İBB'deki terör teftişine Arınç'tan olay tepki! 'Endişeli ve üzüntülüyüm'

İBB'deki terör teftişine Arınç'tan olay tepki! 'Endişeli ve üzüntülüyüm'

AK Parti'nin kurucularından eski Meclis Başkanı Bülent Arınç, İçişleri Bakanlığı’nın İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik başlattığı teftişi eleştirdi.

Bülent Arınç, İçişleri Bakanlığı’nın İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik başlattığı teftişi eleştirdi.

Arınç, "Bunlar Ekrem İmamoğlu'nu daha da güçlendirir" dedi.

Soylu'nun İmamoğlu'na yönelik söylemlerinin "İmamoğlu'nu cumhurbaşkanlığı için tabi bir aday haline getirmeye ve güçlendirmeye yaradığını" belirten Arınç, "Böyle bir niyet varsa, sayın Bahçeli de demek aynı niyette" ifadelerini kullandı.

 

İşte Bülent Arınç'ın İsmail Saymaz'a verdiği röportajdan çarpıcı bölümler...

 

İBB'ye yönelik özel teftişi nasıl yorumluyorsunuz?

Endişeli ve üzüntülüyüm. 2019'da İstanbul'da ilk seçim iptal edilip ikincisi yapılacağı zaman şiddetle muhalefet ettim. "Seçim (İmamoğlu'na) kaybettirilmiş olsa bile beş sene sonra cumhurbaşkanı adayına hazır olun. İmamoğlu'nun hak kazanmadığı popülariteyi kendi elimizle vermeyelim" dedim. Korktuğum başıma geldi. Arzu etmediğim bir şekilde birilerinin telkiniyle seçim iptal edildi ve 850 bin oy farkıyla Ekrem Bey seçildi.

Ekrem Bey'in önüne geçenler şunu düşünmüyorlar: Bu kişiye yanlış yaparsanız bizim halkımızın gönlünde mağduriyete karşı duyarlılık var. İkincisi, söylediklerinizin doğru olmadığı ortaya çıkarsa kendinizi yıpratırsınız. Yapılmak istenen şeyin hiçbir anlamı yok. Süleyman Soylu'yu yanlış bulduğumu ifade etmeliyim. Sayın Cumhurbaşkanımızın da bu gelişmelerden ne çıkabileceğini, çok iyi bir hesap adamı olduğu için bilmesini isterim.

Kayyum da atasalar, dedikodularla onu yıprattıklarını zannetseler de..

Bu şekliyle giderse, Ekrem Bey önümüzdeki seçim İstanbul'a belediye başkanı olmak isterse hiçbir şey yapmasına gerek kalmadan, emin olun yüzde 50'nin üstünde gelir. Ötesini düşünmek bile istemem. Cumhurbaşkanı adaylığı konusunda spekülasyona girmek istemem. Kayyum da atasalar, dedikodularla onu yıprattıklarını da zannetseler, yıpranmaz, daha da güçlenir. Partisini de kendisini de güçlendirir. Bugünkü çabaların boş olduğuna bakarak işi yargıya havale edecek bir sistem kurmak lazım.

Sedat Peker'in söyledikleri ile yargıyı harekete geçiremeyenler

(Sedat) Peker'in söyledikleri ile yargıyı harekete geçiremeyenler Peker hakkında dava açıp o yargılamayla avunduklarını zannetmesinler. Şunu söylemek istiyorum: "Bu kadar insanın terör örgütüyle iltisakı var." Bunlar İçişleri Bakanı'nın söyleyeceği şeyler değil. Savcılığa verilir, savcı araştırma yapar. Ki mutlaka yapacaktır. Artık savcılarımız, hakimlerimiz dilekçeyi kimin verdiğine bakarak hareket ediyor. Arkasındaki siyasi iradenin kim olduğunu görmeye çalışıyor.

Sabıka kayıtlarının değeri kalmamışsa...

Efendim, "Şurda çalışan şu kadar insan şöyledir." Bunun kararını verecek olan yargıdır. Sabıka kayıtlarının değeri kalmamışsa anasının, babasının, dayısının, teyzesinin, oğlunun bilmem ne örgütüyle iltisakı varsa, yedi sülalesinden buna bir şey kalmıştır diye düşünmek doğru değil.

Mansur Yavaş'a söylenenlere ne oldu? 

Mehmet Özhaseki'nin söylediği bir cümle vardı. "Mansur (Yavaş) kazanırsa 20 bin PKK'lıyı belediyede işe alacak." E ne oldu? İki sene geçti üzerinden. Mansur, cumhurbaşkanlığına gidiyor. Hiç kimse ona "Şu kadar adam alacaktın, bunlar nerede?" diye sormuyor.

Çek-senet tahsilatçısı da denildi. Soytarı bir adam çıkardılar. O da mahkum oldu. Mansur oradan aklandı. 2014'te Ankaralı şuna inanıyordu: Yavaş sandıkta kazandı ve sonra kaybettirildi.

"Soylu'ya eleştirim var" dediniz. Açabilir misiniz?

İki eleştirim var. Bir: Sadece Ekrem Bey'e yönelik şeyler yapması, kullandığı söylemler İmamoğlu'nu tabi bir aday haline getirmeye ve güçlendirmeye yönelik sonuçlar veriyor. Böyle bir niyet varsa, sayın Bahçeli de demek aynı niyette. O da birkaç gün evvel ağır sözler söyledi. Bunların AK Parti açısından faydalı olmadığını düşünüyorum.

İkincisi, sayın Soylu, yanlış bir söz söyledi. "Bize yaptıran Allahtır" gibi... İnancımıza muhalif bir sözdür. Peygamberimizden sonraki fitne ve fesadın, halifelerin katline kadar giden yanlış bir düşüncenin ürünüdür bu sözler. Bilerek sarf ettiğini düşünmüyorum. Milletimize "Böyle bir söz sarf ettiğim için çok mahcubum" demesi lazım. İkincisi Allah'a karşı günaha girdi. Tövbe yapması lazım.

Bahçeli'nin açıklamalarını gördünüz mü?

Görmedim. İlgi de duymuyorum. Dün konuşmasını söylediler. Aynı şekilde devam ediyor.

"Suçluysa görevinden alınmalıdır" diyor.

Savcı iddia eder, mahkeme beraat kararı verir. İsmail bey, başkaları ekonomist olabilir de ben iyi bir hukukçuyum. Hukuku bana sorsunlar.

Ola ki kayyum atanırsa sonuçları ne olur?

Çok kötü olur. Kayyum atanması için hukuk içerisinde bütün içtihatları da göz önüne alarak, yargı kararına bağlayacak iş yapmak lazım. Zamanında aldıklarımızdan suçlamalar sabit olmamışsa o insanlar hala o bölgenin gönlünde yatan birer insandır. Yargıdan geçerek kesin hükme ulaşırsa kıymet kazanabilir.

Ama örneklerini gördüğümüz şekliyle "İstanbul'da ne yapacağız yapacağız kayyuma gideceğiz" şeklindeki düşüncenin diğer kayyuma gidilen yerlerden farklı sonuçlar doğurabileceğini söylemek isterim. Bu bizim partimizin lehine olmaz.

 

Siyasetcafe.com

 

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.