Selçuk DÜZGÜN

Selçuk DÜZGÜN

HOCALI`nın Katilleri, SUR`da ki temsilcileri ve Onların Sahipleri!

HOCALI`nın Katilleri, SUR`da ki temsilcileri ve Onların Sahipleri!

HOCALI`nın  Katilleri, SUR`da ki temsilcileri ve Onların Sahipleri!

 

 

HOCALI`yı anlamak için,1992`ye gelene kadar sürekli bir şekilde cinayet işleyen tetikçiyi ve ona lojistik destek sağlayan işbirlikçisinin parmak izlerini sizlere sunmak isterim.

 

 

Öyle ki, aynı tetikçi ve sahipleri bugün Türkiye`deki terör eylemlerinden sorumlu olanlardır.

 

Yıl 1840!...

 

Henüz ortada hiçbir sebep yokken Maraş’ta, bir dağın tepesine kurulmuş bir Türk karakoluna yörede gizlice örgütlenmiş olan beşbin dolayında silahlı Ermeni bir gece ansızın gizlice bastı. Dörtsüz dolayında Türk askeri ile subayının kulaklarını, burnunu keserek yavaş yavaş işkencelerle öldürdüler!...

 

 

Bu Ermeniler silah desteğini Ruslar`dan almışlardı.

 

Yıl 1870!...

 

Kafkasya ile Gürcistan’da silahlandırılan Ermeniler Türk Kökenli köylere saldırdılar. Buradaki sayıca Türk nüfusunun azalması o dönem başlamaktadır.

 

Ermeniler burada yalnız değildiler, silah ve asker desteği yine Ruslardandı.

 

1878-1879 Yılları!...

 

“93 Harbi” diye nitelendirilen bu savaşlarda bölgeyi çok iyi tanıdıkları için Ruslara kılavuzluk edenler yine cephe gerisindeki Ermenilerdi ve köyleri basıp katliamları yapan yine onlardı...

 

1905

 

Küçük Ergeş Beğ`in savunduğu Andican`ı tutuşturarak yirmibin Özbek Türk`ünü öldürenler yine Ermenilerdi...

 

 

Bu katliamda da koalisyon aynıydı.

 

1913,1915 ve sonrası Anadolu Türkü için en kanlı yıllar!

 

Bu yılları ne kadar anlatsak katliamları anlatmaya yetersizdir. Ama kısaca özetlersek; Van-Erciş-Cavuşoğlu Katliamı, Kars-Subatan Toplu Mezar Kazısı, Van-Zeve Toplu Mezar Kazısı, Erzurum-Dumlu Katliamı Iğdır Oba Köyü Katliamı gibi bir çok kanlı olay...


Burada da katil ise sahibinin muhteşem işbirliği devam ediyordu…


Ve Azerbaycan Katliamları!

 

Katil ve sahibi bu sefer Azerbaycan`daydı…31 Mart 1918, Azerbaycan tarihine siyah harflerle yazıldı. 31 Mart'ta başlayarak, 3 gün boyunca devam eden katliamda 15 bin Azerbaycan Türkü öldürüldü.

 

 

Bu tür katliamlara örnek vermek çoktur, Türklere karşı yapılan bu katliamlar Osmanlı`nın parçalanması döneminde her bölgede, her toprak parçasında olmuştur.

 

 

Nihayetinde o koskoca devlet yine bir avuç Anadolu ve o Anadolu insanının kurduğu Türkiye kalmıştır.

 

 

Fakat katil ve sahipleri boş durmamaktadır!


1975 yılında Lübnan İç Savaşı esnasında, Beyrut şehrinde, sempatizan Filistin Halk Kurtuluş Cephesi'nin yardımı ile Ermeni istihbaratçı Agop Agopyan tarafından bir örgüt kuruldu.


Örgütün temel amaçları; Ermeni ilkesininin dünya kamuoyuna tanıtılması ve yurtdışı Ermeni toplumunda milliyetçi duygunun yükseltilmesini sağlamaktı.

 

 

Bu örgütün adı; ASALA` idi.

