vermek bereket ve bolluk arzusuydu. Onun için bugün, Reyhan, Nergis, Lilpar, Kekik, çiğdem, Nilüfer, Toprak gibi birçok eski isim hala güncelliğini koruyor. “AŞ OTU” da bilmeyenler için yazmış olayım, yemeklere çorbaya hoş koku ve leziz bir tat katan eski Türk yemeklerinde kullanılan doğadan toplanan bir ottur. Kültür Bakanlığı sitesinde kısmi de olsa bu otlar ile ilgili bilgilere rastlarsınız.
National Geography tarihçilerinin bile yalanlamış olduğu Grek tarih tezi bizim eğitim sistemimizde 1939 tarihinden bu yana Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün hazırlatmış olduğu tarih tezi ve kitapları kaldırılarak okutulmaya başlandı. Ondan sonra toplumsal tarih hafızamız değişti. Şimdi soran olacaktır bir gecede harf devrimi yapıldı hafızamız silindi. Onlara verebileceğim cevap Osmanlı’dan önce Latin alfabesinin de atası olan runik harflerin kullandığı Göktürk Alfabesinin kaldırılmasına arap alfabesinin yerleştirilmesine neden ses çıkarmıyorsunuz?
Madem milliyetçilik yapacaksın, Türk yazı sistemleri “Türklerin en geniş ölçüde kullandığı yazı sistemleri Göktürk, Uygur, Arap, Kiril ve Latin alfabesidir.” Bilgisini de hafızanda tutmak zorundasın. Diğer bir husus, kardeşim zaten Anadolu’da okuma yazma oranı çok iyimser bir rakamla en fazla %5’di. Dedenin, nenenin yazamadığı alfabenin kinini gütmen, senin yaşamındaki kısa dönemli eksik kaldığın tarih bilgini açıklar. Olsun felsefenin en geçerli kuralının “değişmeyen tek şey değişkenliktir” olduğunu düşünecek olursak biraz araştırmayla bu fikrininde değişeceğini düşünüyorum.
Türkiye Cumhuriyeti devleti bütün etnik paydaşlarıyla bir Ulus devletidir. Devleti, kurumlarını ve temsilcilerini koruyup kollamak her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının görevidir.
KALIN SAĞLICAKLA!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.