Dünya’da yaşıyoruz. Yaşadığımız gezegende her şey zıddıyla beraberdir, zıddını da bünyesinde taşır. Gündüz geceyle, gençlik ihtiyarlıkla, doğum ölümle, aşk nefretle, vuslat ayrılıkla ilişkilidir. Dünyada var olan her şey birbirini dengelemek için yaratılmıştır.

Bu gezegen, merityo loka: acı veren gezegen olarak da adlandırılır. Burada ne kadar mutluluk varsa, onun kat kat fazlası acı da bulunmaktadır, dolayısıyla buraya gelen herkes acı çekmek zorundadır.

Fakat bu acıları en aza indirmek ya da hiç tecrübe etmemek gibi bir şansa da sahibiz. Bu şansı nasıl elde edebiliriz?

Şimdi sizlere yazımın ele alınış amacını oluşturan etkili tekniği sunacağım.

Tekniği doğru anlamak çok önemlidir. Bu nedenle açıklamama, pandül (sarkaç) örneğini vererek başlamak istiyorum.

Gözünüzün önüne getirin, pandülü tutup çekerseniz bıraktığınızda tam zıt yönde salınır. Pandül çekme oranına bağlı olarak hareket eder, ne kadar çok çekerseniz o kadar çok, ne kadar az çekerseniz o kadar az mesafe tam aksi istikamete doğru gider.

Pandül örneğinden yola çıkarak tabii ki uygulamak şartıyla acılarımızı azaltabilmemizi sağlayan oldukça etkili tekniği veriyorum:

Çok mutlusunuz hemen o an sizi ne mutlu ettiyse o halin tam zıddını düşünün.

Çok güzel bir durum, çok mutlusunuz, derhal “ya tersi başıma gelseydi” diye düşünün. Zengin misiniz, “ya servetimi kaybedersem”, bebeğiniz mi oldu, “ya onu kaybedersem” diye aklınızdan geçirin. Pandülün hareket hızını böylelikle kontrol etmiş olacaksınız, merkezde kalmanızı sağlayıp uçlara doğru gitmenizi engelleyeceksiniz.

Duyar gibiyim, içinizden “Allah korusun, aklıma bile getirmek istemem” diye geçiriyorsunuzdur. Ama hayat böyledir, yarın annenizi kaybedebilirsiniz ya da amansız bir hastalığa yakalandığınızı öğrenebilirsiniz. O zaman ne yapacaksınız?

Bu aynı pandülün ne kadar çok çekilirse o kadar çok ileriye salınması gibi, mutluluk halini ne kadar uçlarda yaşarsanız, kaybettiğiniz zaman acı halini de bir o kadar ağır yaşayıp, derinden sarsılırsınız.

Frene basın, pandülü çok çekmeyin. Merkezde kalmanız, içsel dengeniz için yavaşlayın. Böylece tersi durumlar için kendinizi hazırlamış olacaksınız, acılar altında ezilmeyeceksiniz. Olaylara, kesinlikle olumsuz hastalıklı bir yaklaşımla değil ama her durumda “Şimdi mutluyum, ama yarın sahip olduklarımı yitirdiğimde ne olur?” şeklinde temkinli yaklaşın.

“Mutlu olmayın, sevinmeyin, kahkaha atmayın” demek istemiyorum. Mesajım, mutluluğunuzu yaşarken kendinizi kaybetmeden dengeli bir şekilde yaşamanızdır. Aksi takdirde, yaşam sizi acılarla buluşturduğu zaman ki mutlaka acıyı tadacaksınız, çünkü merityo-loka’da yani acı veren/acı çektiren gezegende yaşıyoruz, o zaman çok sıkıntı çekersiniz.

Pandül tekniğini hayatınıza dahil ettiğiniz zaman,

1. İyi durumlarda çok yükseklerde uçmayıp mütevazı davranacaksınız,

2. Kötü durumlarda ise aşırı sarsılmayıp içsel dengenizi koruyacaksınız,

3. Yaşadığınız güzelliklerin değerini idrak edip daha olgun ve anlayışlı olacaksınız.

Bir annenin, çocuğundan bir an için bile olsa ayrı kalma olasılığını düşündüğünde onun varlığının kendisine neler kattığını daha iyi hissetmesi gibi.

Her durumda pandülü hatırla ve içsel dengende kal.