 

 

Özellikle bağımsız bir Ermenistan kurmak, Ermeni Soykırım iddialarını Türkiye Cumhuriyeti hükümetine kabul ettirmek, tazminat ödettirmek ve iddia edilen Ermeni vatanına topraklarını devrettirmek için çalışmak için her türlü terör eylemini kendilerine meşru görmüş ve tabi ki hedef olarak Türk diplomatları almışlardır. Bu örgüt o dönem Yunanistan ve Suriye İstihbarat servislerinin her türlü eğitim, öğrenim ve lojistik destek kolaylıklarından yararlanmışlardır.


Bu örgüt 16 ülkede 41 tane diplomatımızı ve onlarca dış misyonlarda çalışan halkımızı sinsice katletmiştir.

Arkalarındaki gücü tahmin etmek herhalde zor değil.


Ve aynı katil ve sahipleri

 

26 Şubat 1992`de HOCALI`da ortaya çıkıyor…

 

Tarih :  25 Şubat 1992


Ermenistan`daki  336. Motorize Alayı, Hocalı'yı üç taraftan kuşatıyor…

 

336. Motorize alayım kimin? Elbette ki Rusların

 

SSCB'nin dağılma aşamasının hızla sürdüğü o dönemde, ordunun çoğu Ermeni askerlerden oluşuyordu. Ermenilerin dışında, Rus askerler de Alay'da görevliydi.

 

Dağlık Karabağ bölgesi için Azerbaycan Türkleri ve Ermeni halkı arasında 1988'de başlayan Karabağ Savaşı sürerken, Ermeniler bölgenin bir kasabası olan Hocalı’da hâkimiyeti ele geçirmek amacıyla Hocalı'ya ilerlemeye başladı. 

 

 

Ermeniler, Hocalı kuşatmasıyla, sivil halkın kaçabileceği tek bir istikamet bırakmıştı: Doğu tarafı.

 

 

Çok az sayıda kişinin kullandığı Kuzeydoğu hattını saymazsak, sivillerin bir kısmı doğu koridorunu kullanarak Hocalı'dan ayrılmak istedi.

 

 

Ancak o yolda, Azerbaycan Türklerini Ermeni askerler bekliyordu. Sivillerin yanındaki silahlı güçler karşılık vermeye çalışsa da, sivillerle birlikte tamamı açılan ateş sonucu öldü.

 

 

Hocalı kuşatmasından kaçamayan Azerbaycan`lı Türkler , belki de yakın tarihin gördüğü en acımasız, en vahşi soykırımlardan  birine maruz kaldılar...

 

 

Hocalı’da 73’ü çocuk, 106’sı kadın ve 70’i yaşlı 613 sivil insan öldürülmüştür. Sekiz aile tamamen yok olmuş, 487 kişi sakat kalmış ve 1275 kişi esir alınmıştır. Esir alınanlardan 68’i kadın ve 28’i çocuk toplam 150 kişinin yaşayıp yaşamadığı belli değildir.


-Hocalı'daki katliamı organize eden isimse tanıdık:

 

Ermenistan Devlet Başkanı Sarkisyan

 

 

Ermenistan Devlet Başkanı Serj Sarkisyan, Hocalı Katliamı'nın sorumlusu birliklerin başındaki iki liderden biriydi, ve bazı kaynaklara göre katliam emirlerinin sahibi. 

 

 

Nitekim Sarkisyan, İngiliz araştırmacı Thomas de Wall'un yaptığı bir röportajda o günlerden şu şekilde bahsediyor;”Azerbaycanlılar Ermenilerin sivil halka karşı katliam yapmayacağını düşünmekteydiler. Biz bunu Azerbaycanlılara şaka yapmadığımızı göstermek amacıyla ibret olsun diye yaptık.” diyordu…


-Hocalı vahşetinin tanığı Ermeni gazeteci Daud Kheriyan'ın yazdığı kitaptan kan donduran satırla şöyle anlatıyor; Ölülerin yakılmasıyla görevli Ermeni grup, Hocalı'nın 1 kilometre batısında bir yere 2 Mart günü 100 Azeri ölüsünü getirip yığdı. Son kamyonda 10 yaşında bir kız çocuğu gördüm. Başından ve elinden yaralıydı. Yüzü morarmıştı. Soğuğa, açlığa ve yaralarına rağmen hala yaşıyordu. Çok az nefes alabiliyordu. Gözlerini ölüm korkusu sarmıştı. O sırada Tigranyan isimli bir asker onu tuttuğu gibi öteki cesetlerin üstüne fırlattı. Sonra tüm cesetleri yaktılar. Bana sanki yanmakta olan ölü bedenler arasından bir çığlık işittim gibi geldi. Yapabileceğim bir şey yoktu. Ben Şuşa'ya döndüm. Onlar Haç'ın hatırı için savaşa devam ettiler. 'For The Sake of Cross' - Haçın Hatırı İçin, Sayfa: 62-63


-Tüm dünyanın gözleri önünde sergilenen bu katliamlar  BM İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nin 2, 3, 5, 9 ve 17. maddelerinin ihlal edildiği Hocalı Soykırımı`ndan ötürü kimse yargılanmadı…


İnsan Hakları İzleme Örgütü, yaşanan olayı Dağlık Karabağ'ın işgalinin ardından, yaşanan en kapsamlı sivil katliam olarak nitelendirmiştir.

 

 

Azerbaycan'da  'Hocalı Soykırımı'; Ermenistan'da ise 'Hocalı Olayı' olarak anılan katliamla ilgili, geride kalan 24 yılın ardından herhangi bir sorumlunun cezalandırılamadığını da belirtmek gerekir.


Ve Azerbaycan`ı topraklarını 24 yıldır işgal edenler, bugün sahiplerinin destekleri ile silahlanmaya devam etmektedirler.

 

 

Yani bize diyorlar ki, dünya 5`den büyük değildir.

 

 

Biz de haykırıyoruz dünya vicdandan büyük değildir.

 

 

Vicdanı olmayanlarda insan değildir.


Dikkat edin bütün katliamlar, sinsice, kalleşçe,  acımasızca ve aynı taktikle yapılmaktadır.

 

 

Yani uzaktan vur, bombala, tuzak kur, hendek kaz…

 

 

Yine dikkat edin dün bu katliamları yapanlarla bugün Türkiye`de yaşadığımız terör olaylarını yapanların taktikleri ne kadar benziyor değil mi?

 

 

Ve bu terör olaylarını yapanların ülkemizdeki emelleri ile, 1840`dan beri katliam yapanların emelleri ne kadar örtüşüyor değil mi?

 

 

Demek ki; katil aynı katil, amaç aynı amaç.

 

 

İsimler, cisimler ne kadar kamufle  edilirse edilsin düşman aynı düşman.

 

 

Ve düşmanın hazmedemediği isim; TÜRK

 

 

Hazmedilmeyen devletler Türk Devletleri.

 

Devletinin, milletinin nerede olduğunun önemi yok yeter ki TÜRK olsun.

 

 

Nitekim bugün Türkiye`de yaşanan Terör olaylarının siyasi kanadı bir HDP Milletvekili SUR`da yaşanan olaylarda teröristlere destek vermek için aynen şu cümleleri kuruyor, “Şu anda Rusya ile anlaşmaya varmak üzereyiz. Rusya bize destek verecek silah gönderecek. Hatta iki araç yoldadır geliyor. Bu direniş devam etmeli.  Kandil’in talimatı bu yönde.  Rusya’nın yapacağı yardımlar içinde anti tank silahları da var. Biz halkın daha etkin bir şekilde bu işin içine çekmeliyiz. Halk destek vermese de bu iş devam etmeli. Sur’un diğer mahallelerine de direniş taşınmalı''

 

 

Bu bile katillerle, destekçilerini açıkça deşifre etmektedir.


Demek ki; HOCALI`da ki katillerle, SUR`daki katillerin genetik kodları aynıdır.

 

 

Sahipleri de aynıdır.

 

 

Bu katiller ve sahiplerine karşı mahsumlar ve şahinlerin vatanları ise Azerbaycan ve Türkiye` dir.

 

 

Bu iki ülkenin kaderleri, sevinçleri birdir ve zaferleri de inşallah bir olacaktır.

 

 

Terör ve destekçileri tarihin fosseptik çukurunda yerlerini alırken, Azerbaycan`da işgal altındaki toprakları mutlak azat edecektir.


Bu vesile ile geçmişten günümüze  HOCALI`dan –SUR`a milletimiz için canından, kanında geçen şehitlerimizi ,  gazilerimiz rahmet ve minnetle anıyorum.


Ruhları Şad olsun!


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Selçuk DÜZGÜN Arşivi